Orientkaj ve Nordhavn İstasyonları

Kopenhag’da bulunan Nordhavn metro ek hattında yer alan Orientkaj ve Nordhavn istasyonları Cobe ve Arup ortaklığında tasarlandı.

Kuzey Avrupa’nın en büyük kentsel dönüşüm projelerinden birine hizmet edecek olan bu yeni hat Kopenhag’ın kuzey liman bölgesini kent merkezine bağlamak üzere üretilmiş. 2025’e kadar günce 9.000 yolcunun kullanması beklenen her iki metro istasyonu da bağlı oldukları mahalleleri yansıtan farklı görsel karakterlere göre tasarlanmış.

Yeraltında bulunan Nordhavn istasyonunu tasarımı, Arup tarafından tasarlanmış olan Cityringen metro hattının kendine has kırmızı kaplama transfer istasyonlarından ilham almış. Çok yoğun bir transfer trafiğine sahip olacak olan istasyonda tasarımın temel unsurlarından biri olmuş; kullanıcıların her noktadan karşı platformu görebildiği konforlu ve güvenli bir ortam yaratılmış. İstasyonda iç mekana hareket katan katlanmış seramik paneller ve transfer tünellerinde kırmızı ve beyaz tonlarındaki giydirme plakalara kullanılmış. İstasyonun tavanında bulunan origami strüktür mekandaki ışığı dağıtmak üzere tasarlanmış.

Yerüstünde bulunan Orientkaj istasyonu, Cobe tarafından tasarlanmış olan, mahalleye 40.000 kişilik konut ve 40.000 kişilik ofis sağlayacak, toplam 1.500.000 m² sürdürülebilir, karma kullanım yapının inşa edileceği alana eklenecek olan yeni istasyonlara örnek olmak üzere tasarlanmış. Dışarıdan bakıldığında yük konteynerinin hatlarına sahip Orientkaj istasyonu, liman işletmelerinin büyük ölçekli karakterini ve çevrenin endüstriyel geçmişini taşıyor; iç mekanda ise aksine, tamamen yolcu odaklı, insan ölçeğinde detaylara sahip.

Etrafta bulunan yoğun ve çok katlı yerleşimin arasından sıyrılması için tüm cepheleri ve çatısı eloksallı alüminyum ile giydirilmiş. Farklı açılarda yerleştirilen paneller ile yapının her açıdan gökyüzünün rengini yansıtması amaçlanmış. İstasyonun nesne olarak yarattığı manzara kadar iç mekandan gözlenebilen manzaraya da özen gösterilmiş. Yapının altında bulunan V biçimli iskeleler, yapının zemindeki ayakizini azaltırken, platformun mahalle ve su kenarı arasında bir geçiş alanı olabilmesini de sağlıyor. İstasyonun geniş ve sütunsuz iç mekanı, çevredeki endüstri yapılarının baraka tarzı çatılarını benzetilerek tasarlanan tavan pencereleri ile gün boyunca doğal ışık ile aydınlatılıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın