Bilginin ve teknolojinin üretildiği, yapıyı kullananların güncel isteklerine cevap verebilen, kullanıcısı ve yakın çevresi ile katılımcı bir ilişki kuran ve mimari olarak çağdaş ama aynı zamanda bugünü yarınlara taşıyabilen bir yapı üretme fikri tasarımın temel ilkesini oluşturuyor. Arazinin içinde yer alan dolgu zeminden dolayı oluşan kot farkı değerlendirilerek araziye oturan yapıda bir ana omurga üzerinde toplanma ve dağılmanın sağlandığı lineer planlama prensibi benimsenmiş. Yapının kullanım senaryosunun en önemli aktörü olan ana omurga üzerinden düşeyde ve yatayda sirkülasyon bağlantıları sağlanmış. Aynı zamanda kullanıcılar, omurgaya eklemlenen dinlenme, ıslak hacim ve engelli asansörü gibi ortak kullanımlara hem optik anlamda hem de mesafe anlamında kolay ulaşmakta. Ana omurga mekanı, kuzey- güney yönünde komple açılan galeri boşluğu, merdivenleri, ofis – dinlenme alanlarına bağlantıyı sağlayan köprüleri, günışığından maksimum faydalanmayı sağlayan cam çatısı ile sadece lineer bir bağlantı elemanı değil, kullanıcılarının içinde olmaktan keyif aldıkları katılımcı bir kamusal mekan olarak tasarlanmış. Cephelerde, opak bir kabuk içindeki kullanıcıların yapının dışı ile kuracağı optik bağlantıyı kesmeyen güneş enerji kontrollü şeffaf cephe üretim sistemi benimsenmiş. Opak yüzeylerde prekast brüt beton panel, şeffaf yüzeylerde ise kapaklı giydirme cephe seçilmiş. Özellikle rekreasyon alanına bakan kuzeybatı cephesinde güneş ışınlarının kullanıcıların konforlarına olan etkisini azaltmak için giydirme cephenin önünde mesafeleri ve dokuma sıklıkları hesaplanarak hazırlanmış metal dokuma panel kullanılmış.