1 Kasım 2012'de düzenlenen Başkanlar Konuşuyor toplantısında katılımcılarla paylaşılan proje Sepin Mimarlık tarafından yapıldı.
Küçükçekmece Meydanı, Mimar Sinan Köprüsü ve Çevresi kültür, turizm, ticaret ve konut alanlarının iç içe olduğu, kentsel dönüşüm açısından gelişmesi ve değişmesiyle diğer bölgelere de rehberlik edebilecek ve buralardaki değişimi tetikleyebilecek özellikteki konumuyla dikkat çekiyor. Bununla birlikte kentsel tasarım alanı sınırları batıda demir yolunun paralelinde uzanan İstanbul Caddesi ile doğuda Küçükçekmece Gölü kıyısı arasında bulunuyor. Yine alan kuzeyde Çeşme Sokak ve devamında 806. Sokak ile güneyde ise İstanbul Caddesi’nin D-100 Kuzey yan yolu ile göl üzerinden birleştiği kısım ile sınırlanıyor. Bununla birlikte demir yolunun hemen batısında bulunan Hatboyu Caddesi üzerindeki mevcut cephelerde de rehabilitasyon çalışmasının yapılması gerektiği öngörülmüştür. Yine proje kapsamında Ayazma Sokak ve 27 Mayıs Caddesi kesişiminde bulunan Ayazma Çeşmesi’nin rölöve, restitüsyon ve restorasyon çalışmaları yapıldı. Bununla birlikte Balıkçı adası da proje kapsamında yeniden işlevlendirilerek tasarlandı.
Tasarım ile ilgili kriterlerden önce proje alanının tescil durumunu incelemek yararlı olacak. Arkeolojik kazı alanı ve han yapısının bulunduğu bölge kayıp eser niteliğinde. Yine, diğer eserler, tescilli Ahşap yapı ve hemen önündeki ayazması da rahatça görülebiliyor.
Küçükçekmece Meydanı, Mimar Sinan Köprüsü ve Çevresi kültür, turizm, ticaret ve konut alanlarının iç içe olduğu, kentsel dönüşüm açısından gelişmesi ve değişmesiyle diğer bölgelere de rehberlik edebilecek ve buralardaki değişimi tetikleyebilecek özellikteki konumuyla dikkat çekiyor.
Küçükçekmece, tarihte İstanbul’dan Trakya’ya açılan bir kapı, yani bir geçiş merkezi olması dolayısıyla birçok yabancı ve yerli seyyahın uğrak yeri olmuşsa da, evleri, hanları, hamamları, camileriyle kendine özgü mamur tavrını korumuş. İşte bu mamur Küçükçekmece Köyü’nün saraç, demirci, nalbant ve yiyecek satan dükkânlarını, iç içe geçen sokaklarını, bu sokaklarla kaynaşmış avlularını, geçmişin izlerini günümüze taşıyan tarihi çeşme ve yapılarını, kentin kalabalığından ve gürültüsünden uzak o havasını günümüzde yeniden yaratmak projenin asıl çıkış noktası. Bununla birlikte, Küçükçekmece Meydanı Çevresi Kentsel Tasarım Projesi’nin temel hedefleri arasında;
– Küçükçekmece’nin planlı yapılaşmasına imkân verecek ve bu sürece rehberlik edecek kentsel mekânları kurgulamak,
– Doğal ve kültürel değerler ile kentsel izleri koruyan, tarihe ve çevreye saygılı bir cazibe merkezi oluşturmak,
– Alanda mahalle kavramının çağdaş gereksinmelerle yeniden yorumlanarak kentlinin ve burada yaşayanların sahiplendikleri ortamlar oluşturmak,
– Mevcut durumdaki parselasyon ve mülkiyet ilişkisinin yeni tasarlanan fiziksel mekanlarda yeniden ele alınmasıyla monoblok yapılaşmadan uzaklaşılarak tekil ve diğerlerinden bağımsız olarak da uygulanabilen yapıları öngörmek,
– Yapıların özellikle çatı piyeslerinin büyük bir kısmının Göl ile görsel ilişkisi kurgulanarak buralarda kullanıcıya ait daha özel ve keyifli mekanlar yaratmak,
– Özellikle Küçükçekmece Meydanı’nın güneyinden geçen yoğun araç trafiğinin kentsel tasarım alanının yararlı kullanılmasını ve yayaların bu bölgeye güvenli bir şekilde gelişini olumsuz etkilemesi ve meydan ile sahil arasındaki ilişkide kopukluk yaratması nedeniyle bu akstaki araç yoğunluğunun kuzeyde bulunan 27 Mayıs Caddesi ve kesişimindeki İstanbul Caddesi’ne aktarmak,
– Meydan ile istasyon çıkışı arasındaki kopukluğun giderilmesi ve yayaların güvenli geçişinin sağlanması amacıyla istasyon çıkışının merdiven ve %10 eğimli bir rampa yardımıyla alt geçitle meydan kotuna bağlanması,
– Fatih Cami’nin mevcut durumdaki yapılar tarafından gölgede bırakılan kitlesi, yeniden kurgulanan yapılar ile rahatlatarak caminin ön cemaat yerini genişletmek,
– Bölgede büyük kentsel donatı alanlarını içinde barındıran, kentliyle bütünleşen ve onların gereksinmelerine cevap verebilecek mekânlar tasarlamak,
– Projenin fonksiyon analizi temelinde; proje genelinde ticaret, kültür, alışveriş, eğlence gibi hizmet sektörlerinin yanı sıra bu alanın konut işlevi ile karma olarak tasarlanması, bölgenin hem gündüz hem gece yaşamasını sağlayacağı düşüncesini temel almak,
– Bugünkü haliyle atıl durumda olup pek kullanılmayan kıyı-sahil kesimini ticaret, spor ve diğer rekreasyon işlevleri ile canlandırmak,
– Sahil kesiminin iç bölgelerle bağlantınsın ışınsal sokaklarla kurgulanmasıyla sokak perspektiflerinin Küçükçekmece Gölü ile bütünleştirilmesini sağlamak,
– Sahildeki spor alanları gibi fiziksel aktivite alanlarının iyileştirilmesiyle etkin kullanımlarını sağlamak,
– Kıyı boyunca ve yeşil alanlar içerisinde tasarlanan seyir terasları ya da oturma birimleriyle daha keyifli mekanlar yaratmak yer alıyor. Bunların yanı sıra kentsel tasarım projesi kapsamında:
– Balıkçı Adası’nın yeniden işlevlendirilmesiyle bu alanda 3000 kişilik oturma-izleme banklarıyla 3 tarafı dijital olarak kontrol edilebilen yansıtıcı perdeler tasarlanmış, göl festivallerinin, müzikli ve ışıklı su gösterilerinin bölgenin her tarafından ve tüm kıyı boyunca izlenebilmesini sağlandı. Böylece ada adeta bölgenin bir gösteri sahnesi gibi kurgulandı.
– “Eski kilise alanı üzerine yapılması düşünülen bina” ile tarihe gönderme yaparken, yapının yüzyıllar boyunca farklı kültürden insanların bir arada uyum içinde yaşamlarını sürdürdüğü bu coğrafyada bu özelliğin yapı ile tekrar hatırlanmasının sağlanması düşünüldü. Bu yapıya kültürel işlev kazandırılarak yeniden bölgeye kazandırılması tasarım hedefleri arasında.
– Bölgede bulunan “arkeolojik kazı alanı” sınırı genişleyebilir olduğundan zemin katta oldukça geçirgen ve kazı alanına minimum müdahale eden “açık bir müze” tasarlanarak, tarihin izlerinin alışılagelen kapalı bir müze yapısının içerisine girmeden görülebilmesini ve diğer yandan da bu bölgedeki kazı çalışmalarına katılacak olan arkeologlar ve diğer ekip üyelerinin çalışmasına yardımcı olacak hacimler oluşturuldu. Yine bu alan yakınında bulunan ahşap 2 katlı tescilli eser de “kent müzesi” olarak işlevlendirildi. Bu yapının içerisinde bölge tarihi ve kazı alanı ile ilgili araştırmaların da yapılabileceği bir kütüphanesi de mevcut. Böylece büyükten küçüğe herkes için kentli olma bilincini ve farkındalığını yaratmak ve yaşatmak amacı hedefleniyor.
– Arkeolojik kazı alanı yakınında, kısa ve uzun vadede birçok yatırımı da destekleyebilecek nitelikte, bölgeye gelecek yerli ve yabancı turistlerin alanda konaklayabilecekleri bir “butik otel” tasarlandı.
– Proje kapsamında bir de, alanda yaşayanların ya da dışarıdan bölgeyi ziyarete gelecek kullanıcıların gereksinmelerini karşılayacak, sokağa cephe veren satış birimlerinin yanı sıra avlulu düzeniyle kendi içinde de yaşayabilen bir “arasta-çarşı” yapısı da kurgulandı.
– Arastanın yakınında bulunan ve tescilli eser olan Han Yapısı da restitüsyon projesine uygun olarak ticaret fonksiyonlu olarak düşünüldü.
– Mimar Sinan Köprüsü’nün başlangıcında bulunan Karakol yapısının hemen karşısında bulunan ve tescili önerilen yapı da yine bölgede yaşayan insanların ve burayı ziyarete geleceklerin oturup dinlenebilecekleri, göl üzerinde ya da Etkinlik Adası üzerinde yapılan gösterileri izleyebilecekleri bir “kafe” olarak tasarlandı.
– Meydanın ve 27 Mayıs Caddesi’nin kuzeyinde bulunan yapılar topluğunun bir kısmı “kültür ve sanat merkezi” olarak ve bu yapının zemin katında mevcut durumda bulunan “muhtarlık” yapısı da yine yerinde düşünüldü.
– Proje alanının güneyinde, İstanbul Caddesi ile Küçükçekmece Gölü arasında kalan sahil şeridi boyunca hafif konstrüksiyon örtülü kapalı olmayan, yarı açık birimlerin
Küçükçekmece Balıkçıları ve Kafeler olarak halka hizmet etmesi öneriliyor.
Bunların dışında tren yolu aksının kuzey ve doğusunda bulunan Üst Hatboyu Caddesi üzerinde bulunan yapılarda da cephe rehabilitasyonu çalışmalarının yapılması gerektiği öneriler arasında. Burada mevcut durumdaki yapıların pencere-çıkma-balkon- teras gibi birimleri ile örtüşecek, yapısal anlamda binanın bütünlüğüne zarar vermeyecek farklı ve yeni
karakterde cepheler düşünülüyor.
Küçükçekmece Meydanı Çevresi Kentsel Tasarım Projesi’nin kültürel ve tarihi izleri, tüm butemel hedefleri ve önerileri ile sadece bölge için değil İstanbul için de önemli bir çekimmerkezi olması hedeflenmektedir.