Proje Raporu
Projenin Ana Fikri;
Kentin asli sakinlerinin ve kente gerek şehir dışından gerekse yurtdışından ziyarete geleceklerin, kentin merkezindeki fiziki çevrenin deniz ile bütünleşik olarak algılandığı bir tasarımda, kesintisiz bir aktif yeşil alan içerisinde, koruyucu bir mimari anlayış ile konaklama, yeme-içme, sanatsal aktivite, eğlence ve alışveriş gibi her yaştan insana dair sosyal eylemlerin kolektif bir şekilde sadece noktasal olarak değil, tüm kent ölçeğinde ve hatta kentin doğal hinterlandının da katılımıyla entegre bir ulaşım ağı ile birbirine bağlanmış bir şekilde deneyimleyebilecekleri, sürdürülebilir bir yaşam, bir nefes alma koridoru oluşturmaktır.
Tasarımı Şekillendiren Kavramlar;
Proje kapsamında; arazinin kent içi konumu ve ölçeği ile fikir bazında bütün şehre etki edecek olması göz önünde bulundurularak; kente ve kentliye değer katan, bir yandan insanoğlunun karbon ayak izini azaltırken diğer yandan gelecek nesillere daha az müdahale edilmiş bir fiziki çevre bırakma anlayışını benimsemiş toplumsal olarak kolektif yaşama bilincini tasarlanacak fiziki çevre ile olanaklı kılacak hatta teşvik edecek ve yönlendirecek temel düşünceler benimsenmiştir.
Sürdürülebilir Mimarlık
Sürdürülebilir mimarlık, binaların çevresi ve insanlarla olan ilişkisidir. Sürdürebilir mimarinin amacı minimum enerji tüketimi olan, çevreye minimum zarar veren binalar üretmektir. Sürdürülebilir mimarlığın en önemli özelliklerinden biri yenilebilir enerji kaynaklarına öncelik vermesi ve bulunduğu alandaki enerjiyi etkin biçimde kullanmasıdır.
Entegre Ulaşım Çözümü
Entegre ulaşım şehirlerin motorlu araçlardan daha verimli ulaşım şekillerine geçmelerine yardım etmektedir. Çalışmalar ile tramvay, metro, bisiklet, deniz ulaşımı ve yürüme gibi yüksek kaliteli entegre toplu taşıma sistemlerini destekler.
Bisiklet Yolu
Bisiklet, ulaşım özellikleri açısından otomobile benzeyen bir bireysel ulaşım aracıdır. Otomobil yolculuklarında olduğu gibi, bisiklet sürücüsü herhangi bir zaman tarifesine bağlı olmadan (otobüs, metro vb. toplu taşım araçlarında olduğu gibi aracın kalkış ve geçiş saatlerini beklemeden) kendi istediği zamanda yolculuk yapabilmektedir. Sürücü güzergahını kendi belirlemekte, otomobilde olduğu gibi kapıdan kapıya beklemesiz ve aktarmasız yolculuk yapabilmektedir. Bu özellikleri sayesinde bisiklet ulaşımı hızlı ve gecikmesiz seyahat imkanı sağlamaktadır.
Binaların Yeniden İşlevlendirilmesi;
Yeni ve eskinin mimaride bir arada kullanılması, tarihi karakterin korunmasını sağlarken binanın işlevselliğini ve kullanımını artırarak yapıyı yeniden canlandırır. Eski binaların yeniden işlevlendirilmesi sürdürülebilir bir seçimdir; toprağı ve araziyi korur, enerji ve malzemeden tasarruf sağlar, kültürel ve tarihi mirasımızı devam ettirir.
Güneş Paneli Santrali;
Güneş paneli ve güneş enerjisinin avantajlarını saymakla bitiremeyiz. Ancak ilk akla gelen olumlu yönü hiç tükenmeyecek sınırsız bir kaynak olmasıdır diyebiliriz. Kullanmış olduğumuz fosil kaynakların zamanla tükeneceği aşikârdır. Yani mutlaka bu fosil yakıtların tüketimini biz durdurmasak da o zaten bir süre sonra bitmeye mahkûm bir enerji kaynağıdır. Ancak güneş enerjisi için böyle bir durum imkân dâhilinde bile değildir.
Güneş enerjisinin olumlu yönlerine bakacak olursak eğer, öncelikle sınırsız diyebiliriz. Sonsuza kadar sürecek bir enerji kaynağıdır. Herkesin kullanımına açıktır kimsenin tekelinde bulunmaz. Fosil yakıtlar gibi kullandığımız için çevre olumsuz etkilenmez. Depolanması oldukça kolaydır. İşletme ücreti inanılmaz ucuz ve uygundur. Ayrıca atmosfere zehirli gazlar vermeyerek de çok çevreci bir enerji türüdür. Maliyet masrafları ve yüksek verimi sayesinde günümüzde çok fazla tercih edilen bir enerji türü olmuştur. Türkiye’nin de güneşlenme süresi uzun bir ülke olduğunu göz önünde bulundurursak ülkemizde bu enerji türünün kullanımının yaygınlaşacağını söyleyebiliriz.
Proje kapsamında kentin sahil şeridi ile diğer bölgelerin birbirine entegrasyonunu sağlamak amaçlanmıştır bu bağlamda mevcut yapılaşma düzeninde askeri alanlar ve lojmanlar olarak bilinen bölgenin bütünleşik bir kent ormanına dönüşmesi ve kent ormanının iki uçta stadyum alanı olarak tanımlanmış bölgede bir sosyal merkez ve eski lunapark olarak anılan bölgede ise yeme-içme alanları olarak tanımlanması öngörülmüştür. Mersin kent ölçeğinde öngörüldüğü şekliyle 25 metrelik bulvarlar kullanılarak oluşturulacak tramvay toplu taşıma sistemi ile şehir içi ulaşım rahatlayacak ve yarışma alanın kente entegrasyonu sağlanacaktır.
Proje kapsamında özellikle askeri bölge içerisinde kalan idari binalar, koğuşlar ve lojmanlar korunmuş. binaların cepheleri elektrik üretecek güneş enerjisi panel sistemleriyle (güneş paneli santrali) kaplanarak ekolojik, kendi kendine yetebilir, bir çevre tasarlanmaya çalışılmıştır.
Yarışma alanının içinde kalan konut alanının korunmak suretiyle bu alanın nüfus yoğunluğunun yarışma alanındaki bölgenin günlük yaşam süresini uzatacağı öngörülmüş ve fiziki çevreye müdahale oranı minimize edilerek karbon ayak izi bırakmaktan kaçınılmıştır.
Tasarım sürecinde genel olarak arazinin kendi içerisindeki referansları kullanılmış bu bağlamda yeşilin sürekliliği öngörülerek tasarım bu ana fikir etrafında şekillendirilmiştir. Gerek yeme-içme alanlarındaki yapıların tasarımında gerekse sosyal merkezin tasarımında sürekli olarak yeşilin devamlılığı ilkesi gözetilmiştir. Çatıya taşınan yeşil alanlar hem perspektifte yoğun bir yeşil algısı yaratmış hem de kullanıcıların farklı açılardan deneyimler elde etmelerine yönelik bir katkı sağlayacaktır.
Proje alanının iki ucunda yer alan yeme-içme alanları ve sosyal merkezin birbirine bağlanması yöntemi şehrin tamamı için düşünülmektedir. Mersin ilinin planlaması ile kendi içinde oluşturduğu mevcut ulaşım aksları, önerilen tramvay toplu taşıma yolu, motorlu taşıt yolu, yaya yolu ve sürekli bisiklet yolu kombinasyonuna rahatlıkla dönüşebilecektir. Mersin ili gerek coğrafi özellikleri gerekse iklim özellikleriyle Türkiye’nin en şanslı bölgelerindendir. Yılın 12 ayına yakın aldığı güneş, iklimin güzelliği, insanları dışarda yaşamaya, dışarda etkinlik ve sosyal faaliyet yapmaya yöneltmiştir. Sadece Mersin için değil Mersin’in yakın bölgelerindeki yerleşim yerleri ve Türkiye geneli için insanların sürekli gelip deneyimleyebileceği kentin deniz ile iç içe geçeceği bir cazibe merkezi tasarlanmaya çalışılmıştır. Bu cazibe merkezinden beklenen hem Mersin dışından geleceklerin hem de Mersin içerisinde ikametgâh edenlerin oluşturulan peyzaj ve şehir tasarımıyla birlikte 7/24 yaşayabilen bir alana dönüşmesidir. Festivaller, konserler, tiyatro oyunları, çeşitli etkinlikler, aktiviteler tamamını kapsayacak bu alan hem şehir içerisinden hem de şehir dışından proje alanının odak noktası olması durumunu güçlendirecektir.