SOA Architectes, Fransa’nın banliyö bölgelerinden Le Vésinet’in, tarihi ve doğal güzelliklere sahip topraklarında yer alan bir sosyal konut projesi tasarladı.
Parc Princesse içerisinde oluşturulan proje, narin bir peyzaj ve yaşayan mirasın bir parçası.
Lambert & Lénack Architects ile birlikte kurgulanan vaziyet planı, bölgeye inşa edilecek 56 ünitelik bir seriyi kapsıyor. SOA’nın üstlendiği 26 ünitelik kısımda; 24 ünite sosyal konut olarak kullanılırken, 2 ünite ilk kez alım yapacak kişileri hedefliyor.
Projedeki ana hedef özgün bir konstrüksiyon ortaya koymak olmuş. Üst üste bindirilmiş dubleks dairelerden oluşan büyük bir villa, çözülüp parçalanıyor ve en sonunda dekor ile bütünleşiyor. Bu süreç, Le Vésinet’te yer alan geleneksel villaların bir parçası olan orijinal formları yeniden açığa çıkarıyor.
Teraslar, fazla gösterişli manzaralarla “parkın ortasında belirmekten” kaçınmak için vaziyet planının iç kısmına doğru yerleştirilmiş. Bu içe doğru çekimi eşit derecede deneyimleyen çatılar, ters eğimli yapılmış. Merkeze yönelen yapı elemanlarının hareketi, ağaçların varlığını yüceltirken mahremiyet hissini yoğunlaştırıyor.
Binanın ayakları, ortalama insan yüksekliğinde görünmemesi ve yeşil alan ile bütünleşmesi için iki kat yükseklikteki büyük kemerlerden oluşturulmuş. Boyutları, ağaçlar arasındaki boşlukların formları ve ölçülerinden yola çıkılarak oluşturulmuş. Kemerler, parkın üzerinden görülen geniş manzarayı çerçeveliyor.
Cephedeki çalışma, farklı hacimlerdeki yüzlerdeki kıvrımları örten bir perdeden oluşuyor. 50 santimetrelik çerçeve, yansıtıcı metal bantların dikey çizgileri üzerindeki hafif ve mat kaplamanın ritmini oluşturuyor. Bu son derece somut ve geçici hibrit malzeme, yansıtıcı çizgilerinin kinetik yansımasında inşaatı temellendiriyor.
Daireler, asma kattaki stüdyolara kadar uzanan küçük, üst üste dizilmiş dublekslerden oluşuyor. Hacimler ise özel olarak aydınlık ve büyük. Zemin kattaki daireler parkın en ağaçlık alanlarına açılan geniş ve çift yükseklikli köşe oturma odalarına sahip. Mutfaklar sistematik olarak ayrılıyor. Yatak odaları ve ana banyolar ise üst katta yer alıyor.
Dubleksin ikinci katında köşe oturma odaları, avlu olarak yeniden kullanılıyor. Kompleksin merkezine bakan dairelerde lobiye bakan teraslar bulunuyor.
Üst kattaki genel sirkülasyon alanları, özel teraslar arasından geçen aydınlatılmış patikalardan oluşuyor.