12 Ekim 2019 gecesi, Volkwagen Arena’da gerçekleşen Red Bull Music Festival Futurave Night’ın "atmosphere design & scenography" çalışmasını BARN arch. üstlendi.
Arenayı bir karantina bölgesi olarak hayal eden BARN arch. ekibi, kullandığı ileri dönüşüm materyaller ile bir distopya atmosferi oluşturmayı amaçladı.
Atmosferin en güçlü sağlayıcısı olarak ışık seçildi, alanda yapay sisin yoğun kullanımı sonucu ışık baskın bir hacim oluşturdu. Bu kullanım, tasarlanan atmosferin kütlesel varlığını belirginleştirerek, dinamik bir sahne ideali oluşturulmasını sağladı.
Tasarlanan distopya peyzajının, bir ideal doğa sorgulaması olarak gelecek peyzaj öngörülerine dair fikir belirtmesi istendi.
Seyircinin distopik kurguyla karşılaşması eski tip tiyatro par ışıklarının ritmik olarak yerleştirildiği ana fuaye alanında gerçekleşti (DUVAR). Ana fuaye girişini kesen 22 metrelik bölücü perdeyi oluşturan yarı transparan pvc kumaş, üzerinde bulunan yırtıklara nüfuz eden sis ve ışık ile birlikte, karantina bölgesine geçiş noktasını bulanıklaştırdı. Geçiş sonrası ziyaretçileri güney fuaye ve kuzey fuaye koridorlarına yönlendirme amaçlı, fuaye kanatlarının başlarına kütlesel aydınlatmalar eklendi.
Kuzey fuayede bulunan 8 metre uzunluğundaki masa, iki sahne arası geçiş yolunda bulunan temsili bir hazırlık masası olarak tasarlandı. Beyaz bir birim olarak koridorun merkezinde yer alan masaya, zeminle temas ettiği noktalardan verilen yapay sis, masanın sınırlarını flulaştırıp genişleterek alandaki algısını daha da güçlü hale getirdi. Uzun masa standart yükseklikte, görüntü ve ergonomi itibari ile çalışma tezgahını andırsa da, seyircinin üzerinde oturduğu kısa bir dinlenme noktası olarak karşılık bulması sağlandı.
Diğer bir dinlenme noktası olan güney fuayede ileri dönüştürülmüş karantina malzemeleri, aydınlatma elemanları ve bitkilerin projenin distopik sözlüğüne uygun kullanımıyla bütüncül atmosfer güçlendirildi. Tüm koridora yayılan bu mekanın en uç noktasında, tüm ziyaretçileri aydınlatan dairesel barisol aydınlatma, Dune’dan Matrix’e kadar açılan distopik anlatılarda semiotik önemi bulunan “GÜNEŞ”in temsili olarak tasarlandı.
Ana sahne alanını, distopyanın kuluçka ve toplanma merkezi olarak kurgulayan BARN arch., Sage Jenson’ın müzik ile eş zamanlı sahne arkasına konumlandırdığı, doğal çevrenin ve habitatın ifadesi olan hareketli görselleri, büyük alan aydınlatmalarından (stadyum, hapishane aydınlatmaları vb.) aşina olduğumuz bir ışık sistemi kurgulayarak destekledi. Mekan içinde çoğunlukla kullanılan sıcak ışık ve yoğun yapay sis ile ziyaretçilere bulundukları mekanı ve zamanı sorgulatarak anlık bir deneyimi derin ve iz bırakacak bir deneyime dönüştürmek amaçlandı.