İtalya'da Bergamo'nun küçük bir ortaçağ banliyösü olan Ranica, artık DAP Studio ve Paola Giaconia tarafından tasarlanan yeni kültür merkezi ile çağdaş mimarinin tadını çıkarıyor.
İtalyan kültürünün bir zayıflık ve hassasiyet anında Ranica, kendini eğitim, halk ve entelektüel enerjiye adamış bu binayı açarak bu duruma cevap veriyor.
2010 baharında halka açılan ve halk kütüphane, oditoryum, yuva, dans ve tiyatro okulunu içerisinde barındıran kültür merkezi, mimarlar ve kamu idaresi arasındaki etkili sinerjiyi gerçekleştiriyor. Proje İtalya’daki kamu işlerinin mevcut tartışmalı sisteminde adeta bir iyimserlik manifestosu.
Proje, Ocak 2011’de Bergamo’daki mimarlar enstitüsü tarafından Bergamo ve çevresinde son on yılın en iyi binası ödülünü aldı. İsviçreli mimar Aurelio Galfettinin başkanlık ettiği jüri Ranica’daki Kültür Merkezi’ni “En İyi Kamusal Bina” seçti.
DAP Studio ve Paola Giaconia tarafından tasarlanan proje, 2005’te Ranica Valiliği’nin kentin kültürel ve sosyal yaşamını arttırmak amacıyla kente önemli bir enstitü bağışlamak için başlattığı yarışmanın sonucu olarak ortaya çıktı.
Yeni açılan kültür merkezi 2 yıldan az sürede tamamlandı ve bölgedeki kültürel ve kentsel yeni bir ışığı yansıtıyor. Bu bina sayesinde, ortaçağ kenti tarihi yeni çağdaş bir merkeze bağlayarak kentsel dokusunu canlandırabilecek ve çevresini besleyebilecek kapasitede. Kültür ve kültürel zenginliğe olan bağlılığında, enstitü kamusal alanların tanımında önemli bir rol oynuyor.
Kentsel büyüme alanı ve kentin tarihi çekirdeğinin arasında konumlana bina, sonuçta oluşan kentsel strüktürün fiziksel dayanağı. Keskin ve el değmemiş görüntüsü ve yumuşak renk farkları ile çevredeki binalara alternatif olan kültür merkezi, kentsel peyzajı estetik bir şekilde hareketlendiriyor ve çevredeki dağların gümüş parıltıları ve güneşin doğuşu ya da batışının sıcak gölgelerine göz kırpıyor.
İçerisinde halk kütüphanesi, oditoryum, anaokulu, dans ve tiyatro okulunu barındıran bina, birbiri üzerine uzanan, doğal ışığı ve yayaları çeken iç avluyu merkez alan iki hacimden oluşuyor. Bina vatandaşlar için yeni bir “piazza”, yeni bir buluşma noktasına ev sahipliği yapıyor. Bu anlamda yeni kültür merkezi yeri tekrar kavrıyor. Hemzemin başlayarak, bina kent ile yeni bağlantılar kurar ve bu iki kattan zemin üzerinde yükselerek varlığını hissettiriyor. Tasarımına ilham veren çevre manzarası ile, her hacmin tavan ve tabanında baskın olan yatay çizgiler aracılığıyla uyumlu.Alttaki birim içerisindeki aktiviteleri yoldan geçenlerin görmesi ve meraklanması için transparan. Üst birim diğerinin üzerine oturuyor ve kentsel bir simge haline geliyor. Yarı saydam polikarbonat levhaları canlı renk tonları ile parlıyor ve renkli sulu cepheden insanların siluetlerinin görünmesini sağlıyor.
Kar beyazı ve ölçülü iç mekanlar bir güçlü bir dinamizm ile yer alacak aktiviteler ve alanları bağışlayan bir karmaşıklık ortaya çıkarıyor. “Kütüphanenin büyük iki kat yüksekliğindeki alanında, bağımsız hacimler olan çeşitli fonksiyonel alanlar yükseltilmiş catwalklar ile görsel olarak merkezi avluya bağlanmış.” İç mekanlar içerisinden geçilecek ya da durup eğlenilecek ve karşılaşmaların olması için, çeşitli yerlerin yolların gridiyle bağlandığı, canlı bir kent sahnesinin sunumu olmuş.