Ankara, Ulus Caddesi üzerinde bulunan PTT Pul Müzesi’ni 2013 yılı Ekim ayında hayata geçiren Tasarımhane, ziyaretçisine uluslararası modern müzecilik standartlarına göre kurgulanmış bir müze vaat ediyor.
Müzenin genel konsepti, hikayesi, koleksiyon ve içerik stratejilerinin kurgulanması, sergi alanlarının projelendirilmesi ve uygulaması Tasarımhane tarafından gerçekleştirildi. Tüm bu çalışmaların yanısıra genel konsept ile aynı dili konuşan grafik ögeler, kurumsal kimlik çalışması, görsel işitsel prodüksiyonlar, dokunmatik ve dijital sunumlar, web sitesi tasarımı ve uygulanması da yine tasarımhane’ ye ait.
PTT Pul Müzesi’ne bugün ev sahipliği yapan bina, 1933-34 yıllarında, Emlak ve Eytam Bankası için TBMM gibi Cumhuriyet döneminde pek çok kamu binasına imza atmış Avusturyalı mimar Clemans Holzmeister tarafından tasarlanmış. Holzmeister yapılarının benzer özelliklerini ilk bakışta açıkça ortaya koyan yapıda, neo-klâsik mimarlığın izlerine rastlamak mümkün.
Uzun yıllar kullanılmayan bina PTT tarafından restore edilip, Tasarımhane tarafından da tüm Türk Pul Koleksiyonunu sergileyen modern bir müzeye dönüştürüldü. 6500m2 alana ve 5 kat üzerine yayılan müze aynı zamanda da Ankara’nın tarihi merkezinin kalbinde, adeta canlı bir kültür merkezine dönüştürülerek bugüne geri kazandırıldı.
Müzeyi dünyadaki benzer müzelerden en önemli ayrıştırıcı özelliği ise 4404 orijinal parçadan oluşan ülke koleksiyonuna ve 1500 parçadan oluşan dünya pulları koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor olması. “Tarihe Tanıklık Eden Koleksiyonlar” sloganı ile başlayan müzenin hikayesi, araştırma geliştirme çalışmaları ve arşivlerden çıkarılan çok büyük bir koleksiyonun heyecanı ile birleştirilerek kurgulandı.
Müzede 1863 yılında çıkan ilk tuğralı pullardan günümüze kadar uzanan Türk Pulları Koleksiyonu ve Dünya Posta Birliğine bağlı 189 ülkeye ait Dünya Pulları yer almaktadır. Tüm bunların yanısıra 100 parçaya yakın Posta ve Haberleşme hizmetlerinde kullanılmış tarihi eser niteliğinde objeler, pek çok el çizimi, renk ve desen baskı örnekleri ile ‘filatelik malzemeler’ olarak adlandırılan damgalar, zarflar, portföyler ve posta kartları da sergilenmekte.
Eser, bilgi ve teknoloji dengesinin özenle kurulmaya çalışıldığı bu bölümlerde, birbiri ile ilişkili olduğu kadar müzenin kurumsal kimliği ile de aynı ifade dilini yansıtabilmek, genel tasarım kriterinin merkezini oluşturuyor. Ziyaretçi rotası, birbirine akan ve bilgiyi olabildiğince ziyaretçisini sıkmayacak şekilde, grafik ögeler, çoklu medya, özgün eser sergi kriterleri ve dijital içerikler gibi pek çok farklı bileşenle sunuluyor. Giriş katında yer alan üç boyutlu Sinema Salonu, Müze Dükkan ve Müze Kafeterya da yine bu bileşenler doğrultusunda ziyaretçisini kucaklıyor.
Müzede sergilenen koleksiyonun tümüne, kiosklarda yer alan dijital arşiv sayesinde istenilen noktadan ulaşım sağlanıyor. Ana slogana atıfta bulunan “Tarihe DOKUNan Koleksiyonlar” söylemi ise dokunmatik ekranlarda dikkat çeken detaylardan.
Ziyaret öncesinde sergiler ve koleksiyonlar hakkında bilgi almak için tıklayın.