Katılımcı (Tasarım ATLAS Mimarlık), eVolo 2016 Skyscraper Competition

PROJE RAPORU

POST-APOCALIPTIC COLONY

Dünya değişmiş ve feodal yönetimler dünyayı parça parça ele almışlardı. Global düşüncenin aksine artık 100 km’lik yol bile korkutucu şekilde bilinmezliklerle doluydu.

Teknoloji artık çözüm olmaktan çıkıyor, sadece kendi yaşam alanlarında kullanabilinir olmaktan öteye geçmiyordu. Evren, Dünya ve Bütün Güneş sistemi artık yozlaşmış teknolojiye karşı durabilmek için çoktan evrilmişti. Dünya atmosferi artık veri taşımıyor ve Radyo Frekansları artık aktarılacak bir yol bulamıyordu.

Çevreden toplanan artık malzemeler ve eskinin teknolojisi mekanik robotlar ile büyük bir 3 Boyutlu Yazıcı yapıldı. Bu yazıcı inşa edebileceğimiz 2 km’lik kuleyi kendisi yapacaktı. Biz insanoğlu da bu kuleye yavaş yavaş yerleşip yaşama ihtimalimizi arttıracaktık. Doğa artık tamamiyle bizimle savaşıyordu.

Bina ilk bakışta mükemmel bir sarmal olarak tasarlandı. Sarmalın taşıyıcı yapısı kapilar sistem ile suyu zemin altından en üst noktaya kadar minimum enerji ile taşıyor ve bu sistemin çevresinde ki algler ve mantarlar bina içi oksijen oranını düzenliyordu.

Yaşam kapiler sistemin arasında 6000 m2‘lik 3 bölgeye kuruldu. Her kat 6000 m2 olarak tasarlandı ki iç boşluklar yaşam alanları haline gelebilsin… 3 taşıyıcıda her katta 100’er kişilik yaşamlar başladı. Sistem yükseldikçe yeni misafirler geliyor ve dahil oluyordu.

İlk temel sarmal katı Eğitim, Sağlık ve Pazarı içinde bulunduruyordu. Sonra yetmemeye başladı ve orta kata Pazar ve en üst kata Sağlık taşındı. Bina inşaatı bitmesine yakın artık yaşam bölümleri Sağlık, Eğitim ve Ticaret olarak ayrılmıştı.

Binanın en büyük eksiği sıcak su sağlanması ve içecek suyun arıtılması işlemi için büyük enerji harcanmasıydı. Kapiler sistem suyu en yükseğe taşıyabiliyordu. Son katta yapılan kılcallar suyu içlerinde bir süre tutuyor ve güneşin etkisi ile ısıtarak tekrardan potansiyelini kullanarak alt katlara dağıtıyordu. Dünya artık çöl olduğu için arıtma işlemi bütün su için zeminde başlatmaya karar verildi. Karbon hala çok kolay bulanabiliyordu. Canlı bedenler öldükten kısa bir süre sonra karbon olmaya çok yatkın olduklarından toprak altı karbon bakımından zengindi. Karbon suyu arıtmanın en kolay yolunu sağlıyordu.

Temel ihtiyaçların ve teknoloji evriminin karmaşası içinde kendi ayakları üstünde durabilen bir sarmalda yaşam başladı. Git gide örnek alınarak dünya dikeye taşındı. Zemin kotu artık toksik ve bilinmezlerle doluydu. İnsanoğlu kendi sonunu getirmek için çabalasa da yaşamak içinde başka bir taraftan çaba sarf ediyordu.

Etiketler

Bir yanıt yazın