Superpool tarafından tasarlanan ofisler SALT Galata'da yer alıyor.
Superpool projeyi şu şekilde açıklıyor:
“SALT öncesinde Platform Garanti ve Garanti Galeri için Superpool olarak bir sergi ve bir de kitap hazırlamıştık. İki çalışma da SALT’ın deneysel düşünceye desteğini, maddeleşmesi için hazırladığı zemini hissettirdi bize. Onlarla birebir çalışmak, bir işveren, projeci ilişkisi değil, beraber öğrenilen, tartışılan, demokratik bir keşif süreci.
Galata Binası içerisinde SALT ofislerini tasarlamamız istendiğinde bir süre, önceki çalışmalarda bizi olabildiğince yaratıcı olmaya nasıl yönlendirdiklerini anlamak istedik, SALT nasıl çalışıyordu?
Bir ofis tasarlamak, bir ev tasarlamaktan belki de daha mahrem bir is. Birçok sorumuz var, ne kadar çalışıyorlar, çalışma saatleri esnek mi, işyerinde mutlu olunur mu, patron var mı, herkes genç mi, günde kaç toplantı yapılıyor, ofis açık mı, evden çalışmak varken her gün işe niye gidiyorlar?
SALT bir tasarım ofisi, sanatçı stüdyosu veya reklam ajansından farklı. Sergi, etkinlik ya da kitap olmak için hızlı hızlı somutlaşmıyor düşünceler. Öncelikli işleri düşünceleri yazmak, tartışmak, bekletmek, tekrar ortaya çıkarıp değerlendirmek, inceltmek, daha keskin, daha kullanışlı kılmak, tasarımcılar, araştırmacılar, sanatçılarla düşünceleri zenginleştirmek. Daha sonra da paylaşmak için geçici olarak somutlaştırmak.
Fikir alışverişine imkan verecek oturma düzenleri arıyoruz. Masa düzeni modüler, esnek olabilir ya da hareketli bölme duvarlar olabilir. İçerisi bir peyzaj gibi algılanıp, farklı yüksekliklerde oturma çalışma alanları olabilir, bu önerilerin olduğu bir çok hızlı yapılmış maket var elimizde. Bunların içerisinde bir de parlamento adını verdiğimiz öneri var. Dairesel bir orta alanın etrafında düzenlenmiş bir oda. Ortası bos, bazen bir toplantı düzenine elverecek, bazen bir sunum, bazen üzerinde çalışılan bir serginin maketi gelebilir bu boşluğa. Biz biraz düşünelim diyorlar.
Demokratik bir süreç ile parlamento uygulanacak proje olarak seçiliyor.
Bundan sonra bina ile olan ilişkiyi tanımlamaya çalışıyoruz. Binanın özgün karakterinin ve bütününün önde gelmesinden yanayız. Duvarlar, döşemeler ile ilgili özenle alinmiş bir çok karar var, bunların içerisinde kalmayı tercih ediyoruz. Masalar ve dolapları yalın bir dilde tutmaya karar veriyoruz.
Parlamento işlevsel ve güçlü bir şema, masalardan başka ögeler, mesela aydınlatma, bu şemayı takip edince etki beklenenin aksine zayıflıyor. Her ögeyi kendi mantığı içerisinde çözmenin doğru olduğunu düşünüyoruz.
Masaları odanın kullanımının esnek olabilmesi için iki taraflı kullanılabilecek şekilde tasarlıyoruz. Tabla kalınlığı içerisinde aydınlatma ve elektrik donanımına sahip. Beyaz formika yüzeyi çalışmak için dayanıklı bir yüzey, çekmecelerin içerisi ise meşe.
Dolaplar duvarlarla birlikte düşünülüyor.
Programlama ofisinde kapı ortadaki boş alana açılıyor. Simdi ziyaretçi olarak her girişimizde yoğun bir çalışmanın ortasında buluyoruz kendimizi. Bu boşluk, hemen bir beklenti oluşturuyor odada, SALT’da o gün konuşulan şeylerin izleri var mi bakıp anlamaya çalışıyoruz. Her seferinde ortada yeni birsey bulmak sevindiriyor bizi.”