Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü tasarım atölyelerinden Atölye Düşledüşün öğrencileri, Zeynep Cabbar, Eda Erkaya, Gözde Kartal, Ceyda Uslu; Buildner tarafından düzenlenen Office Design Challenge / Edition #2'de kısa listeye kaldı. Gazi Üniversitesi mimari tasarım atölyesi Atölye DüşleDüşün’ün ”Seç&Yarış” teması kapsamında yapılan projede Prof.Dr. Pınar Dinç Kalaycı (koordinatör), Doç.Dr. Can Güngör, Ögr. Gör. Hamiyet Gökmen Balcı ve Arş. Gör. Gizem Özkan Üstün ile birlikte çalışıldı.
OFFICE’TATION
Son yıllarda pandemi ve birçok gelişme ile beraber modern dünya çalışma hayatında ihtiyaçlar değişmeye başlamıştır. Bu yarışmada da covid-19 pandemisi sonrası değişen düzene uygun bir çalışma ortamı tasarımı beklenmektedir. Yarışma yeni ihtiyaçların yanı sıra seçilen bölgenin problemlerine de çeşitli cevaplar sunan esnek ve yenilikçi bir ofis tasarımı beklemektedir. Bizler de bu sebeple Türkiye’de meydana gelen büyük depremin etkilendiği şehirlerden Adıyaman’ı seçerek ofis anlayışına yeni bir yorum getirdik. Depremden yola çıkarak bu gibi tüm büyük afetlerde etkilenen küçük işletmeleri bir araya getiren bir tasarım yaklaşımı sergiledik.
Proje Raporu:
6 Şubat 2023’te Türkiye’de büyük bir deprem yaşanmıştır. Yarışma bağlamından yola çıkılarak Türkiye’nin güncel problemi olan depreme de işaret eden bir tasarım yapmaya karar verilmiştir. Proje arazisi için depremden en çok etkilenen illerden biri olan Adıyaman ili seçilmiştir. Depremde gerçekleşen yıkımlar sonucunda birçok yeni yerleşim yerlerine gereksinim duyulmuştur. Adıyaman’da yeni yerleşim yeri için yapılan zemin çalışmaları sonucunda merkezin kuzeyinde bulunan eğimli araziye yerleşilmesi planlanmış ve yeni bir imar planı oluşturulmuştur.
Proje arazisi bu yeni yerleşim yerinde ofis ihtiyacını karşılayacak şekilde seçilmiştir. Tasarım yaklaşımımız, Adıyaman’da deprem riskine dikkat çeken ve çalışma hayatını sürdürülebilir kılmak amacıyla yenilikçi bir ofis ortamı oluşturmak hedeflenmiştir. Adıyaman ilinin ticaret çoğunluğunu mikro işletmelerin oluşturduğu ve deprem, covid gibi çeşitli afet ve olağanüstü durumlardan ilk olarak ve en fazla küçük işletmelerin etkilendiği tespit edilmiştir. Tasarlanan ofis bu küçük işletmeleri tek çatı altında toplayarak çalışma hayatını sekteye uğramaktan koruyacak bir yapı görevi görecek şekilde düşünülmüştür. Planlanan ofis Adıyaman’ın ticaret yapısına uygun olarak mikro işletmelerin bir araya gelebileceği ve gelişmelerine fırsat sunan atölyelerinde yer alabildiği yeni bir paylaşımlı ofis modeli olarak düşünülmektedir.
Covid-19 sonrası atıl hale gelip kullanılmayan büyük ofis binalarının aksine ihtiyaç doğrultusunda genişleyip esnek çalışma alanları oluşturulabilen tek bir kütle tasarlanmıştır. Bu ofis kütlesinin içinde mobil ofis mekanlarının depolandığı ve dışarı çıkabildiği bir istasyon olarak görev alması ve eğimli araziye oturtulan istasyonun ortak kullanım alanları ve sosyal mekanları içermesi planlanmıştır. Tasarımda 2 tip birim tasarlanarak bu birimlerin depolanırken iç içe girmesine olanak tanınmıştır. Her bir aksta 2 küçük 2 büyük mobil birim depolanacak şekilde konumlandırılmıştır. Mobil birimler raylı bir sisteme entegre edilerek hem yapı içinde hem yapı dışında alan tanımlayarak ihtiyaç doğrultusunda kullanılabilir olarak tasarlanmıştır. Bireyselliğin ve bir aradalığın değerinin ayrı ayrı anlaşıldığı durumlarda yapının yeri geldiğinde bir araya gelerek ortak kullanım sunmasının yeri geldiğinde ise bireyselleşerek özel alana dönüşmesinin önemli olabileceği düşünülmüştür.
Yeni yerleşim yeri planına göre arazinin kuzeyinde konut yapılarının, doğu ve batısında kamu yapılarının ve güneyinde ise rekreasyon alanının yer alacağı tespit edilmiştir. Tasarlanan istasyon kütlesi arazinin kuzey tarafına konut yapılarının olduğu yere yakın olarak yerleştirilerek güneyde yer alan yeşil alanın arazinin içine alınması planlanmıştır. +0.00 kotu giriş ile beraber çalışan halka açık bir sosyal alan olarak tasarlanmış bölgeye atölyelerde üretilen ürünlerin de satılabilmesi için satış birimleri yerleştirilerek halkın içeri alınması hedeflenmiştir. Böylece bu bölgede üreticilerin bilinirliğini arttırılıp onları halkla keyifli bir şekilde buluşturulması amaçlanmıştır. +4.00 kotunda ise birimler çalışma birimleri olarak işlevlendirilmiştir. Bu birimler ofis kısmına hizmet edecek şekilde içeride ve dışarıda farklı olasılıklarda yer alarak alan tanımlaması planlanmıştır. Ayrıca bu kotta seminer salonuna yer verilerek hem ofise hizmet eden hem de +0.00 kotundaki etkinlik alanlarına hizmet etmesi planlanmıştır. +8.80 kotunda istasyon yapısı arazinin en yüksek noktası ile birleşerek dışarıdan yapıya bir giriş imkânı sunmaktadır. Yeşil çatı olarak düzenlenen çatı hem merdivenle kullanıcıyı yapının içine alacak hem de seyir terası görevi görecek şekilde düzenlenerek tasarlanmıştır. Tüm katlar dikey sirkülasyonu da sağlayan sosyal merdiven ile birbirine bağlanmıştır. Bu merdiven çatı katından insanları alarak ofislerin ve satış birimlerinin olduğu katlara inerek bir aradalığı sağlamaktadır. Merdivenin karşısında tüm katlar boyunca giden atölyede üretilen ürünlerin sergilenebildiği bir sergileme duvarı tasarlanmıştır. Cephe, ışık kontrolünü sağlamak amacıyla meş ile kaplanarak sarmaşıklar ile yeşil bir cephe olarak tasarlanmıştır. Aynı zamanda düzenlenen amfi ile birimlerin kesişimi sayesinde o bölge bir festival alanı haline getirilerek açık hava sineması gibi etkinliklerin yapılmasını planlanmıştır. Böylece hem bir kentsel plaza olarak çalışması hem de halk için keyifli bir toplanma alanı haline gelmesi hedeflenmiştir.
Mobil mekanlar insan gücüne dayanan, esnek mekân oluşturan, içerisinde ihtiyaca yönelik mobilyaları barındıran, kullanım esnekliği sağlayan çok yönlü mekanlardır. Bu mekanlar yan yana gelerek daha büyük mekanlar oluşturabilir, tekil çalışmanın yanı sıra farklı alanlar da tanımlayabilir şekildedir. Birimler gittiği yerin yerini kendine zemin edindiğinden rayların bulunduğu akslar ahşap zemin olarak düzenlenmiştir. Birimler yeri geldiğinde küçük işletmelere kiralanarak dışarıda bireysel bir ofis olarak çalışırken yeri geldiğinde içeride toplantı odası gibi de işlevlere olanak sağlamaktadır. Böylelikle kullanıcıya bir işlev esnekliği sunulmuş ve projeye bir oyun unsuru katılmıştır. Mobil mekanların yapı dışına çıkmasıyla, oluşan boşluğa rafların masaya ve oturma yerlerine dönüştüğü mobilyalar tasarlanmış ve oluşan alanlar serbest bir şekilde değerlendirilmiştir. Dışarı çıkan mobil birimlerin yapı içerisindeyken açık halde bulunan giyotin camları, ihtiyaç doğrultusunda kapanabilir şekilde düzenlenmiştir. Mobil birimlerin bağımsız çalışacak mekanlar olabilmeleri için çatılarında güneş panelleri yerleştirilmiştir. Böylece ana kütleye bağlı olmadan kendine yeten hareketli birimler olarak tasarlanmışlardır. Güneş panelleri istasyonda merdivenin çatı örtüsünde de yer almaktadır. Bu da istasyonun sürdürülebilirliğine destek olmaktadır.
Bütün olarak bakıldığında proje, bireyselliği ve bir aradalığı aynı anda sağlaması için hareketten faydalanılmış ve bununla beraber çeşitli ihtiyaçlara cevap verebilen esnek bir yapı haline getirilmiştir.
“Gazi Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Atölye DüşleDüşün proje yürütücüleri kıymetli hocalarımız projede Prof.Dr. Pınar Dinç Kalaycı (koordinatör), Doç.Dr. Can Güngör, Ögr. Gör. Hamiyet Gökmen Balcı ve Arş. Gör. Gizem Özkan Üstün’e destekleri için teşekkürü borç biliriz.”