Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü tasarım atölyelerinden Atölye DüşleDüşün öğrencisi Kübra Çelik, Uni.xyz tarafından düzenlenen Coalesce yarışmasında People's Choice Awards ödülünü aldı.
Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü tasarım atölyelerinden Atölye DüşleDüşün öğrencisi Kübra Çelik, Uni.xyz tarafından düzenlenen Coalesce yarışmasında People’s Choice Awards ödülünü aldı. Gazi Üniversitesi mimari tasarım atölyesi Atölye DüşleDüşün’ün “Seç&Yarış-8” teması kapsamında yapılan projede Prof. Dr. Pınar Dinç Kalaycı (koordinatör), Doç. Dr. Can Güngör, Öğr. Gör. Hamiyet Gökmen Balcı, Öğr. Gör. İnci Shoainia ve Arş. Gör. Özge Zenter ile birlikte çalışıldı.
Co-Biophilic, eski ve yeninin biyofilik tasarımla birleştiği ortak çalışma ofisinin adıdır.
Yarışmacının yarışmaya katılmasındaki en önemli etmen, günümüzde popülerleşmesi gereken adaptive reuse konusunu ele alması olmuştur. Kaynakların giderek tükendiği, çevresel bilincin arttığı günümüz dünyasında, sıfırdan yapılar inşa etmek yerine var olan yapıları yeniden işlevlendirip kullanmak daha sürdürülebilir ve çevreci bir yaklaşım sunmaktadır. Bu bağlamda, yarışmanın da istediği doğrultuda, Viktoryen dönemi bu eski kağıt deposunu yeniden işlevlendirerek modern bir ortak çalışma alanına dönüştürülmüştür. Önce mevcut bina üzerine araştırmalar ve analizler yapılmıştır. Çünkü var olana yeni şeyler eklemek için önce var olan iyice kavranmalıdır. Bu doğrultuda mevcut binanın tarihi süreci, yapı strüktürü ve malzemeleri gibi özellikleri derinlemesine araştırılmıştır. Bulunduğu alana dair analizler yapılmış, elde edilen bilgiler ve yarışmanın istekleri doğrultusunda tasarım aşamasına geçilmiştir.
Tasarım aşamasında yapının bulunduğu bölgedeki yeşil alan azlığı, ışık azlığı gibi konuların yanında yapının 2. dereceden korunma listesinde olması dolayısıyla yapılabilecek değişikliklerin azlığı göz önünde bulundurularak binaya çok narin dokunuşlarla modern olan entegre edilmeye karar verilmiştir. Bu doğrultuda biyofilik tasarımın doğrudan doğa deneyimi kolundan ilham alınarak bir tasarım geliştirilmiştir. Tasarıma cam strüktürlü cam seralar yerleştirilerek çalışma alanlarına yeşilin entegre edilmesi hedeflenmiştir. Bu cam seralar binanın içinde ve dışında ilerleyerek mekanları yeşil ile tanımlamakta, katlar arası sürekliliği sağlamakta ve mobilyaların konumlarını da belirlemektedir.
Tasarlanan bu ofisin mimarlar tarafından kullanılmasına karar verilmiştir. Böylelikle farklı ofis katlarında farklı mimari disiplinlerinin, maket, çizim ve render gibi faaliyetlerini gerçekleştirilmesine olanak sağlanmıştır. Yapının bodrum katına bir maket ofisi ve multi media odası yerleştirilmiş, bu katta çalışanların maketlerini teknolojiyle entegre olarak üç boyutlu yazıcılardan çıkararak yapabilmelerini istenmiştir. Yapının giriş katında ise, dışardan gelen çalışanların da katılabileceği bir seminer odası tasarlanmıştır. Bu alan resepsiyon ve ortak bekleme alanlarıyla desteklenmiştir. Birinci katta dışarıdan gelen mimarlarla ortak çalışan inşaat mühendisi, makine mühendisi gibi meslek insanlarının kullanabileceği bir ortak ofis düzenlenmiştir. İkinci katta render ofisi ve toplantı odası konumlandırılmış, üçüncü kata ise çizim ofisi ve çalışanların telefon görüşmelerini ya da video konferanslarını gerçekleştirebileceği özel çalışma kabinleri yerleştirilmiştir. Çatı katında da bütün çalışan ve ortak çalışanların kullanabileceği bir kafeterya düzenlenmiştir. Tüm mekansal düzenlemelerin yanı sıra, bütün ofislerdeki mobilyalar cam seralara entegre şekilde tasarlanmıştır.