Mario Cucinella Architects'in 1992 ylında kurulan Roma Tre Üniversitesi için önerdiği yeniden yapılandırma projesi tamamlandı.
Via Ostiense’nin yanında yer alan rektörlük, Roma Tre için yeni bir imaj sunarken, şehir merkezinden Ostia limanına giden antik yol olan Via Ostiense yolunun yanındaki eski bir sanayi bölgesinin mimari ve mühendisliğinin tarihi elemanlarını içeriyor. Bu sanayi bölgesi, 20. yüzyılın ilk on yılında geliştirilen ve son yıllarda eğitim ve kültürel aktiviteler merkezi olarak dönüştürülmüş ve şehir merkezinden güneybatıya uzanan bir alanda yer alıyor. Roma Tre 1992 yılında kurulmuş ve terk edilmiş sanayi binalarını geniş ölçüde kullanıyor. Üniversite, bu alanın geniş bir yeniden yapılandırma projesinin bir parçası ve gelecekteki dönemde yeni konutlar da yapılacak.
Mario Cucinella Roma Tre Rektörlüğü ile öğrencilerin bu yeni ortamda yer almaları için bir fırsat yaratmak istiyor. Tasarım aşamasının başlangıcından itibaren, planın etrafında dönen oditoryum tasarımcılar tarafından çok önemsenmiş. Caddeden geçen insanların burada gerçekleşecek faaliyetleri – konferanslar, toplantılar ve sergiler – görebilecekleri şekilde şeffaf ve görünür kılmak hedeflenmiş. Üniversitenin şehir dışına yansımasını ve burada kendilerini de hoş karşıladıklarını hissetmelerini amaçlandı
Katmanlı Güneş Gölgelemesi
Beton çekirdekli üç kule; yeni kamusal meydandan, asma kat seviyesinde “asılı bahçe” olarak hizmet eden açıklıklardan yükseliyor. Kuleler, bazı kısımlarda camlı, diğer kısımlarda açık olan çelik kolonlardan oluşan bir kafes ile cepheleniyor. Sonuç olarak, geçirgen, gölgeli ve iyi havalandırılmış bir mimari kullanıcılarına sunuluyor. Ayrıca Ostiense bölgesinin ünlü 90 metrelik gazometresine de bir referans oluşturuyor. 1937 tarihli bu ince çelik yapı, Tiber Nehri’nin kıyısında Roma Tre’ye yakın önemli bir yerde konumlanıyor. Tıpkı bir zamanlar gazometrenin şehre sağladığı enerji gibi, yeni rektörlük de şehre yeni bir enerji ve canlılık katmayı amaçlıyor.
Kesişen üç blok, üniversitenin yönetim ve idari merkezlerini, yeni bir dil merkezini ve oditoryumu barındırıyor. Doğu ve Batı cephelerine minimum yüzey alanını sunmak için eliptik planları nedeniyle, yaz aylarında ısı kazanımını azaltırken doğan ve batan güneşin parlamasını da engellemiş oluyor.
Kulelerin güneyindeki bahçeler, yaprak döken ağaçlar, aromatik bitkiler, çimlerle ek gölge ve doğal renkler sunuyor, mevsimler boyunca koruma sağlıyor, aynı şekilde yer seviyesindeki kamusal meydan da bu işlevi görüyor. Ofis ve toplantı odaları doğal aydınlatma ve havalandırmayı en üst düzeye çıkaracak şekilde kulelerin çevresine yerleştiriliyor.
Mario Cucinella’ya göre Rectorate projesi, geleceğin mimarları için çevreyi ihmal etmeden yeniliklere devam ederek tasarım yapmanın mümkün olduğuna dair somut bir işaret.