2X1 Mimarlık ekibinin Site Cloister isimli uluslararası fikir yarışması için önerdiği projesi mansiyon ödülüne layık görüldü.
Aldeia Da Mata “Tapadao” Dolmen
Ölüm bir yok oluş değil değişimdir.
Tarihinin bilinen en eski dönemleri ve hayal edilen daha eski dönemlerine kadar dayanır mezar yapıları. Bazen bir inancın eseri olarak kurgulanmıştır bazense ihtişamlı bir hayatın toprakta kaybolmasını engellemeye çalışır gibidir. Yapısının ilkel görüntüsüne rağmen 5000 yıl öncesine dayanan Aldeia Da Mata Dolmen megaliti insanoğlunun koşullarını zorlamasının ve hatta yer çekimine bile meydan okumasının örneklerinden biridir.
Sert granit milyonlarca yılda oluşmuş ve gezegenin en dayanıklı maddelerinden birisi olarak bu yapıda zamana meydan okumak için biçilmiş kaftandır. Yedi adet megalit tonlarca ağırlıkla oluştukları yerden koparılarak alışılmışın çok dışında bir tutumla bir mekan kurgusunun elemanlarına dönüştürülmüştür. Bu yedi megalit blok dizisi bir taş mezar olmaktan daha öte ve kadim bir göreve sahiptir. “zamana meydan okumak”.
Bu taş yapının amacı bizden öncekilere, bize ve bizden sonrasına ulaşmaktır. Bir mesaj içerir. Yedi tane blok taş ciltlerce kitaptan daha fazla şey anlatır. Bir emekle ve çoğulcu bir çalışmanın eseridir bu taşlar. Belki de mezarın önemini vurgulanmaktadır. Amaç ne olursa olsun bu yapı bizlere ulaşır. Binlerce yıl sonrasına.
Megalitlerden oluşan bu mekan içerikli mezar yapısı ölümü sembolize ederken bir yandan yaşam ile bağlantıyı kurar. Yaşayan kişi bu yapının içine girer ve ölü ile bağlantı kurar.
Proje Kararları
Yarışma konusu olan “Aldeia Da Mata” ziyaretçi ve araştırma merkezi yapısı bu alana gelecek olan ziyaretçilerin ilk uğrağı olarak tasarlanmıştır. Bu bağlamda ziyaretçi dolmen yapısını ve çevreyi deneyimleme üzere alana yaklaşmışken ilk kez bu yapı ile temas eder. Yapı yer altında kurgulanarak megalit yapının yanında yüzeyde var olmamak tercih edilmiştir. Kot kullanılarak oluşturulan kurguda bu mezar yapısı seviyesi çoğaltılarak yapının üst örtüsüne dönüştürülmüştür.
Bütün alanda bir vaha niteliğinde olan göl yaşamı sembolize eder halde yokluğun içinde parlamaktadır. Yer altında kurgulanan yapı aksı göl ve mezar yapısı arasında oluşturduğu aks ve bu aksa bağlı bir iç bahçe ile kurgulanmıştır. Bu aks göl ve mezar arasında düz ve naif bir çizgiyle oluşturulmuş ve ölüm ve yaşam sembolleri ile tamamlanmıştır. Tıpkı tüm hayatlarda olduğu gibi göle uzanan bir iskele ile başlar, yapı ile gelişir ve mezar ile son bulur.
Ziyaretçi yapıya yaklaşırken önce tüm alanı görsel olarak keşfeder. Sonra bir rampa ile bu keşfe bir ara verilir. Görsel bağlantılar koparılarak yapı kurgusunun içine düşer. Bu düşüş ile görsel bağlantıyı kaybetmiş olan misafir göl-mezar aksında istenilen açı ve perspektif ile tekrar bu görsel bağına kavuşur. Bu etki ile ziyaretçi bir karar verir. Görsel olarak kavraya bildiği bu iki nokta arasındaki yolculuğunu kendisi belirler.