Katılımcı, Ziya Tanalı Uluslararası Mimari Fikir Projesi Öğrenci Yarışması

Katılımcı, Ziya Tanalı Uluslararası Mimari Fikir Projesi Öğrenci Yarışması

Rapor

Geçmişte Girne kentinin fiziksel sınırlarını / güvenlik noktalarını teşkil eden Girne Surları zamanla yaşanan dönüşümlerden etkilenmiş ve çeper olma halini yavaş yavaş yitirmiştir. Surlar üzerinde yer alan ve gün geçtikçe sınır olma durumunu kaybederek kent tarafından çepeçevre sarılan yıkık kule yapısı, tanımsızlığa itilmiş kentsel bir durak tariflemektedir. Halihazırdaki tanımsız duruşuna rağmen yer, kentlinin ya da misafirin çeşitli rotaları üzerinde bir durak noktası, tarihin gündelik ritimlerle birlikte var olabileceği mekan potansiyelleri taşır.

Daralıp genişleyen sokakları, yoğun ve birbiriyle epey ilişkili duran yapı dokusu kentin içindeki bu küçücük boşluğu hem kentliler hem de ziyaretçiler adına oldukça önemli kılar. Sur yapılarının tariflediği sınırın bir sokak izi olarak okunabildiği plan düzleminde, kentsel bir akış içerisindeki birey kendini bu beklenmedik durakta buluverir. Tarihi dokunun içinde var olabilme imkanı sağlayan bu küçük boşlukta, yereldeki gündelik pratiklerin varlığı mahallelinin ilgilendiği bitkiler ile müşterek bir özellik kazanmaktadır.

Şu anki durumuyla kule ve tanımladığı alan, kentin içerisinde ancak kentten kopuk tarifsiz bir boşluk olarak bulunmaktadır. Yapılan öneride kule, fiziksel bir müdahale ile değiştirilmeyerek var olan mekanın potansiyelleri kullanılmış ve çoğaltılmıştır. Mahallelinin / kentlinin bu alan ile kurduğu ilişki gözetilmiş, yapının sokak akışından yarattığı bakış (vista) korunmuş, hatta bazı sekanslarda yapının elemanları tarafından çerçevelenerek vurgulanması düşünülmüştür.

Kulenin sokak açısında sağladığı vistayı korumak adına verilen tüm alana fiziksel müdahale yapılmamış, var olan yeşil dokunun da korunması öngörülmüş; yapının sürdürülebilirliği ve hafifliği açısından ahşap malzeme kullanımı düşünülmüştür. Alanın bir kenarını sınırlayan sağır cepheden çıkarak, sokakta akışı alana çekip orada vakit geçirilmesini teşvik edecek bir grid ve ona eklemlenen modüler hacimler kurgulanmıştır.

Önerilen ahşap grid sistem sonradan ortaya çıkabilecek farklı senaryolar öngörülerek müdahalelere kolaylık sağlayacak bir sistem olarak düşünülmüştür. Grid içerisine yerleşim, var olan çevreden ve onun sunduğu gölge gibi fiziksel etmenlerden faydalanılarak farklı kotlarda düzenlenmiştir. Bu farklı kotlarda alanın mevcut gündeliğinde kullanılan ortak bahçe işlevi korunup geliştirilerek dikeye taşınmış, kentlinin dahil olacağı ortak bir mekan olarak düşünülmüştür.

Zemin seviyesinde belirlenmiş bir altlık içerisinde, çeşitli şekillerde kurgulanmaya olanak tanıyan elemanlar (küpler) yerleştirilerek alanın farklı kamusal aktivitelere göre değişebilmesi hedeflenmiştir. Bu küplerin bir kısmı bazı noktalara sabitlenmiş, bir kısmı ise taşınabilir tekil nesneler olarak tasarlanıp alandaki ana strüktürün alt kotunda istiflenmiş ve kullanıcının kullanımına bırakılmıştır. Bu sayede tanımsız olan mekansal boşluğun çeşitli kamusal aktivitelere altlık işlevi görmesi öngörülmüştür. Kulenin içine kadar yayılabilen küçük birimler ve kuleye bakış sağlayan kotlar, çerçeveler aracılığıyla kulenin kendisi mekanın ana öğesi / odağı haline gelmektedir. Sokakla mekan arasındaki sınırlar kaldırılarak alan, kent akışına erişilebilir bir biçimde dahil edilerek bu akış içerisinde bir niş olma durumu vurgulanmıştır. Strüktürün sıfır kotuyla hemhal olmaya yaklaştığı bir noktada, kulenin tarihi surlar ve kent içerisindeki durumunu anlatan diyagramatik bir plan zemine işlenerek ziyaretçinin, bulunduğu yerin daha kapsayıcı kentsel mekan içindeki yerinin farkına varması hedeflenmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın