PROJE RAPORU
Kuzeyde Karadeniz, Güneyde Sivas ve Tokat illeri, Batıda Samsun ve Doğuda da Giresun ili ile çevrili bulunan Ordu, 40–41 kuzey enlemleriyle 37–38 boylamları arasında yer almaktadır (Şekil1). Ordu ili, yaz ve kış sıcaklık farkının oldukça az olduğu Karadeniz ikliminin etkisindedir. Kışları ılık, yazları nemli, yaz ve kış arasındaki sıcaklık farkının oldukça az olduğu bu tipik Karadeniz iklimi sahilden başlayarak güneye doğru dağların doruklarına kadar devam eder.
Doğu Karadeniz Bölgesinin geleneksel yerleşim şekli, genelde bir tepenin doğuya bakan yamaçlarında başlar düz kesimlerinde ise kıyıda bir iskele ve gerisinde ticaret alanları olarak kendisini gösterir. Bu bölgelerdeki geleneksel yerleşme dokusunun belirleyici unsurları güneşlenme, manzara, hava sirkülasyonu vb. sebepler olarak sıralanmaktadır. Mahalleler birbirinden doğal sınırlar ile ayrılmış olup komşuluk ilişkilerinin güçlü olduğu sosyal ve fiziki alt bölge olan, geleneksel mahalle kavramı gelişmiştir. Doğu Karadeniz Bölgesi genelinde ve Ordu şehrinde mekansal gelişim ve yerleşim yapısı sosyo-ekonomik etmenlere, kısmen ise doğal koşullara bağlı olarak şekillenmiştir. Geleneksel yapı inşa tekniği Doğu Karadeniz bölgesinin karakteristik ahşap iskeletli ev mimarisi ve iklim göz önüne alındığında kırma çatı kullanımları göze çarpar. Sınırların duvarlar olmadığı bir mahalle kurgusu yaratmak ve doğal topoğrafyaya uyum sağlayan teraslı evler ile birbirinin çevre ile ilişkisini kesmeyen aksine eşsiz deneyim manzaraları sunan bir mahalle kurgusu yaratılmak amaçtır. Yeşille doyan yeşille harmanlanan cepheler ahşap kullanılarak daha sıcak ve daha Karadeniz’e ait bir ifadenin seçilmesidir.
Karadeniz’in halihazırda topoğrafik koşulları göz önüne alındığında yapı komünitesi dağınık birbirini kesmeyen, manzaraya bakan ve topoğrafyaya kademeli olarak oturan bir düzen içerisinde birbiriyle iletişim halinde olan fakat mahremiyeti de yıkmayan bir düzen içerisinde yerleştirilmiş olup; ana aksın kültür aksı olarak tasarlandığı ve araçların komünite olarak kurulan düzen içerisine dahil edilmeden fakat erişimi sağlayan ceplere park ettiği insan sirkülasyonunun maksimum düzeyde tutulduğu insanları dolaştırmanın bir amaç olarak benimsendiği bir kurgu tasarlanmıştır. Sürekli bir sirkülasyon kurgusu kesilmeyen yollar ve ana aksa çıkan toplanma ve sosyalleşme mekanları kurgulanmıştır. Ordu doğası gereği yeşilin bol olduğu ağaç oranının yüksekliği ile dikkat çeken bir bölgedir, yapıların yerleşimi ağaçların içine sızan onlarla bir ahenk içerisinde habitat oluşturan bir yerleşim oluşturmuştur.
Mahalle fiziki sınırları olan yerleşim yeri olmanın ötesinde karşılıklı ilişkilerin oluşturulmasında etkili toplumsal bir birimdir. Mahalleler yaşam alanlarındaki fiziki yakınlıktan kaynaklanan yüz yüze ilişkileri geliştirmesi bakımından önemlidir. Çünkü kurulan ilişkilerde gözlemlenen çeşitli tarihi ve kültürel izler, mahallenin kendi kimliğinin oluşumunda etkili olabilmektedir. Hilmi Ziya Ülken’in toplum bilimi sözlüğünde mahalle için “Kasaba veya şehirler, her biri birer yerleşme birimi karakteri gösteren mahallelerden ibarettir… Mahalleler fiziksel sınırlara ya da sembolik göstergelere sahip ve bu sınırlar içinde ikamet edenler tarafından geliştirilen bir takım sosyal ilişkileri kapsayan, yönetimde alınacak kararlarda etkili oldukları ölçüde de politik nitelik kazanan kent birimleridir. Mahalleler komşuluk ilişkileri ve aidiyet duygusu ile birlikte değerlendirilmektedir. Ayrıca fiziksel yakınlık sosyal etkileşimlere yol açabildiği gibi siyasal etkileşimleri de etkilemektedir. Ortak yaşam alanlarına ev sahipliği yapan mahalleler bu yaşam alanlarının kamusal mekânlar olarak siyasete ya da yönetime ilişkin tartışmaları barındırması ya da çeşitli örgütlenmelerin oluşumunda rol almasıyla politik birimler haline dönüşebilmektedir. Mahalle kurgusunda göze çarpan düzen yaşam ve sosyal alanların hem kendi içinde hem birbirleriyle olan ilişkisi aynı zamanda ayrışmasıdır. Kurgulanan senaryo gereği bir kültürel aksa bağlı bir mahalle meydanı ve aynı zamanda çeşitli fonksiyonlara sahip kültürel bir aks oluşturmaktır böylece bir meydan ve sokak ilişkisiyle bütünleşik bir kurgu göze çarpar. Konut bölgesinin kültürel aksa yakınlığı ve ilişkisi bir yaya aksı ile sağlanmış olup aynı zamanda ağaçlar birer ayırıcı eleman olarak da tercihen yerlerinde korunmuştur. Konutun doğa ile bütünleşik ve ilişkili yapısı sadece doğa ile kurulan ilişkiyi temsil etmekle kalmaz aynı zamanda kendi içinde mahremiyeti de korumaya yönelik bir tercihtir. Hem doğa ile ilişkili bir yaşam yani ağaçlara bakan ve ağaçlar tarafından sarılmış bir mahalle kurgusu hem de sokağı evlerden geçen ve dolaşan dolayısıyla sirkülasyon tarafından sarılan bir yaşantı sunulması amaçlanmıştır. Net bir kültürel aksla da mahalle sosyal anlamda zenginleştirilmeye çalışılmış olup doğa yaşam ve sosyalleşme üçlüsü bir mahallelinin ihtiyaç duyduğu üç ana öge olarak öne çıkarılmıştır.
Mahalle kurgusunda göze çarpan düzen yaşam ve sosyal alanların hem kendi içinde hem birbirleriyle olan ilişkisi aynı zamanda ayrışmasıdır. Kurgulanan senaryo gereği bir kültürel aksa bağlı bir mahalle meydanı ve aynı zamanda çeşitli fonksiyonlara sahip kültürel bir aks oluşturmaktır böylece bir meydan ve sokak ilişkisiyle bütünleşik bir kurgu göze çarpar. Konut bölgesinin kültürel aksa yakınlığı ve ilişkisi bir yaya aksı ile sağlanmış olup aynı zamanda ağaçlar birer ayırıcı eleman olarak da tercihen yerlerinde korunmuştur. Konutun doğa ile bütünleşik ve ilişkili yapısı sadece doğa ile kurulan ilişkiyi temsil etmekle kalmaz aynı zamanda kendi içinde mahremiyeti de korumaya yönelik bir tercihtir. Hem doğa ile ilişkili bir yaşam yani ağaçlara bakan ve ağaçlar tarafından sarılmış bir mahalle kurgusu hem de sokağı evlerden geçen ve dolaşan dolayısıyla sirkülasyon tarafından sarılan bir yaşantı sunulması amaçlanmıştır. Net bir kültürel aksla da mahalle sosyal anlamda zenginleştirilmeye çalışılmış olup doğa yaşam ve sosyalleşme üçlüsü bir mahallelinin ihtiyaç duyduğu üç ana öge olarak öne çıkarılmıştır.
Komünite, belirli bir alanda karşılıklı ilişkiler yaşayan, çeşitli hayvan ve bitki türlerinin meydana getirdiği topluluğa verilen isimdir. Popülasyonlar tabiatta diğer canlılardan bağımsız biçimde yaşayamazlar. Popülasyonlar sürekli birbirleri ile iletişim halinde bulunurlar. İşte aynı alan içerisinde birbirleriyle ilişkili bütün popülasyonların oluşturduğu topluluğa komünite denir. Tasarlanan eko-şehir; doğa, insan ve kentsel dokuyu bir araya getirerek kendi ekolojisini oluşturuyor. Sistemdeki doğal faktörler kolektifin yaşam dinamiklerini etkileyen önemli elemanlar. Sistem doğanın kaynak olarak sunduğundan daha fazla atık üretmemektedir. Yamaçlara sırtını yaslayan evler mimari düşüncede ağırlıklı olarak Doğu Karadeniz den gelen mekan, malzeme bilgisine, doğa ile olan ilişkisine taşır, öte yandan çağımızın ihtiyaçlarına cevap veren modern imgelerle karşı karşıya gelir. Öte yanındaysa yerin kendisi vardır. Bu durumun içindeyse kullanılabilecek teknoloji durmaktadır. Yatay ve düşey betonarme hatıllarla desteklenmiş taş zemin üzerine ahşap (ctl) teknolojisinin getirdiği imkanlarla inşa edilen yapı geleneksel ile modern teknolojinin bir orta yolu olarak yorumluyor. Bunların hepsi iç içe geçerek bir izler bir izeler, bellek kırıntıları, arketipler, deneyimler ve izlenimler yumağı oluştururlar, yapılacak yeni tasarım için: Mekana dair düşünceler, ifadeye dair düşünceler, teknolojiye dair düşünceler ve bu düşüncelerin birbiriyle olan ilişkileri.
Doğu Karadeniz Evleri’nde yön ve manzaraya yönelme ilkesi geçerlidir. Manzaraya yönelme isteğinden evlerin sofaları, köşk odaları ve baş odaları genellikle kuzeye dönüktür. Genellikle eğimli arazideki yerleşimlerde eğimin yükselen bölümünde ortak mekan (aşhane), eğimin alçaldığı, manzaraya bakan bölümde hayat yer almaktadır. İç mekanın iki temel elemanının yeri belirlendikten sonra odalar bu iki mekanın çevresine yerleştirilmiştir. Bölgenin büyük kesiminde biçimlenme açısından yapıların, iklim koşulları nedeniyle, kare, dikdörtgen rasyonel formlarda ve simetrik olduğu görülmektedir. Çatı karakteri kırma çatı olarak göze çarpar, bu da iklimin getirdiği bir zorunluluktur. Malzeme kullanımı olarak ahşap tercih edilmiştir. Ahşap Karadeniz’de hammaddesi oldukça fazla bulunan sürdürülebilir ulaşımı kolay ve yapım tekniği itibariyle yerel sayılan materyaldir. Alanda sıcak bir atmosfer yaratmanın dışında çevre ile uyumu da göz önünde bulundurulmuştur.
Karadeniz bölgesine özgü, ayaklar üzerinde yükseltilmiş, genelde ahşap malzemeyle üretilen, mutfak ve depo olarak kullanılan yapı tipine “Serender” denmektedir. Serender zeminden yükselerek toprağa daha az temas etmekte; dolayısıyla doğaya daha az zarar vermektedir. Mahallede serendirler serbest programlanabilir mekanlar olarak mahalleye hizmet etmektedir. Serenderler kimi yerlerden tarım deposu kimi yerlerde mahalleli için toplanma alanı olarak kurgulanmıştır. Dolayısıyla eve esnekliği veren yegane kurgu serender kullanımıdır. Çok fonksiyonel mekanların konut içerisinde kullanımı olumlu anlamda etkileri vardır.