PROJE RAPORU
Axis Mundi:
Birçok inanışa göre evren üç kozmik bölgeden oluşur; gök, yeryüzü ve yeraltı. Bu üç kozmik bölge merkezlerinden geçen ve göğün direği olarak da bilinen “Axis Mundi” denilen bir eksenle birbirine bağlıdır. Bu projede de bütün camilerde olduğu gibi minare, semantik olarak gökyüzü ile iletişimin bir sembolüdür ve Axis Mundi olarak yorumlanmıştır. Girişindeki meydanın zemininden çıkıp göğe doğru uzanarak yaratıcıyla iletişimin bir sembolüne dönüşür.
Işık ve Karanlık:
“Görmek isteyenler için yeterince ışık,
İstemeyenler için yeterince karanlık vardır.” der Blaise Pascal.
İslamiyet’e göre beden de bu dünya gibi zahiridir ve gerçek varlığının gölgesidir, insan eğer bu gölge benliğini inancın ışığı altında yok edebilirse “O” nun ışığına erebilir çünkü yaratıcının varlığı tüm hayatların ışığı olarak tariflenmiştir. İslamiyet’te çok önemli bir yer tutan ışık kıble yönünde yapılan parametrik altıgen boşluklar -ki en minimum yüzey olan eşkenar üçgenin çoğaltılmasıyla oluşan bu formun İslam süsleme sanatında özel bir yeri vardır- mimari olarak yorumlanmış, gündüz ve gece farklı şekillerde işlev görmesi amaçlanmıştır. Işık gün içinde dışarıdan içeri girerken, gece göğe asılı bir kandil gibi karanlığı yırtarcasına içeriden dışarı çıkar.
Mimari Elemanların Şekillenişi:
Helezonik forma sahip ana ibadet mekanını örten kabuk ideal bir görsel ve akustik konfor sağlar. Merkezden dışa doğru genişleyen spiral ezeli ve ebedi varoluşu temsil eder. Uzaydaki toz bulutları içindeki parçaların mesafeye göre farklı renklerde çekilen resimleri şeffaf katmanlar halinde üst üste çakıştırıldığında aslında görünmez manyetik bir aks etrafında üç boyutlu helezonik bir yörünge çizdikleri anlaşılmıştır.
Kozmik nesnelerin eliptik yörüngelerinden ilham alınarak oluşturulan merkezi mekan da yatayda ve düşeydeki sürekliliğini bu kozmik dolanım hareketinden alır.
Akustik Konfor:
“Tüm tezahürlerin nedeni ilahi sestir.
Sesin sırrını bilenler evrenin tüm gizemini bilir.” der H. Inayat Khan.
Deniz kabuğunu kulağımıza dayadığımızda duyduğumuz sesler etrafımızdaki seslerin özel ve akustik biçimde yeniden organize olmuş halidir. Ana ibadet mekanının deniz kabuğunu andıran helezonik ve kıvrımlı yapısı da benzer bir şekilde sesin akustik baskınlığını arttırarak mistik bir nitelik kazanmasına yardımcı olur.
Kamusal Bir Odak Olarak Cami:
Modern öncesi İslam dünyasında camiler diğer ilahi dinlerden farklı olarak kamusal alanda özel bir yer işgal ediyordu. Bunun en önemli nedeni günde beş kere ibadet edilmesiydi. Bu yüzden camiler, genel olarak haftada bir ve düğün ile cenaze dışında kullanılmayan diğer inanışların ibadet yapılarından farklı bir şekilde pratik hayatla iç içe geçmişti. Son cemaat mekanıyla bütünleşen avlular, avlu etrafındaki revaklı alanlar ve camiye eklemlenen arastalar batıda meydanın gördüğü işlevi gören açık yarı açık ve kapalı kamusal alanlardı. Modern dünyada bu niteliklerini kaybetmiş olan cami mekanını asıl işlevine yeniden döndürebilmek için program elemanları kot farkları değerlendirilerek oluşturulan suni topografya ile yeniden yorumlanmıştır.
İç Avlu ve Bağlantısı:
Cami kitlesi önündeki meydanın adeta içinden çıkan iki kol tarafından şekillenmiştir. Sağdaki kol zarifçe kıvrılarak ana mekanın merkezinden göğe yükselen minareye dönüşürken soldaki kol önce alçalarak geniş bir saçağa dönüşerek arastanın ve ikincil diğer işlevlerin üst örtüsünü oluşturur ve tekrar yükselerek ana binanın mihrabına yakın bir noktada cepheyle bütünleşir.
Saçağın merkezinde yer alan sirkülasyon omurgası Sokullu Mehmet Paşa Cami iç avlu girişine benzer biçimde alt kotla üst kotu birbirine bağlar ve üzerinde kütüphane köprüsü bulunur.
Revaklı Kısım:
Geleneksel Osmanlı cami mimarisinde revaklı avlular dış hava koşullarından görece korunaklı ibadet etmeye gelenlerin sosyalleştiği yarı açık kamusal alanlar olarak camii girişlerine eklemlenmiştir. Projede bu mekanlar dalgalı bir kabuk olarak yorumlanmıştır.
Sirkülasyon:
Mimari, mekandaki sükun kadar hareketi yani akışı da inşa eder. Helezonik hareket insanla buluştuğu noktadan direkt ibadet alanına kadar sürdürülürken Allah’ın nuruna varmak için Axis Mundiyi temsilen minareye dönüşerek devam eder.
Saçak:
İkincil kamusal işlevlerin üst örtüsü olan geniş saçak Kılıç Ali Paşa Camii’nin saçağından esinlenilerek oluşturulmuştur. Bir tarafı saçak diğer tarafı iki kotu birbirine bağlayan amfi ile birlikte ibadet mekanlarının mahremiyetine zarar vermeden açık ve yarı açık bir kamusal alan oluşmasına vesile olur. Cami açık ve yarı açık alanları yapının kuzey ve güneyinde bulunan parkları ve meydanları birbirine bağlayan bir ara geçiş mekanı olarak işlev kazanır.
2 yorum
Ah bir de yüksekliğini abartmayıp, minareyi yapı formunu devam ettirerek oluştursaymış…
bu proje hakkında ne diyeceğimi bilemiyorum. Türkiye’nin böyle bir camisi olsa fena olmaz ama açıkçası bu yarışma için çok afaki geldi ve ödül alması beni şaşırttı.