Officepan ekibi tarafından hazırlanan proje Roboski Müzesi ve Anma Yeri Mimari Tasarım Yarışması'nın birinci etabında belirlenen 5 proje arasında yer alıyor.
“Sıradan bir gün bizim için.. Hava herzamanki gibi soğuk.. Her zamanki gibi zorluklarla dolu bir yol… Katırlarımızda bir miktar mazot ve birkaç karton sigara ile dönüş yolundayız. Sizler bizim hergün tekrarlanan bu serüvenimizi kaçakçılık diye biliyorsunuz. Oysaki bizim için hayatta kalma, yaşam mücadelesi…
Sizden çok farklı değiliz bizler de… Hergünün sonunda kavuşmayı beklediğimiz bir ailemiz , bir evimiz var bizlerin de … Ve yakında evimizde olacağız yeniden…”
“Sıradan bir dönüş yolculuğu olduğunu daha önceden de söylemiştim. Yine gökyüzünde uçaklar, yine gecenin sessizliğine inat haykıran ölüm makinaları…”
“Her zamanki gibi üzerimizden geçip gidecekler sanıyoruz. Ama bu kez bir aksilik var. Birden gökyüzü aydınlanıyor. Korkuyoruz.. Kimimiz katırların ardıda saklanıyor… Kimimiz kaçmaya çalışıyor… Bombalar üzerimize yağıyor… Durmadan aman vermeden… Sonra seslerimiz karışıyor.. Çığlıklarımız..”
“Sessizlik… Saniyelerce dakikalarca saatlerce sessizlik… Gökyüzü şimdi daha karanlık. Karanlığın ardında tam 34 yıldızız… Çoğumuzsa daha henüz çocuk…”
“Müze, değeri olan bir şeyi saklamak ve aynı zamanda anlamını paylaşarak çoğaltmak, yaygınlaştırmak içindir. Roboskî Müzesi insanlık dışı bir katliamda yitirilmiş yaşamların değerini saklamak ve onlar uğruna verilen adalet mücadelesini paylaşmak ve çoğaltmak için planlanmıştır. Bu müze katliamın yarattığı derin acıya ve öfkeye rağmen, bir arada ve kardeşçe yaşayabilmenin mümkün olduğunu hatırlamak ve hatırlatmak için yitirilen canların hatıralarına sahip çıkılacağı yer olacaktır. Roboskî Müzesi, bu anlamıyla simgesel bir yapıdır.”
Roboski Müzesi ana tasarım yaklaşımı oluşturulurken “tevazu” kavramı irdelenmiştir. Bu doğrultuda oluşturulan müze, bulunduğu doğal çevrede kaybolan ve yaklaştıkça ziyaretçilerine kapısını aralayan bir kayıp müze hüvviyetindedir.
Yapı, arazinin dik eğimine oturan ve ziyaretçilerine olay anını hissettirmeyi amaçlayan bir anı müze niteliği taşımaktadır. Bu doğrultuda müze ana yaklaşımı, bir tünel yardımıyla tören alanına bağlanmaktadır. Dış ve iç kavramlarının sorgulandığı anı müze, ziyaretçilerine dış olarak nötr bir duruluk sunmaktayken, tören alanına ulaştıklarında tasarlanan heykel duvar yardımı ile karmaşık bir ortam hissi öne çıkarılmaktadır. Tören alanındaki bu kaotik ritim, katliam anındaki hislerin, ziyaretçi zihnindeki iz düşümlerini simgeler niteliktedir.
Ziyaretçileri giriş tüneli ile içeriye taşıyan anı müze, tören alanı ile oluşturduğu zihinsel ikilemi, üst kotlara doğru uzanan rampa sergi ile durulaştırarak kullanıcıları mezarlığa doğru yönlendirmektedir.
Oluşturulan mimari kurgu, ziyaretçilere olay anını ve sonrasını hissettirmeyi amaçlayan bir güzergah olarak nitelendirilebileceği gibi, sade ve net yaklaşımı ile yere ait olma kavramını sorgular niteliktedir.