Katılımcı (Tolga Şentürk, Regaip Adem), Evka 3 Sosyal Merkez ve Aktarma İstasyonu Yarışması

PROJE RAPORU

Tasarım Prensipleri

Bornova’nın hızlı bir şekilde büyümesi, mevcut aktarma merkezinin ihtiyaca yeteri kadar karşılık verememesi, iki büyük üniversiteyi barındıran Bornova’nın sosyal donatı alanlarına ihtiyacı doğrultusunda, çevrede bulunan donatı alanları üzerinden yapılan çalışmalar ve kent okumaları sonucu, getireceğimiz öneri ile kente iyi entegre olmuş bir yapı üretmek, kentliler tarafından kabul görmek, kent merkezinin bir parçası olmak ve en önemlisi kente ait olmak önceliğimiz oldu.

Gerçekleştirdiğimiz kent okumaları sonrasında, ölçeğe saygılı, kendine ait mimari bir söylemi olan ve çevresiyle uyumlu bir tasarım ortaya koymayı amaçladık. Tasarım kurgusunu teşkil edecek yapısal elemanları kategorik olarak ele alarak sosyal yaşam kalitesini, engelli ve yaşlı bireylere de uygun bir şekilde yükseltmek için bütüncül bir öneri dizisinde bulunmayı hedefledik.

Öneri Proje

Proje alanı, sahip olduğu konum bakımından önemlidir. Yola verdiği cephe, metro çıkışına yakın olması, civarda bulunan kullanıcı trafiği ve aktarma istasyonu sirkülasyonunu barındırmaktadır. Bornova Sosyal Merkez ve Aktarma İstasyonu projesi için öngörülen alan, 21.108 m² büyüklüğünde bir arazidir. Gün içerisinde yoğun araç ve insan akışının olduğu bu alanda, yanlış bir müdahale, görsel kirliliğe ve fonksiyonel anlamda uygunsuz bir ortama sebebiyet verecektir. Bu hassasiyet ile, kentlinin günlük yaşamının niteliğine, kaliteli ve güçlü bir siluet, vistalar ve fonksiyonel rahatlatmalar ile değer katmak amaçları doğrultusunda; kentliler ile yapının mümkün olduğunca çift taraflı bir biçimde, görsel ve fonksiyonel anlamda maksimum temas kurabilmesi amaçlanmıştır. İzmir ili özelinde, iklimsel ve kentsel girdiler göz önünde bulundurularak, idarenin talep ve beklentilerini karşılayacak biçimde öneri geliştirmiştir.

Konsept

Çıkış noktası, İzmir kentine yakışır, kültürel etkinliklerin bir arada yaşatılacağı kentsel bir donatı alanı oluşturmaktır.

Konsepti oluşturan başlıca etmenler, kentlinin, kütleye entegre olabilmesi, uygun zonlamalar ile kütle genelinde kolay sirküle olurken, özelleşen mekanların konforunu sürdürebilmesi, arazi çevresindeki alt ve üst caddeler arasında doğru bir ilişkinin sağlanması ve fonksiyonlar arası geçişlerin net biçimde okunur olabilmesidir.

Doğal ışık, programların zonlanmalarını, dağılımlarını ve kütle kararlarını etkileyen, projenin önemli bir elemanıdır. Büyük bir yeşil alana komşu olan proje alanı, aynı zamanda üniversite lojmanları ve çeşitli sosyal ve kamu yapılarıyla iç içe durumdadır. Bölge bu durumdan dolayı sosyal hareketin çok yoğun olduğu bir bölgedir.

Proje iki kutuptan oluşmaktadır. Biri meydan diğeri aktarma merkezidir. Bu iki kutbu ayıran ise sanat merkezidir. Meydandan yapıya doğru yaklaşan ziyaretçileri onları aktarma merkezine çıkartacak olan güçlü bir aks, çarşı ve çok amaçlı salon ve sergi alanı karşılamaktadır. Bu çarşıdan üst kotlarda gerçekleşen aktiviteler, sirkülasyonlar, bakış açıları ile zenginleşmekte ve canlılık kazanmaktadır. İklimin de etkileri düşünüldüğünde çarşının yılın her döneminde kullanılabileceği, kentlilerin açık alan ihtiyacına cevap vereceği düşünülmektedir.

Alanın yakın çevresiyle kurduğu ilişki ve alanın çevresindeki diğer sosyal ve kültürel alanlarla kurduğu ilişkiye dikkat edildi. Bu iki ilişkinin sürdürülebilir kılınması- sosyal hareketin kesintiye uğramaması çok önemlidir. Bunun için yapının mümkün olduğu kadar arkaya yaslanmasını ve kamusal alan-boşluk yaratmayı doğru buluyoruz.

Cephe

Yapıda ısıtmadan çok soğutma ihtiyacının olduğu göz önünde bulundurularak, iç mekanların doğal ışıktan maksimum düzeyde faydalanması ile beraber, özellikle güney cephelerde fazla ısı kazanımını engelleyecek biçimde, pencere önü düşey güneş kırıcılar kullanılmıştır. Ritmik tekrarlarla oluşturulan cephe dokusu, yapının yalın kimliğini desteklerken, gün içerisinde oluşan farklı gölgeleme durumlarıyla, kütleyi dinamik hale getirmekte ve iç mekan zenginliğine katkıda bulunmaktadır.

İklim

İzmir ili iklimi göz önünde bulundurulduğunda, kışların yağışlı, yazların ise sıcak geçtiği görülür. Tasarımda olabildiğince yarı açık, yağış ve güneşe karşı korunaklı alanlar kullanılmıştır.

Bitkisel peyzaj, İzmir iklimine uygun ve tasarım kriterleriyle örtüşecek biçimde tasarıma entegre edilmiştir. Kullanılan peyzaj elemanları, kullanıcıların güneş ve sıcaktan korunabilecekleri, açık gölgelendirilmiş alanlar sunar.

Güneşlenme süresinin yüksek olduğu ilde, güneş enerjisinden en yüksek düzeyde faydalanılarak bu enerjinin ısıtma sisteminde ve sıcak su elde edilmesinde (atölyeler, kreş vb. alanlar için) kullanılması amaçlanmış, çatıda belirli noktalarda güneş panellerinin bulunması öngörülmüştür.

Peyzaj düzenlemesi içerisinde ise yağmur suyunun belli noktalarda toplanması, filtre edilmesi, depolanması ve tekrar kullanılmak üzere dağıtılması planlanmaktadır.

Yapı ekonomisi ve taşıyıcı sistem modeli

Yapı sistemi mümkün olduğunca rasyonel bir sistem olarak kurgulanmıştır. 8×8’lik bir aks düzeninde olan kolon ve kirişler betonarmedir. Bu aks aralığı gerekli esnekliğe de olanak tanımaktadır. Cepheye metal güneş kırıcılar monte edilmiştir.

Açık otopark alanları

Aktarma istasyonuna gelen kullanıcıların ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla kaçınılmaz olan otoparkların, doğal araziye en az zarar verecek şekilde çimtaşı zeminlere sahip olması öngörülmüştür. Bu sayede, toprağın nefes alması sağlandığı gibi, optik açıdan da bu alanlar belirli bir mesafeden sonra sade yeşil alanlar olarak algılanacaktır. Çimtaşlarının içerisinde, asgari bakım gerektiren endemik ot ve bitki türleri yetişecektir. Otoparklarda, kullanım ve bakım kolaylığı açısından, alttan dallanmayan, kuraklığa ve dona dayanıklı, şemsiye formunda top akasyalar kullanılmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın