Afyonkarahisar İç Ege bölgesinde, Antalya, İzmir, İstanbul karayollarının kesişim noktasında önemli bir konumda yer almaktadır. Yakın gelecekte bu konum sadece karayolu bağlantısıyla sınırlı kalmayıp, gelişmekte olan hızlı tren ağı ve Kütahya İle Afyonkarahisar arasına inşa edilecek havalimanı ile daha da güçlenecek ve önem kazanacaktır. Afyonkarahisar termal sular bakımından oldukça zengindir. Günübirlik turizm için çekim merkezidir. Fakat şehre gelen turistler şehir merkezine ya hiç uğramamakta ya da çok az vakit geçirmektedir. Bu durum kentin hak ettiği ilgiyi görememesine neden olmaktadır. Tasarımımızda bu konuya öncelik verilmiştir.
Yerli ve yabancı turistlerin kent ile ilişkisini sağlamak için Kültür Rotası oluşturulmuştur. Tur otobüsleri, metro ulaşımı ile turistlerin kent meydanına gelişi sağlanacak. İlk durak Kültür Merkezinin de yeralacağı Cumhuriyet Meydanı olacaktır. Burada kent tanıtımı, Zafer Müzesi, Utku anıtı ve genel çevre turlanacak. Ardından yayalaştırılmasını önerdiğimiz, Afyon’un meşhur ürünlerinin satıldığı ve tanıtıldığı Millet Caddesi’nden geçilerek Bedesten, Taşhan gibi önemli eserlerin bulunduğu bir alana gelinmektedir. Millet caddesi sonundaki Mevlana Kavşağı da bu bağlamda meydanlaştırılmıştır. Ağaç gölgesinde ve su sesleri altındaki meydanda geçmiş hayat ile ilişki kurulmuştur.
Afyonkarahisar için çok önemli bir yere sahip olan kaleye, çok yüksekte bulunmasından dolayı ulaşımda sıkıntı olduğu görülmüştür. Çözüm olarak kent dokusuna aykırı olarak yapılmış Belediye Çarşısı’nın yıkılarak yerine teleferik yapılması ve böylelikle hem Kale”ye ulaşımın rahatlatılması düşünülmüştür.
Kentsel tasarıma ulaşım sorunu ele alınarak başlanmıştır. Termal oteller, alışveriş merkezleri, üniversite kampüsü ve hastaneler İzmir yolu üzerinde konumlanmaktadırlar. Sirkülasyonu çok olan bu fonksiyonlarla şehir merkezi arasında ulaşım sorunu yaşanmaktadır. Öte yandan şehir kuzey batı yönünde gelişmektedir. Şehrin bu bölümünün merkezle bağlantısı sorunludur. Şehrin ana akslarında düzenlenmesi planlanan metro ağı ile toplu taşımaya önem verilmiştir. Trafik ve otopark eksikliği en başta gelen sorunlardan biridir. Bu sorunu ortadan kaldırmak amacıyla İzmir yolu- Konya yolu aksında Uydukent-otogar bağlantısı da düşünülerek metro sistemi tasarlanmıştır. Bu sistemle kent merkezine ve Cumhuriyet meydanına turist akışının kolaylaşması düşünülmüştür. Trafik yoğunluğu az olmakla birlikte, yolda duraklamaya ve parka imkan sağlayan geniş yollardaki trafik sıkışıklığının kentin büyük bir bölümünü etkilediği görülmüştür. Bu sorunun önüne geçmek için geniş yollar daraltılarak duraklamaların önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Kent meydanı tasarlanırken, Valilik ve Türk Telekom binası çevreye aykırı bulundukları için kaldırılmıştır. Bu alana kültür merkezi tasarlanmıştır. Milli birlik caddesinin kent meydanının ortasından geçmesi bu alanı meydan özelliğinden uzaklaştırdığı için yol burada alt kota alınmıştır. Böylece sokak kotunda yaya kullanımına ayrılan bir meydan oluşturulmuştur. Ayrıca bu sayede Afyonkarahisar kalesi, Utku Anıtı ve Zafer Müzesi aksı vurgulanmıştır. Eski Belediye Binası ve Ali Çetinkaya Kız Meslek Lisesi önünde yeralan Derviş Paşa Caddesi meydan bütünlüğünü sağlamak için yayalaştırılmıştır.
Meydanda farklı kullanımlara olanak veren anfi tiyatro tasarlanmıştır. Karasal iklimin set koşullarını yumuşatmak için su öğelerinden yararlanılmıştır. Yaya dolaşımını keyifli kılacak gölgeli, su öğeleriyle donatılmış yaya yolları tasarlanmıştır. Meydana hakim olan ve yine törenlerde, etkinliklerde kaliteli bir toplanma alanı yaratacak anfitiyatro tasarlanmıştır. Mevcut ağaçlar korunmuş, iklim koşullarına uygun yeni ağaç önerileri yapılmıştır. Ağaçların halihazırdaki kotlarına göre bir peyzaj düzenlemesi yapılmıştır. Sık ağaçların bulunduğu bölgeler gruplandırılarak yeşil alanlar oluşturulmuştur.
Kültür merkezinin nerede konumlanacağı tasarlanırken kale, anıt ve zafer müzesi aksı dikkate alınmıştır. Kütle çalışmaları yapılırken kentin bu bölgedeki gelişimine, dokusuna ve çevre binaların gabarilerine önem verilmiştir.
Kültür merkezi kütlesinin, eski yapılaşma ile yeni ve yüksek bloklar arasındaki mevcut sert çizgi, öngördüğümüz mimari ile yumuşatılmaya çalışılmıştır. Fonksiyondan kaynaklanan geniş kütle etkisini kırmak için hem planda parçalı ve açılı hem de çatı örtüsünde parçalı bir yapılaşmaya gidilmiştir. Çatı, yedi katlı binaların olduğu Ordu Bulvarı caddesinde yükselmekte, Zafer Müzesi ve Alaca Hamam’a doğru giderek azalmaktadır. Çatıda yaratılan kot farkları, fuaye alanı üzerinde doğal ışık imkanı sağlamaktadır.
Kale manzarasına hakim noktada olan kafe ve fuaye alanını batı güneşinden korumak için yarıgeçirgen panjur sistem önerilmiştir. Böylelikle iç-dış ilişkisi kopmamış iç mekan konforuda kaybedilmemiştir.
Fonksiyonun getirdiği koşullardan dolayı ana sahne kütlesi diğer alanlara göre daha fazla yüksekliğe ihtiyaç duymaktadır. Kültür merkezi kütlesindeki bu yükselti farkıyla Kale’ye atıfta bulanarak ana sahne cephesi gelişigüzel yüksekliklerdeki metal çubuklar kaplanması öngörülmüştür.