Tanju Özelgin'in ustaca ele aldığı dramatik iç mekan doğa ve biçim ile kaynaşıyor.
Çubuklu Vadi Konutları, İstanbul Boğazı’nın yakasının güzide bölgelerinden Beykoz’da bulunan ormanlık araziye yerleşmiş bir özel konut geliştirmesi. Bu geliştirme, banliyönün yamaçlı peyzajına uyum sağlamış 2006 yılına ait bir EAA projesi. Modern evlerin oluşturduğu bu proje, İstanbul’un kentsel büyümesindeki popüler konut tipolojilerden biri olan site yerleşimlerinin önemli bir örneği. Bu bölgede bulunan geleneksel tarzdaki çoğu projenin aksine Çubuklu Vadi Konutları’nın tasarımı, kesinlikle banliyö evleri ve bahçe tiplerinin modern ve çağdaş bir yorumu.
Bu evlerin iç tasarımına ait kararlar mal sahiplerine bırakıldı. Bunların içinden en özgün tasarımlarından biri de Tanju Özelgin tarafından S Evi için yapılan oldu. S Evi için mekan, biçim ve tasarıma basit ve doğrudan bir yaklaşım içinde olmasıydı. bulunan Özelgin, burada ev sahibinin kozmopolit yaşam tarzı ile doğal ortamı uyumlu bir şekilde birbirine bağladı.
S Evi yaklaşık 480m2 iç mekan ve yaklaşık 400m2 peyzaj ve bahçe alanından oluşuyor. Ev sahibinin iç mekan tasarımından beklentisi açık tonlarda yaşam alanları etrafında doğal unsurların entegre edilerek modern bir görünüm için oldu. Modern kolaylıklar ve ev teknolojileri, kozmopolit bir kentsel alan oluşturmak için ustaca iç içe dokunmuş olması gerekti.
Eğimli alanda yer alan arsa nedeniyle, evin girişi üst katta ve müşterinin talebi doğrultusunda her kat farklı bir konsept ile tasarlandı. Giriş katında, üç yatak odası bulunuyor, bunlardan bir tanesi ise ev sahibinin… Zemin kat içinde elektronik cihazlar, buhar odası ve sauna bulunduran günlük yaşam alanı olarak tasarlandı. Orta kat ise bütün eve hizmet veren bir mutfaktan oluşuyor.
Ev sahibinin özel isteği üzerine giriş katında bulunan yatak odası, sürgülü kapılar kullanarak girişten ayrılıp izole edilmiş. Giriş katında yer alan konuk odaları tüm ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için düzenlenmiş ve ayrıca bir oda da bir çalışma alanı olarak tasarlandı. En üst kattaki en dikkat çekici ayrıntılar biri hafif bir tül perde ile kapalı olan ve odanın ortasında konumlandırılmış soyunma kabinleri. Böylece, soyunma kabini için yapay aydınlatma ihtiyacı en aza indirilmiş ve doğal çevre ile uyumlu dışarıdan gelen doğal güneş ışığı ile aydınlanıyor. Bu konsept ile, duş ve lavabo alanlarında önemli ölçüde opak ve geçirgen malzemeler kullanılarak güneş ışığından maksimum fayda kazanılıyor.
Genel olarak, orta kat sürekli doğal yüzeylerin kullanımı nedeniyle diğer alanlara oranla daha güçlü bir yaklaşımla tasarlandı. Duvarlar doğal taş karolar ile kaplanarak mutfağın oturma odasından ayrılması sağlanmış, böylece iki hacim arasındaki akışkanlık engellenmeden mutfak gizleniyor. Üst katta olduğu gibi, bir sürgülü kapı ile asansör ve merdiven boşluğu alanlarından oturma odası izole ediliyor. Evin zemin katı havuza açılan yaşam alanları için bir bahçe katı olarak tasarlanmış. Bu katın üç farklı işlevi var, bir tarafta televizyon ve sinema birimleri, ortada kitaplık ve yemek masası bulunuyor. Buhar odası, sauna, jakuzi ve duş da bu katta yer alıyor. Bu alanlar tül perde ve sürgülü cam kapılar ile diğer hacimlerden ayrılıyor.
S Evi iç mekan tasarımının en çarpıcı özelliklerinden biri taş ve ahşap yüzeylerin kombinasyonu yoluyla evin içinde onu çevreleyen doğal çevrenin enerjiyi nasıl yansıttığı .Yaşam alanlarındaki ayrıntıların çoğu doğal dokulara odaklı bu tasarım yaklaşımını destekliyor. Yatak odaları, banyolar, duşlar, mutfak ve koridor duvarları ya da zemininde kullanılan doğal taş malzeme evin her şeyi kapsayan saf ve açık renk paletini tamamlıyor. Diğer alanlarda bu taş uygulaması özellikle bahçenin bir uzantısı olarak hareket ediyor ve bahçe katında doğanın varlığını kanıtlıyor. İtalya’dan gelen Gray Line mermerinin kumlanmış yüzeyleri orijinal rengini değiştirmeyecek şekilde uygulandı. Özellikle banyo ve duş bölgelerinde, 60 x 60 cm ve 80 x 80 cm mermer panellerden oluşan doğal taş yüzeyler yerden duvarlara devam ederek malzemeye üç boyutlu bir etki veriyor ve iç mekan ile dış ortamın birliği hissini güçlendiriyor.
Bu duyguya katkıda bulunan başka bir malzeme de merdiven altındaki yuvarlak doğal taşlar. Bu küçük yuvarlak taşlar evde organik, doğal bir duygu yaratıyor, evin içine bahçenin bir uzantısı gibi davranıyor. Taşların bulunduğu alanın etrafını betonla çevrelemek yerine doğası gereği doku ve derinlik barındıran arka duvardaki büyük oyma ahşap paneli kullanarak bu duyguyu bir kez daha vurguladı. Bu ahşap panel sert taş yüzeylere hem karanlık hem de sıcak kontrast sağlıyor. Benzer şekilde, ahşap aynı zamanda bahçe, havuz ve yemek masası için mevcut döşeme olarak kullanılıyor. Yatak odası ve oturma odası zeminlerindeki meşe ağacından yapılmış lamine parke de bahçeye devam ediyor. Benzer doğal malzemeler tasarım boyunca taş ve ahşap doku kombinasyonları ile birbirini tamamlıyor, iç mekan boyunca mevcut olan doğal ortamdan kaynaklanan tasarım karakter ve enerji veriyor. Her şeyin ötesinde ev çevresindeki doğa ile sakin bir uyum sağlayan, geometrinin ve malzemelerin harmonisine sahip.
Ev içindeki tasarlanmış aydınlatmalar malzemeler ve yüzeyler ile dengeleniyor. Yapay aydınlatma ise mekanlarda sakin ve nötr bir atmosfer yaratmak için kullanıldı. Aydınlatmalar birer tasarım nesnesi olarak evde yer alsa da doğrudan bir aydınlatma elemanı da seçildi. Bu şekilde, yaşam alanlarının özel kısımları ve nişler bir gibi belirli noktalara kanalize edildi.
Tanju Özelgin S Evi’nde taş yüzeyler, aydınlatma ile modern ve farklı iç tasarım stili oluşturmak için gelişmiş bir sanatsal duyarlılık kullandı. İstanbul’un ormanları bağlamı tasarımcıya doğa ile uyum içinde yaşayan, ev sahipleri için açık fikirli bir yaşam tarzına sahip bir alan oluşturmak için fırsat sağlıyor.