2X1 Mimarlık ekibinin, Tamayouz Award’ın düzenlemiş olduğu “Rıfat Chardirji Prize – Barjeel Museum for Modern Arab Art in Sharjah” Uluslararası Yarışması için önerdiği proje Mansiyon Ödülü'ne layık görüldü.
PROJE METNİ
“Düşünmek, görmeyi yeniden öğrenmektir.” – Albert Camus
Müze mekanı, sergilenen ile izleyici ilişkisini en verimli şekilde kurmak üzere evrimleşmiştir. Yapı, ya kendisi de sergilenebilir bir mekan üretir ya da sergilenen ile yarışmamayı tercih eder. Müze yapısı tasarlanırken en önemli kriter sergilenendir.
Müze üretimindeki en önemli kriter ise sirkülasyondur. Bu eylem, izleyicinin sergilenen ile temasının kopmadan sürmesi sağlanarak kurgulanmalı, bir yandan da tüm teknik ihtiyaçlara cevap vermelidir.
Tasarlanan yapının en belirgin özelliği seyir eylemini bir yolculuğa dönüştürmesidir. Bu bağlamda yapı içerisinde uzun ve kısa rotalar oluşturularak hem eserlerin bir promenad ile izlenmesi, hem de yapının ara mekanlarının deneyimlenmesi öngörülmüştür.
Arap mimarisinin en kusursuzlaşmış özelliği sıcak iklim ile baş edebilme kabiliyetidir. Bu bağlamda “kütlesellik” yapının vazgeçilmez unsuruna dönüştürülmüştür. Tasarlanan yapının ait olduğu coğrafya ile kurduğu en ciddi teması, kütlesel kurgusu oluşturur.
Kütle, yani yapıyı oluşturan duvarlar, döşemeler, taşıyıcılar bütün gerçekliği ve ağırlıklarıyla sıcaklık kontrolünü sağlamak için üretilmiştir.
Yapının bodrum katının altında kurgulanan labirent, termo-dinamik yasaları gereğince toprak altındaki sıcaklığın sabit olması sebebiyle yukarıdan gelen sıcak havayı serinletmek amacıyla tasarlanmıştır. Yapının kuzey-batı cephesinden emilen sıcak hava, bu ısıl kütleden oluşan labirentte dolaşacak ve ısıl fazlalık bu kütle aracılığı ile toprağa aktarılacaktır. Böylece sıcaklığı 30 derecelere kadar azalmış hava, hava kontrol alanında konfor koşullarına getirilerek yapıya sunuculaktır. Havanın emilimi, yapının merkezinde bulunan “Barjeel” elemanının yükseldiği noktada rüzgar basıncının doğurduğu negatif basınç sayesinde yapılacaktır. Sistem çalışmaya başladığı anda harici hiçbir enerji gereksinimi olmadan çalışacaktır.
Yapının büyük oranda yeraltında kurgulanması, binanın önemli elementlerinden “duvarlar” aracılığı ile kontrollü ışık alınabilmesini sağlamıştır. İç bahçeler, yeraltında kurgulanmış dolaşım ağının kontrollü ışık alabilmesi ve havalandırılabilmesinin yanında izleyicinin rehberliğini de üstlenmektedir.
Mekan kurgusunda 90 derece ile örgütlenmiş ortogonal yaklaşım reddedilerek izleyici-eser ilişkisini maksimize edecek ve mekansal deneyimi zenginleştirecek açılarla oluşturulan duvarlar tasarlanmıştır. Ortogonel yaklaşımın insan psikolojisi üzerindeki sıradanlık ve itaat etkisi pasifize edilmeye çalışılmış, görme eyleminin yeniden deneyimlenmesi için perspektif çarpıtılmıştır. İzleyici-eser ilişkisi görme eylemi dışına taşınarak kullanıcı düşünmeye zorlanmıştır.