TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencileri İshak Şimşek ve Cansu Çelik, Aslı Özbek ve Nihat Eyce yürütücülüğündeki tasarım stüdyosu kapsamında, uluslararası yarışma olan "Salut Paris’’ yarışması için hazırladıkları DESTINESIA isimli projeleri ile Honorable Mention ödülü aldı.
İnsanlar çok eski çağlardan beri kamusal alanlara ihtiyaç duyuyorlardı. Göçebe toplumlarda bu alanlar, insanların bağlı oldukları kabileye karşı sorumluluklarını yerine getirdikleri her türlü üretim yeriyken, Roma, tapınakları, bazilikaları, mağazaları ve pazarları ve insanların Ortaçağ alışveriş için bir araya geldi. Günümüzde ise geleneksel yaşamın devam ettiği yerlerde, insanların Temel ihtiyaçlarını karşıladıkları ve etkileşimin olduğu mahremiyet alanların (evler, barınaklar gibi) dışındaki her yerde kamusal alan potansiyeli vardır. Ana sorun, bu alanların şehir, bağlam ve kullanıcı ile kurduğu iletişimdir. Kamusal alandaki bu iletişim ve etkileşim süreç içinde gerçekleşir. Süreç yani değişim, gelişim, oluşum . Diğer bir deyişle, kamusal alan farklı kapalı-açık, dolu-boş ve kot farklılıklarıyla deneyimler sunarak kullanıcıların farklı başlangıçlara ve sonlara çıkmalarını sağlar.
ANALİZ
Hausmann 19. Yüzyılda Paris için en büyük kentsel dönüşümlerden birini gerçekleştirdi. Bu kentsel dönüşümünün sonucu olarak, Paris’i çevreleyen ilk ulaşım ağını kurdu. 70 yılı aşkın bir süre aktif bir şekilde kullanılan bu demir yolu daha sonra teknolojinin gelişmesi ve daha iyi bir kentsel ulaşım ağlarının oluşması ile, Petite Ceinture kullanılmadığı için 1934 yılında resmi olarak kapatıldı. Şehri doğrusal bir aksta ikiye bölen bu demiryolu Parisi çevreleyen bir boşluk oluşturuyor. Bu boşluk kent ve kullanıcı arasında verimsiz bir ilişki sağlarken günümüzde de potansiteyelinden oldukça uzak işlevlerde kullanılıyor. Destinesia eski terk edilmiş bu eski tren hattı ile kent ve doğa arasında bir arayüz oluşturarak şehir ve petite centure arasındaki iletişim eksikliğini çözüyor. Bu şekilde, Paris halkı için, kamusal alan ve soludukları doğa ile birlikte çalışan mekanlar sunar. Ayrıca La Recyclerie katılımcıları ve Ruisseau topluluğunun üyeleri için farklı programlar ve alan sunmaktadır.
Tasarım Konsepti
Bu tasarım verilen alanın 1/3’ünü kaplayarak, şehir kotundan farklı ve değerli olan tüm boşluğu doldurmaz. Şehir ve Petite Ceinture arasındaki iletişim kopukluğunu ortadan kaldıran bir arayüz oluşturur. Bu arayüz sokakla boşluğu akışkan bir şekilde birbirine bağlayarak aynı zamanda geçirgen bir alan yaratıyor. Restoran ve farklı işlevler için kullanılan La Recyclerie ziyaretçileri için farklı programlar sunar. Alanı zaten kullanmakta olan Ruisseau topluluğu için yeşil yoga alanları, toplantıları için amfi ve tarım gibi farklı faaliyet alanları sunmaktadır. Paris halkının şehir hayatından kaçabileceği ve nefes alabileceği yeşil bir alana dönüştürür aslında tasarım kentten doğaya bir akış sağlamayı hedefler. Destinesia kesitsel olarak üretilebilen modüler bir yapıda tasarlanmıştır, çünkü gelecekte Paris de 32 km Petite Ceinture ekseninde bulunduğu bağlama bağlı olarak farklı programlar için birleştirilebilir. Ayrıca, bölümler yapılırken, yüzde 70’lik bir dönüşümle çelik bir yapı oluşturulmuş ve geri dönüştürülmüş ahşap pres plakaları ile kaplanmıştır. Bu malzemelerin geri dönüşüm için uygun olduğu ve doğada çözünür oldukları için çevreye zarar vermediği öngörülmektedir.