Mimari Açıklama Raporu
“…sual eylen bizden evvel gelene
kim var imiş biz burada yoğ iken”
–Karacoğlan
-Yenikapı bölgesi, tarihi yarımadanın güney ucunda, İstanbul’un çok katmanlı tarihsel topoğrafyasının üst üste bindiği palimpsest bir kent parçası olarak öne çıkmaktadır. Günümüzde İstanbul için önemli bir raylı ulaşım transfer merkezi haline gelmiş olsa da, neolitik dönem katmanlarından Theodosius limanına, oradan da langa bostanlarına gelen süreçte bölge her zaman kent hayatının yoğun yaşandığı bir mekan olagelmiştir.
Bugün günlük hayat pratiğimiz içinde Marmaray’dan çıkıp metro aktarması yaparken yürüdüğümüz yollarla, yüzlerce yıl önce Theodosius limanında gemilere yük taşıyan işçilerin ve langa bostanında üretim yapan çiftçilerin bastığı toprağın aynı yer olduğu gerçeği, farklı zaman dilimlerinin birbirinin içine geçtiği İstanbul’un tarihsel katmanlarının arasında bir yürüyüş yapılabilme ihtimalini doğurmaktadır. Buradan hareketle proje önerisinin ana hedefi; bu topraklar üzerindeki farklı zamansallıkların ve tarihsel katmanların izinin gündelik hale gelebilmesini sağlamaktır.
-Yarışma alanı ve yakın çevresi günümüzde çok farklı işlevlerdeki alanların bir araya yığıldığı bir bölge görünümündedir. Yoğun bir raylı transfer merkezi olmasının yanında, kazı çukuru ile birlikte bir arkeolojik kazı alanı, batısındaki otogar bölgesi ile birlikte bir yurtdışı ulaşım bölgesi, otomobil tamiri esnafı ve yedek parça sanayi, beton fabrikası ve hepsinin arasında kalan konut ve gecekondu bölgesi ve araya sıkıştırılan Yenikapı araştırma laboratuvarları ile birlikte kentsel bir karmaşa olarak yorumlanabilir. Proje önerisi; odak ve etkileşim alanının çevresindeki tüm bu bölgeyi bir süreç tasarımı dahilinde dönüştürmeyi hedeflemektedir. Zira yarışma alanı ve yakın çevresi tek bir seferde inşa edilip dönüştürülebilecek bir ölçeğin üzerinde, kentsel sorunların üst üste bindiği bir alan olarak görülmüştür. Proje önerisi; 13 yıllık süreçte aşamalar halinde tüm bölgenin hem arkeolojik bir alan olarak dönüşümü, hem de laboratuvar, müze ve arkeopark olarak gelişimini odak alanı etrafında nasıl şekilleneceğini, bu sürece kimlerin dahil olup nasıl etkilenebileceğinin bütün sürecini tasarlayarak geliştirilmiştir. Yarışma alanındaki geçicilik ve dönüşüm vurgusu, kapsamlı bir süreç tasarımı ile ilişkilendirilerek hem bugünü hem de aşamalar halinde bölgenin geleceğinin tasarlanması ile çözülmesi hedeflenmiştir. Buradan hareketle proje önerisinin diğer ana hedefi de bir süreç tasarımı dahilinde bütün alanı yıllar içinde parça parça ele almaktır. (Grafik1)
-Üst Ölçek Kararlar
Bölge üst ölçek kararları olarak tarihi yarımadanın bir parçası olarak ele alınmıştır. Tarihi yarımadadaki dört Unesco koruma bölgesi (Ayasofya ve çevresi-Süleymaniye camii ve çevresi-Zeyrek cami ve çevresi-Tarihi kara surları ve çevresi) ile ilişkili olacak şekilde Yenikapı bölgesi de yeni bir Unesco koruma alanı önerisi olarak düşünülerek turistik bir tarihi ulaşım aksı önerisinde bulunulmuştur. Marmaray’ın yapımından sonra işlevsiz hale gelen Eminönün’deki eski banliyö hattı, turistik bir “tarihi ulaşım aksı” olarak yeniden işlevlendirilmesi önerilmiştir. Eminönü’nden başlayıp tarihi yarımada burnunu dolaşarak tarihi kara surlarına kadar ulaşan tren hattı, tramvay-yürüyüş ve bisiklet yolu olarak yeniden işlevlendirilip, tarihi yarımadadaki Unesco koruma alanlarını tek bir hatta birleştirerek Yenikapı bölgesini de bu turizm hattına bağlamaktadır. (Grafik2)
-Odak Alanı ve Çevresi
Yeniden işlevlendirilen tren hattı odak alanıyla kesiştiği bölgede yükselerek sağır bir duvar oluşturmakta ve alanın Yalı Mahallesiyle olan iletişimini kesmektedir. Bu duruma karşılık olarak tren hattı; taşıyıcı duvarları çelik strüktür ile yeniden kurgulanarak, yaya geçişine izin veren bir üst katman olarak tasarlanmıştır. Bu sayede odak alanının Yalı mahallesiyle ve Marmara deniziyle olan ulaşım aksı güçlendirilerek güney aksı boyunca yeni bir görsel bakış sağlanmıştır. (Grafik3)
Tren hattının odak alanı ile kesiştiği bölgede, tren hattının üst kotu, yürüyüş bisiklet ve tramvay hattı olarak ele alınmış ve bu turistik ulaşım aksı, meydana inen yürüyüş ve bisiklet yolları ile desteklenerek bölgedeki yaya ulaşım çeşitliliğinin arttırılması sağlanmış ve odak alanı yeni bir açık mekan kazanmıştır.
Yeniden işlevlendirilen tren hattı, gelecek senaryosu dahilinde Lab1-Lab2 ve 100 adanın arasındaki bölgede etkileşim alanlarına hizmet edecek şekilde bir istasyon önerisi getirilmiş ve bu turistik hat gelecekte yapılması planlanan müze için bir ulaşım istasyonu olarak çalışması düşünülmüştür.
Odak alanının Aksaray’a bağlanan kuzey ucundaki, odak alanına paralel uzanan Langa Bostanları Sokak yayalaştırılarak, odak alanın yaya yoğunluklu trafiği arttırılmaya çalışılmış ve odak alanından etkileşim alanlarına uzanan Kule boyu sokak canlandırılmaya çalışılmıştır. (Grafik4)
Odak alanı üst kotta bir meydan, alt katta bir metro istasyonu ve ikisini kesen bir kazı çukuru olarak düşünülebilir. Odak alanını tanımlayan bu 3 bölgenin birbiriyle iletişimini arttırmak öneri projenin ana yaklaşımı olmuştur. Tasarım kararları meydanın farklı kotlarında “bakışları tasarlamak” fikri üzerinden kazı çukuru, meydan ve metro kotu arasındaki görsel ilişkiler ön planda tutularak verilmiştir.
-Meydan
Meydan kotunda; mevcut metro girişleri değiştirilmiş, kazı çukuruna paralel tek bir uzun döşeme yırtığı açılarak metro katına ışık alınması ve meydanın doğu batı ekseninde iki parça olarak işlemesi sağlanmıştır. Ayrıca meydanın kazı çukurunun kısa kenarını tutan batı bölgesinde de metro kotundan direk ziyaretçi merkezine çıkan ikinci bir döşeme yırtığı açılmıştır. Meydanın doğu bölgesi; otobüs ve deniz ulaşımıyla ilişkili olarak transit yolcuların kullanımında “hızlı meydan” olarak ele alınmıştır. Batı bölümü ise ziyaretçi merkezi ile birlikte laboratuvarlara ulaşımın sağlandığı bölge olarak kullanıcıların vakit geçireceği “yavaş meydan” olarak tasarlanmıştır. Meydan kotundaki peyzaj bu yavaş ve hızlı meydanın kullanım pratikleri düşünülerek sert zemin ve yeşil dengesi üzerinden tasarlanmıştır. Ayrıca meydanın kazı çukurunun üstünde kalan yayalaştırılma önerisi getirilen bölgesi de bu hızlı ve yavaş meydanın kesişiminden oluşan bir alan olarak ele alınıp kot farkından yararlanılarak oturma birimleri ile kazı çukuru ile ilişki kurulmaya çalışılmıştır.
Kazı haritasının, meydan planıyla çakıştırılması sonucunda, kazılarda çıkarılan batıkların yerleri tespit edilmiş ve meydan peyzajında kalıntının geldiği yerleri takip eden ve batığın olduğu yeri yükselerek vurgulayan peyzaj izleri tasarlanmıştır. (Grafik5) Bu sayede meydan kotunda yürüyen insanların, ziyaretçi merkezinin duvarından başlayan izleri; duvardaki bilgileri de okuyarak takip ederse, hangi batıkların meydanın neresinde hangi kotta çıkarıldığına dair bilgi edinebilmesi sağlanmıştır. Batık yerlerini takip eden peyzaj izleri meydan boyunca uzanmakta ve korten malzeme olarak planlandığı için görsel farkındalık yaratması hedeflenmiştir.
Meydan kotundaki peyzaj Marmaray binasına doğru artarak, bina ile meydan arasında yeşil bir bant tutularak görsel bir temizlik yapılmaya çalışılmıştır.
-Kazı Çukuru
Kazı çukuru, süreç tasarımı dahilinde ele alınmış ve kazı çalışmalarının çukurda gelecekte de devam etmesi öngörülmüştür. Bu yüzden kazı çukuru zeminine müdahale edilmemiş ancak çukurun tamamının bir bilgi görselleştirme alanı olarak işlevleneceği öngörülerek tasarım kararları alınmıştır. Kazı çukuruna bilet holü kotundan bağlanıp karşı yola geçen oradan da meydan kotuna bağlanan bir spiral köprü tasarlanmıştır. Korten çelik malzemeden tasarlanan köprü, kazı çukuru zeminine değmeden kendini taşıyabilen bir strüktürle meydanın 3 bölgesini birbirine bağlamaktadır. Bilet holü katından geçilebilen köprü yuvarlak çizerek rampalarla kullanıcıyı üst kotlara taşımaktadır. Çukurun içinden köprü sayesinde dönerek yürüyen insanlar; çukurda devam etmesi planlanan kazı çalışmalarını veya in situ sergilenen eserleri izleyerek farklı kotlara ulaşabilmektedirler. Ayrıca kazı çukurunun yan yüzeyleri, kazı hakkında bilgi veren yüzeyler olarak tasarlanarak, köprüden geçen gündelik kullanıcının hem kazı çalışmalarından haberdar olması sağlanmış, hem de önceki kazılar hakkında bilgiler alması, tarihsel bilgiler edinebilmesi hedeflenmiştir. Korten malzeme ile tasarlanan köprü, kazı çukurunun dışındaki bölgelerde de yer izi olarak devam etmektedir. Hem bilet holü katında hem de meydanda yer izi olarak devam eden köprü parçası, meydan-çukur-metro ilişkisini kuvvetlendirmektedir. (Grafik6)
-Metro Kotu
Metroda bilet holü katı yeniden ele alınmıştır. Kazı çukuruna bakan taşıyıcı duvarlar yerine v şeklindeki kolonlar kullanılarak strüktür yeniden tasarlanmıştır. Bu sayede bilet holü katının kazı çukuruna bakan yüzeyleri cam elemanlarla kaplanarak, bilet holü katından kazı çukurunun incelenmesini sağlayan bir “izleme bantı” oluşturulmuştur. Bu sayede meydan kotuna hiç çıkmayan transfer yolcular da kazı çukurundaki kazıları ve bilgi duvarlarını görerek ya da izleyerek yollarına devam etmesi sağlanmıştır. Bilet holü katındaki biletli bölge ise peron katına alınmış ve bilet holü katının kamusal kullanımının arttırılması hedeflenmiştir. Bilet holü katında kazı çukurunun kısa kenarına gelen bölgesi izleme bantıyla birlikte bir oturma alanına dönüştürülmüş ve transit yolcular için kazı çukurunun tarihsel süreçlerini görüp, kazıları takip ederek dinlenebileceği bir alan oluşturulmuştur. Bu alan ayrıca bilet holü katından direk ziyaretçi merkezine çıkılmasını sağlayan bir merdivenle meydan kotuna bağlanmıştır.
-Ziyaretçi Merkezi
Ziyaretçi merkezi meydanın kazı çukurunun kısa kenarını tutan batı bölümünde tasarlanmıştır. Kazı çukurunun kısa kenarına paralel uzanan uzun üst örtünün altında kalan ziyaretçi merkezi hem kazı çukuru ile ilişki halinde hem de metro kotu ve meydan kotu ile birlikte çalışmaktadır. Uzun üst örtü meydanda bir görsel aks tanımlarken aynı zamanda meydanın ihtiyacı olan gölge alanları da sağlamaktadır. Geçicilik düşünülerek tasarlanan ziyaretçi merkezi, gelecek senaryolarında alandan kaldırıldığı takdirde, ziyaretçi merkezinin duvarlarını oluşturan bilgi duvarları ve üst örtü hala meydanı tanımlamaya devam edecektir.
-Etkileşim Alanları
Laboratuvarlar ve 100ada süreç tasarımı içinde parça parça ele alınarak düzenlenecektir. Meydandaki peyzaj, etkileşim alanlarına doğru uzanan Kule boyu sokağa aks verecek şekilde tasarlanmıştır. Kule boyu sokağa ek olarak etkileşim alanlarına ulaşmak için bu sokak paralelinde bir yol daha önerilmiştir. Öneri tren hattından da erişilebilen etkileşim alanları, ziyaretçi merkezi ve meydanla bir rota bağlamında ilişki kurmaktadır. Yeniden işlevlendirilen tren hattı, gelecek senaryosu dahilinde Lab1-Lab2 ve 100 adanın arasındaki bölgede etkileşim alanlarına hizmet edecek şekilde bir istasyon önerisi getirilmiştir.
Laboratuvar hem çalışma alanı hem de ziyaret edilip çalışmaların izlenebildiği bir merkez olarak tasarlanmıştır. Geçiciliği düşünülerek çelik strüktür olarak tasarlanan yapı, eksi kotlardaki bölümlerle ilişkili olacak şekilde tasarlanmıştır. Yapı yüksek tavanlı ana çalışma bölümü ve ona takılan iki kütleden oluşmaktadır. Ziyaretçiler laboratuvar binasının üst katındaki ziyaretçi bölümünden ana çalışma alanını izleyip, eksi kottaki sergi alanını gezebilirler.
2 laboratuvar binasıyla da ilişki halinde olan 100 ada bölgesinde, kalıntılar üzerinde gezinti rotası tasarlanmıştır. Kalıntıların izi üzerinden ilerleyen çelik strüktür yol ziyaretçilerin alanı kalıntı izleri üzerinden gezebilmesini sağlamaktadır. Kalıntı izlerine göre “bakışları tasarlamak” 100 adadaki ziyaretçi yolunun tasarım mantığını oluşturmaktadır.