Laszlo

1900 yılında Londra’da inşa edilmiş 5 katlı depo binası, Henley Halebrown tarafından ofis yapısına dönüştürüldü.

Aslen, Batavia Mills şirketinin binası olan yapı imalat ve baskı faaliyetlerinde kullanılmış. 30 yıl önce toptancı deposu olarak yeniden düzenlendiğinde bir kat eklenmiş ve doğu cephesi yeni bir giriş ve arkasında yeni bir merdiven ve asansör ile yeniden inşa edilmiş. 2016 yılında tasarımcılar binayı ilk kez ziyaret ettiğinde, yapının kendine has oranlarını örtecek biçimde düzenlenmiş ve katları bölünmüş bir iç hacim ile karşılaşmışlar.

Yeni eklenen beton kirişin altındaki çelik çerçeveli cam panel yeni girişi oluşturuyor. İçeride salon, asansör lobisi, resepsiyon ve “oturma odası”ndan oluşan bir grup birbirine geçen oda beton tuğla duvarlar ile çevrelenmiş. Tarihi yapının taşıyıcı iskeleti yapı genelinde açıkta bırakılmış ancak bazı mekanlarda ahşap tavanlar ve kasıtlı olarak heykelsi uzunluklarda üretilmiş farklı biçimlerde kanallar teknik unsurları gizlemek için kullanılmış. Asansörleri, merdivenleri ve tuvaletleri çevrelemek için aynı beton tuğlalar kullanılmış.

Ortak alanlardan odalar ve koridorlara geçildiğinde bu hacimlerdeki duvarlar ve kapılar, Josef Albers’in çalışmalarından ilham alan renkler ile bezenmiş. Tuvaletlere giden koridorda tavana gömülü aydınlatma elemanları, yüzyıl ortası Kuzey Amerika’daki ofis yapılarının iç mekanlarını hatırlatıyor.

Binanın depo olarak kullanıldığı dönemden kalma ayırıcı duvarların kaldırılması ile zeminde oluşan kesik ve hasarlar Lazlo Moholy-Nagy’un bir tablosundan esin ile, toprak rengi sıva ile doldurulmuş. En üst katta yapılan tadilat ile 1980’lerden kalma çelik ve ahşap kirişli çatı açığa çıkarılmış.

Yapı boyunca açıkta bırakılmış çelik kiriş ve kablo tavalarda, iç mekandaki renkli ortama uyum sağlamak üzere, fildişi ve açık gri renkler kullanılmış. Yeni duvarlara uygulanan açık gri harç ile eski betonarme tuğlaların renkleri arasında da akışkan bir ilişki kurulmuş.

Tasarımcılar, kaba inşaat içine fit out yerleşimlerde sıklıkla karşılaşılan zıt malzeme kullanımı yerine, kaba yapının malzemeleri ile, en küçükten en büyüğe süreklilik kuran bir tadilat ve iç mekan tasarımı kurgulamış. Bu anlamda, yapıda kullanılan betonarme, boya ve ahşap detaylar, geçici tasarım trendlerine yer bırakmayan, daha kalıcı bir üslupla uygulanmış.

Etiketler

Bir yanıt yazın