İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi’nin, stüdyo yürütücülüğünü Büşra Al ve Sinan Logie’nin üstlendiği sertifika programı kapsamında Liana Kuyumcuyan tarafından hazırlanan "Politik Araç Olarak Mimari İmge: Taksim Örneği" projesi.
Proje metni:
Taksim Meydanı, Türkiye’nin Cumhuriyet rejimine geçtiği dönemde, önceki sisteme karşı temiz bir sayfa açmak üzere tasarlanmış bir alandır. İstanbul’un o yıllarda var olan diğer meydanlarına göre Taksim’in farkı, yeni rejimin ideolojisini yansıtacak bir yer olarak planlanmasında ve burada kutlamalar ve toplanmaların olacağı öngörülerek tasarlanmış olmasında yatar.
AURA İstanbul’un Güz 2020 döneminde, Büşra Al ve Sinan Logie yürütücülüğünde gerçekleşen araştırma çalışması, her dönem devlet eliyle dönüşmüş ve ulusal hafızaya farklı şekillerde kazınmış Taksim’de bulunan ve bulunmayan, ancak izleri görünen mimari imgelerin politik araç olarak nasıl kullanıldığını kendi döneminin tarihsel çerçevesinde anlamayı amaçlamaktadır. Devletin mimari ve kentsel öğeleri bir “araç” olarak kullanışını anlaşılır kılmak için parçalarına ayırmak ve incelemek, gündelik hayatta mekânın kullanıcılarının da bu aracın nasıl işlediğini anlamalarında yardımcı olması beklenmektedir.
Mekânın fiziki kurgusunu bozup yeniden oluşturmak, yapıların konum ve boyutlarıyla oynamak, imgesel olarak da olsa bir mekânın farklı biçimlerde nasıl algılanabileceğine, nasıl farklı konfigürasyonlar barındırabileceğine dair fikirler oluşturmamıza yardım edebilir. Bu anlamda proje, Taksim Meydanı’ndaki sembolik yapıların imgeleriyle oynanması üzerine kurgulanmıştır.
Aynalar yardımıyla bakış açılarına eklemeler ve çıkarmalar yaparak; aslında bir noktada göreceğimizden farklı bir imge oluşturmak; mekândaki farklı katmanları bir araya toplayarak oluşan karşıtlığın görülmesini amaçlar. Cumhuriyet Anıtı’yla birlikte oteli, inşaat altındaki Atatürk Kültür Merkezi’yle tamamlanan camiyi, veya bir köşede birikmiş barikatlarla birlikte meydanı görmek; veya aslında caminin önünde küçük kalıp heybetini yitiren anıtı daha büyük, camiyi parçalı gördüğümüz bir imge oluşturmak, mekânın sonsuz olasılıklarını ve anlamlarını bulmamızda yardımcı olabilir.
Bu eşleşmeleri yaratmak ve mekânda bulunan strüktürleri bir çerçeve gibi kullanmak, aslında dokunulmaz olan Taksim’i kullanıcıları tarafından yeniden yaratılmasında ve belki de daha iyi anlaşılmasında yardımcı olabilecek bir araç olabilir.
Projenin araştırma tabanını oluşturmak adına, fotoğraflar Ocak 2021’de Taksim Meydanı’nda çekilmiştir. Farklı imgelerin oluşturulması için kullanılan aynalar bazen meydana koyulmuş, bazen de elde tutularak geçici deneyimler yaratmayı amaçlamıştır.
Proje ve fotoğraflar: Liana Kuyumcuyan