"Projeye Bak Bağını Sorma" dosyamızın sıradaki yapısı Laposa Şarap İmalathanesi. İmalathane, Atelier Péter Kis tarafından tasarlanmış.
Atelier Péter Kis, binayı anlatıyor:
Laposa şarap mahzeninin şarapları Macar şarap severler arasında ‘Bazaltbor’ adı altında oldukça ünlü oldu. Bu şarabın yapımında kullanılan üzümler sadece bazalt taşlı arazide yetişiyor. Oldukça büyüyen işletme mimari yönden ve bağcılık teknolojileri açısından modernize olmaya karar verdi. Sonuçta şarap üretiminin arazinin eteklerine yeni yapılacak binaya taşınmasına; eski aile mahzeninin ise şarap sunumu ve içimi için tekrar düzenlenmesine karar verildi.
Proje alanı, Balaton Yaylası Doğal Parkı’nın bir parçası olmasına rağmen şarap rotasının üst kısmı daha doğal bir coğrafyaya sahip, alt kısımdaki üretim merkezi ise kasabanın tek katlı, çevresinden bağımsız yapılarıyla benzer formda. Yakın zamanımızı kuşatan kentleşme trendine rağmen, genelde Balaton Yaylası’ndaki bağlar doğayla olan bağlantılarını korumuş.
Projenin sorusu, çevresine oranla büyük ölçekte olan bir yapının hangi biçimsel metodla yapılabileceğiydi.Tek referans noktası üzümün toprağa bağlı mimarisiydi.
Toprağa bağlı olmanın sonucunda program ancak en düz haliyle ele alınabilirdi; bina yerçekimiyle aşağı doğru uzanacaktı, böylece üzümler sadece en gerekli olan işlemler için açığa çıkarılacaktı. Bu kararla, binanın sadece dörtte biri yerin üstüne alınırken kalan dörtte üçlük kısmı tepenin altında kaldı.
Bu temel üzerinden gidince; bazı mimari araçlarla, biçimlerle ve inşa yöntemleriyle çalışamaz hale geldik; diğer yandan onları tamamen göz ardı da edemezdik. Bağ binası model olmalıydı, yapının hiyerarşik organizasyonu da bu kararın dışında değildi. Yapının geometrisinde iki temel karar uygulandı: birincisi simetrik beşik çatıların soyutlaması, ikincisi ise bazalt taşı katmanlarının idealize edilmiş altıgen kesitleri.
Bu iki biçimsel öge yeni bir sistemde, öncül referanslarını koruyarak, bir araya getirildi. Temel elemanlar olan yüzeydeki bazalt bantlar, önlerine bir engel çıkmadığı sürece mekanda serbest hareket edip bazen mekanları birbirinden ayırıp bazen birbirine bağladılar. Diğer bir geometrik temel eleman olan kesitler ise çeşitlenerek bazı yerlerde iç içe geçtiler bazı noktalarda ise topraktan yükselerek çatıda çarpıtılmış bir yüzey oluşturdular.
Bina birbiriyle bağlantılı panel elemanlarla inşa edildi, paneller yekpare beton yüzeyler halinde döküldü. Malzemenin sağlam ve nötr yapısı mekana ilk girildiğinde iç mekanda ve mekanlar arası ilişkilerde algılanabilen bir unsur. Yapının iki yerinde, dış yüzeyde ve şarap fıçılarının olduğu mahzen kısmında ikincil bir yüzey süslemesine gidildi. Dış yüzeyde cephe ve çatı arasındaki ayrım kalktı ve bütün çeper önceden üretilen beton yüzeyli panellerle kaplandı. Panellerin deseninde üzüm asmalarının hafifçe dolanarak sarılan görüntüsünden esinlenildi.İç mekanın ışık alması istenen bölgelerde paneller yerine cam yüzeyler kullanılsa da asma deseni devam ettirilerek devamlılık sağlandı. Mahzenin iç yüzeyinde ise geleneksel mahzenler gibi tuğlayla kaplandı. Tuğla diziminde yaygın yöntem değil çapraz örme kullanıldı.