Katılımcı,Gülsuyu Cemevi Ulusal Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

“Bütün insanlar Allah’ın kuludur. Lakin hiç bir kimse, diğer bir kimsenin kulu değildir.”
(Hz. Ali)

KAVRAMSAL YAKLAŞIM

Alevilik inancının özünde eşitlik yatmaktadır. Eşit olma olgusu ve eylemi, sonrasında yapılacak tüm hareketlerin doğru ve yerinde olmasını sağlamaktadır. Eşitlik ilkesi, Alevilik kültüründe bir çok farklı noktada kendini göstermektedir. Merkezci ve birleştirici yapı, Alevilerin eşitliğini ve birlikteliğini göstermektedir. İbadet anlayışının tekil bir eylem olmaktan öte, birlikte hareket etme olgusu üzerinden şekillenmesi ise, ibadetin evinin mimari niteliğini tanımlar hale getirmektedir. Merkez ve bir olma fikri ise en temel kavram olarak meydan olgusu çevresinde birleşmektedir. Bu doğrultuda önerilen Gülsuyu Cemevi ve Kültür Merkezi yapısının ana fikri, kentsel hayata entegre olacak bir meydan çevresinde toplanmak, orada yaşamak, orada ibadet etmektir. Program ölçeğinde ise, dolaylı ya da doğrudan ilişkili fonksiyonların bir aradalığı, meydan çevresinde toplanma olgusunu kuvvetlendirmiştir. Kentliyi bu meydanda toplamak ve buradan işlevlere yönlendirme yaklaşımı ise inancın kökeninde yer alan eşitlik ve bir aradalık olgusunun simgesel bir temsili olarak kullanılmıştır.

MEKANSAL KURGU

Kentin uzantısı olan bir bölgede tasarlanan cemevi ve kültür merkezi, kente eklemlenen yeni bir kent yapısı olarak değerlendirilirse, işlevsel ve rasyonel çözümler barındırırken, uhrevi ve dünyevi ihtiyaçların bir arada tanımlayan bir tipoloji olması ile de alt başlıklarında karmaşık ve sembolik bakımdan güçlü öğelere sahiptir. Bu bağlamda tasarlanmış Cemevi ve Kültür Merkezi, ortada bir meydan ve çevresinde tüm işlevleri barındıran bir yapılar bütünü olarak tanımlanabilir. Kavramsal alt planda eşitlik ile ilişkilendirilen meydandan dağılma olgusu ile, meydan bir çok farklı kottan ulaşılabilir kılınmıştır.Bu sayede kente rahatlıkla eklemlenebilmesi ve her kottan herkesin katılımının sağlanacağı öngörülmektedir. Tüm işlevlerin aynı meydanda var olması ve ulaşımı ortak kullanılması ise şeffaf ve erişilebilir bir yapı tanımlar.

Yapısal olarak bakıldığında Kültür Merkezi, Misafirhane ve Yönetim işleri için ayrılmış ve koparılmış iki blok; Cenaze evi, Aşevi ve Küçük Muhabbet Meydanı için tasarlanmış bir yapı ve Cem Meydanı’ndan oluşmaktadır. İhtiyaç programı dahilinde verilen işlevler Meydanın işleyişi ve öngörülen yaşayışı üzerinden yeniden yorumlanmış ve tartışılmıştır. Bu nedenle kent hayatına entegre olarak, dünyevi ve uhrevi ihtiyaçları kendi mekansal kurgusu içinde işler kılacak bir yerleşim tanımlanmıştır. Ana girişlerden biri olan +136.55 kotu yapının üst giriş kotunu oluşturmaktadır. Bu alandan doğrudan ulaşım sağlanan yapılar Cenaze Evi ve Misafir Evi (Mihmanevi) ‘dir. Cenaze Evinin işlevsel olarak diğer fonksiyonlardan daha özel bir kullanıma sahip oması nedeni ile meydan ile doğrudan değil yalnızca görsel olarak bağlantısı sağlanmıştır.

Meydan etrafındaki sirkülasyon kurgusunun önemli bir bileşeni olan rampalar sistemi, üst giriş kotundan başlayarak, kullanıcıyı meydana getirmektedir. Üst giriş kotunu meydanla bağlayan bu iniş rotasından ise, yönetim ve küçük muhabbet meydanına erişilebilmektedir.Meydana bakan işlevlerin tümü, kentlinin gündelik yaşantısında da tüketebileceği bir pozisyonda yer alması . Eğitim atölyeleri, kafe ve hediyelik eşya alanlarının açıldğı meydan kotundan aynı zamanda, Aşevine ve Cem Meydanına dolaysız erişim mümkündür. Aşevi yapısının açık ve kapalı alanlar sistemi şeklinde tasarlanması ise, her an meydana yayılarak büyüyebilme seçeneğini sunabilmesindendir.

+128.55 Meydan kotunu çevreleyen ve meydanın güney doğrultusunu tanımlayan blokta ise, Eğitim Atölyeleri ve Kütüphane yer almaktadır. Meydan ile doğrudan ilişkili ve sürekli kullanıma uygun olarak Atölyelere meydandan dolaysız erişim sağlanabilirken, belirli sürelerde kullanıma olanak veren eğitim sınıfları ise bir üst kotta yer almaktadır. Kütüphane işlevi ise en üst kota yerleştirilerek, hem manzaraya hakim hem de sessiz ve izole bir ortam tasarlanmaya çalışılmıştır. Konferans ve gösterim salonları ise kullanım olarak belirli zaman aralıklarını temsil ettiklerinden meydanın altında konumlandırılmaktadır.

Meydanın odak noktasını oluşturan Cem Evi, yapısı itibariyle 4 kapı 40 makam öğretisinin biçimsel olarak yorumlandığı bir kütle olarak tasarlanmıştır. İlk kapı cem meydanına ulaşmak yolunda atılan ilk adım olan rampanın başlangıcıdır. Bu başlangıç Şeriat Kapısı’dır. İkinci kapı rampanın sonlanması sonrasında ulaşılan ön avludur. Avlu Tarikat Kapısı’nı temsil eder. Cem meydanına girilmek üzere geçilen kapı ise üçüncü kapının yani Marifet Kapısı’nın temsilidir. Cem meydanı merkezinde ise son kapı olan Hakikat Kapısı temsil edilmektedir.Cem salonunun girişini tanımlayan ön avlu alanı, meydan kotundan aşağıda yer almaktadır. Bu durum ise Alevilik öğretilerinin temelinde yer alan “alçakgönüllülük” ilkesinden doğmaktadır. Kimsenin üstünde olmayan, herkes ile eşit ve hatta gerektiğinde kendini yüksekte gören insanların aksine aşağıda olmayı erdem saymanın simgesel temsilidir. Bu nedenle ön avlu aşağıda tasarlanmıştır. Bu avluya inen rampa ise İnsanı Kamil olma yolunda yani Sırr-ı Hakikat’e ulaşmak için geçilmesi gereken fani kapıların ilk adımını temsil etmektedir. İlk üç kapı dünyevi kapıları temsilen tasarlanmaktadır. Cem’e ulaşmak için geçilen üç kapının ardından Hakikat Kapısı’na ulaşılmaktadır.İbadet sırasında cemaatin bir olması, ibadetin sürekliliği ve Hakikat’e ulaşılan yolda fani etkilerden sıyrılması gerektiği gibi özellikler, cem meydanı sürekli dönüşebilecek, dış dünya ile bağlantısı kesilebilecek bir alana dönüştürmektedir. Cem salonunun içine kapanan yapısı ile, ibadetin birliği ve izole olması da ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle Cem Salonu, meydan ve dolayısıyla tüm kullanıcılar ile bir arada olan, fakat kendi içerisinde ise uhrevi ihtiyaçların gerçeklendiği kapalı bir mekan olarak tasarlanmıştır. Kütlesel olarak, Alevi köylerindeki büyük damlara referans veren ve gizli bir tüteklikli örtüye sahip olan Cem Salonu, merkezi ‘fiktif’ bir ışıklığa sahiptir. Ayin-i Cem’in yanmakta olan bir ocaktan alınan ateşle başlaması ve bu ateşin sır edilmesi,söndürülmesi ile sonlanması ise, ışığın önemi ile ilişkilendirilmiş, ve merkezi ışıklığın, onikigenlerin birbiri üzerinde döndüğü ahşap karkas iskelet sisteminin üzerine yerleştirilmesi ile, günün farklı saatlerinde, farklı gölge-ışık oyunlarının açığa çıkması amaçlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın