Çin, Dameisha'da yapılan yenileme projesinde, tasarım ekibi bir yapıyı baştan aşağı maviye diğerini pembeye boyarken, yapıları maskülen ve feminen stereotipler üzerinden kavramsallaştırıyor.
Tasarım ofisi projeyi şöyle anlatıyor:
Wutopia Lab, Shenzhen Bienali tarafından, Dameisha kasabasındaki iki binanın yenilenmesi için davet edildi. Çin karakterine sahip bir kenar mahalle de yapılan proje şehir ve kasaba arasındaki görünmez sınırı kaldırmayı amaçlıyor. Wutopia Lab, yaptığı çalışmalar sonucu, topluluğa hizmet veren mutfaklar erkeklerin yönetimindeyken, kadının ailelerin mutfaklarında merkezi rolde olduğunu saptadı.
Onun (erkek) Evi
No.5’in cephesini, hayatta kalmanın ve mücadelenin sembolü olarak mavi renge boyandık. İç duvarlar, Matisse’in tablolarına referansla, mavi tavan ve zemine uygun olarak yeşile boyandı. Bina üç odaya ve dışarıya açık bir tuvalete sahip. Kapı kolunda ve iç mekandaki kapı boşluğunda kullanılan üçgen motif maskülen karakteri güçlendiriyor.
Hayatta kalma isteği, insanaları, yiyeceği daha uzun süre saklama becerilerini geliştirmeye yönlendiriyor ve kurutulmuş et ile şarap üretiliyor. Tuz tarlaları uzun bir kurutulmuş et geçmişine sahip ve bu evde kurutulmuş et bir sergi nesnesi oluyor. Tavandan ışık alan beyaz ve gizli odanın zemini, tuz tarlalarının tarihini temsil etmek için beyaz tuzla kaplanıyor. Ana iç mekanda, “şarap havuzu et ormanı”* temasına referansla bira küveti ve bira şişelerinden bir yerleştirme bulunuyor.
Onun(kadın) Evi
Kadın tarafından yaratılan duyarlılık ve varoluş inceliği ile erkeğin var olma isteği ikiliğe katkıda bulunuyor. Farklı pembe renklerin dikkatle kıyaslanmasıyla, yeşili takiben açık pembeye ve pembenin bütün binada uygulanmasına karar verildi.
Binaların yenilenmesi sırasında, farklı kullanıcıların farklı zamanlardaki ihtiyaçlarına göre açılan düzensiz pencereler olduğu gibi tutuluyor. Pencereler cephede hareketlilik yaratıyor. Kepenkli kapılar da geniş cam pencerelere çeviriliyor ve binalar, bakanların birbirini görebileceği şekilde meydana açılıyor.
Avlu, mavi bina ile karşıtlığına dair bir ipucu olarak, pembe kaya tuzu ile kaplanıyor. Yapının feminen karakteri yarı daire motiflerin kullanımıyla güçlendiriliyor. Birbirinden bağımsız odaların duvarlarındaki delikler mekanların özgürce ilişkilenmesini sağlıyor. Duvarlardaki örtüşen boşluklar labirentin halüsinatif etkisine neden oluyor. Perdeler, cepheyi bir tül ile kapatır gibi, kadının içe dönük hayatına işaret ediyor ve balkonun önünde yeni bir cephe daha yaratıyor.
*İÖ 1075-1046 yılları arasında yaşamış Shang hanedanının son kralı Kral Zhou’nun eğlencelerinden birisi olarak tariflenen, içki dolu bir havuz ve ortasındaki adada ağacın dallarına asılı kurutulmuş etlerden oluşan bir mekansal kurgu. (kaynak: Wikipedia)