PROJE RAPORU
Açıkça görülüyor ki, bölgedeki kentsel açık ve yeşil alanlar, kendi öz-değerlerinin biçimlendirdiği mekânsal ve zamansal bağlamın derin köklü ve dinamik yapısına rağmen, bugün için farklı fiziksel ve mekânsal eşiklerin (Taşıt yolları, Âsi nehrinin mevcudiyeti vb gibi doğal ve yapay eşikler) baskısı altında, parçacıl dönüşüm uygulamalarının etkisinde, eylem ve kentsel deneyim çeşitliliğinden yoksun, çoğunlukla istemsiz (gayri-ihtiyari) olarak ortaya çıkan “Kimliksiz Boşluklar” hüviyetindedir. Oysaki yoğun bir yapılaşma baskısı altında, rastlantısal edinilmiş olsa dahi, kenti biçimlendiren boşlukların (avlu, sokak, meydan, kıyı vb gibi) çok yüzlü, fırsat tanıyan, adaptasyonu yüksek, imge/anlam üreten yapısı, taşıt trafiğini temel alan/önceleyen bir yaşam önerisiyle mübadeleye konu dahi edilemeyecek derecede değerlidir.
Bu bağlamda niyet;
Yerel Halkın Kadim ve Çağdaş Dönem Kentsel Yaşam Modelini Oluşturan Katı-Boşluk Dengesini Gözetmek Suretiyle, “Boşluğu Yeniden Günlük Kentsel Deneyimlerin Bir Parçası Haline Getirmek ve böylece Boşluğu Mekân Olarak Toplumsallaştırmanın Yolları Aramak¹”tır. Bir başka anlatımla;
“Tekerleğin çeperini otuz çubuk paylaşır,
Onu yararlı yapan ortasındaki boşluktur.
Çamurdan bir kap biçimlendir,
Onu yararlı yapan içindeki boşundur,
Bir odaya kapılar pencereler aç,
Odayı yararlı yapan bu boşluklardır.
Bu nedenle, çıkar orada olandan elde edilir,
Yarar, orada olmayandan.²”
Lao Tsu, Tao Te Ching, 11.yy,
[çeviri: G. Feng, J. English, 1972]
Günümüz kentlerinde yaygın olarak görülenin aksine konu Antakya özelinde, kitle/doluluk yerine “ANLAM YÜKLÜ BOŞLUKLAR ” üzerinden genişletilmiştir. Çalışma, medeniyetlerin izlerini taşıyan unsurlardan “Boşluklar ve Tarihi Sokakların Strüktürlerinde Meydana Gelen Değişimler” üzerinden alana ilişkin bağlantıları anlamlandırma, ilişkin kılma, kuvvetlendirme, oranlama gayesi güder. Kentin bir genişleyip bir daralan, sürpriz perspektifli, bol çıkmazlı sokakları ile insanların mekânı olan avluları, meydanları mercek altına alınır.
Cadde, fiili bir sınır niteliğine sahip olmasının yanısıra, bünyesinde barındırdığı tarihi yapı stoğu ve kutsal odakları ile kentin “Mekânsal ve Kuramsal Bağlayıcısı” durumundadır. Çalışma, alanları (kıyı-cadde) birbirine bağlayan kentsel dokunun yeniden canlandırması adına bağlantı hatlarının mekânsal ve işlevsel sürekliliği üzerine koşullanır.
Yaya dolaşımını kesintiye uğratan taşıt yolları, park halindeki araçlar, bariyerler gibi “Fiziksel ve Mekânsal Eşikler”, “İşlevsel Eşik” niteliğindeki keskin bölgelemeler, “Doğal Çevrenin Sürekliliğini Bölen Yapılı Çevre” ve pek çok sayıda tescilli yapı, tarihi mekan ve kamusal sahaya eklemlenen düzensiz ve özensiz yapımların oluşturduğu “Görsel Eşikler” kamusal alanı parçalayan, inşa edilecek olan ortak ve bütünleyici dili tehdit eden unsurlardır. Kemal Paşa Cad. örneğinde olduğu gibi “Antakya Uzun Çarşı- Köprübaşı Kent Meydanı” ilişkisini kaçınılmaz şekilde zayıflatan yol genişletme süreçlerinin kültür varlıkları üzerinde yarattığı tahribat ve fiziksel çöküş bilhassa dikkat çekmektedir. Ayrıca “Kentin Başat Niteleyicisi, Belirleyicisi, Mekânsal ve Kuramsal Bağlayıcısı Durumundaki Asi Nehri’nin” beton kanallar inşa edilerek ıslah edilmesi sınır etkisini arttırmıştır.
Çalışmada, yayaların güvenliğini artırabilmek ve trafiği sakinleştirmek için yöntem olarak şerit azaltımı ve kaldırım genişletmelerine gidilmiş, “Kentin İç Mekân Uzantısı Olan Sokak Bağlantıları Vasıtasıyla Kentsel İşlevler Çekiştirilmiş, Birbiri İçine Geçen Avlularda Devam Ettirilmiştir.”
CBS yazılımları ile kullanıcıların taşınabilir GPS (Küresel Konumlandırma Sistemi) alıcılarıyla kaydettikleri izleri3,4,5 içeren verilerin üst üste çakıştırılması, kolektif/ büyük ölçekli davranışa dair daha ayrıntılı bilgi edinme fırsatı sunmaktadır. İnsan egzersizlerini (yürüyüş, koşu, bisiklete binme vb gibi) takip etmek için kullanılan web tabanlı programlardan elde edilen bulgular göstermektedir ki;
Ortadoğu ülkelerine ulaşan, E91 gibi önemli bir uluslararası karayoluna bağlanan D825 yolu ve Samandağ iskelesinden başlayıp Cilvegöz’de sonlanan D420 yolu şehirlerarası yol olarak hizmet vermektedir. E91 ‘e bağlanan ve merkezle doğrudan bağlantı kuran bu akslar kentin birinci kademe yollarını oluşturmakta ve şehir içi trafikte yoğunluk artışına neden olmaktadır. Bu yollardaki trafik yükünün hafifletilmesi, üst kademe yollarla (uluslararası yol, sehirlerarası yol) bağlantıyı sağlayacak bir çevre yolunun planlanması ve şehir merkezinden geçen ikinci derece yollardaki trafik yükünün çevre yolu bağlantısına aktarılması ile mümkün olabilir. Bu bağlamda proje, Kurtuluş Caddesindeki taşıt yükünün Yavuz Selim Bulvarı ve Hacı Durmuş Cadde bağlantılarıyla alternatif yollara (Fatih Caddesi vb gibi) aktarılarak azaltılmasını önerir.
Kentin en önemli odak noktalarından biri olan / kentin tarihsel çekirdeği ile yeni gelişme bölgesini birleştiren Köprübaşı Meydanı ise konum olarak Asi nehrinin batı kıyısında yer almaktadır. İkinci kademe yollar (Atatürk Caddesi, Gündüz, İnönü vb gibi) ve bu yolların kesişim noktasında yer alan meydan, günün büyük bir bölümünde hem taşıt hem de yaya trafiği açısından yoğun olarak kullanılmaktadır. Artan taşıt trafiği ve taşıt yolları nedeniyle yakın çevrede oluşan gürültü, kirlilik, koku gibi rahatsız edici olumsuzluklar kentliye güvenli ve sağlıklı bir ortam sunamamaktadır.
Köprübaşı meydanında bulunan mevcut trafik yoğunluğunu azaltarak yükü hafifletmek, tarih boyunca önemli bir odak oluşturan bu alanı yeniden kentli ile buluşturmak elzemdir. Bu amaçla ulaşım planlaması için öncelikli hedef yaya-bisiklet ve toplu taşıma alternatifleri ile ulaşım sistemlerinin birbirleriyle entegre biçimde çalışmasını sağlamaktır. Merkeze doğru yaklaştıkça trafik azaltılması, taşıt yollarında yayaya ağırlık verecek biçimde düzenleme yapılması öngörülmektedir.
Mevcut taşıt yollarında (İnönü Cad,. vb.) şerit genişliğinin, (Kemal Paşa caddesinin) şerit sayısının azaltılarak yayaya yer açılması, kullanıcıyı kentin gerek tarihi gerekse Asi Nehri gibi rekreasyon alanlarına erişilebilirliğinin mümkün kılınması önemli kriterlerdir. Bunun için Kurtuluş Caddesi ve Kemal Paşa Caddesi’nin kesişimi röper alınarak yürüme mesafeleri (ort.500 metre) belirlenmiştir. Kentin tarihi bölümünün yaya ulaşımına uygun olduğu saptanmıştır. Böylece hem tarihi alan hem de bu alanla bütünleşen çalışma alanında taşıt yükünün hafifleyeceği öngörülmektedir.
Sonuç olarak yaya-bisiklet ve toplu taşıma alternatifleri ile ulaşım sistemlerinin birbirleriyle entegre biçimde çalışmasını sağlayan bütüncül bir sistem kurgusu oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla toplu taşıma duraklarıyla bisiklet parkları birlikte kurgulanarak taşıttan inen kullanıcıya bisiklet kullanımı sunulmuştur. Böylece bisiklet kent yaşamına Köprübaşı ve yakın çevre ölçeğinde önerilmiş kent bütününe gelişime açık bırakılmıştır.
Şüphesiz ki, asırlar boyu harmanlanarak yoğrulan öz kültürü, heterojen doğası ve aktif tarihi yaşam alanları ile Antakya kenti, ortak çizgisine dair tüm bilgiyi yine kendi özgün toplumsal ve mekânsal yapısında saklı tutar. Bu noktada sosyo-mekânsal bir dışavurum olarak “Avlu” kavramı, Antakya kentinin fiziki, beşeri ve sosyal kimliğini oluşturan birçok ortak değeri bünyesinde barındırmaktadır. Kavramın “Bağlayıcı, Odak ve Ortak olması” durumundan esinle kurgulanan Antakya Köprübaşı Meydanı ve yakın çevresi buna bağlı olarak “Düşeyde Kent İçi, Yatayda Asi Nehri Boyunca Birbiri ile İlintili ve Eklemlenmiş, Girift İlişkili bir dizi kamusal AVLU”dan oluşmaktadır.
Bulunduğu Yerin Konumsal Özgünlüğünü Sunan, Sınırları Eriterek Doku Oluşturan, Güçlü Yeşil Sarmallarla Çevrelenmiş Öneri Avlu Düzenlemesi;
Bu bağlamda tekrar niyet;
“Yerel Halkın Kadim ve Çağdaş Dönem Kentsel Yaşam Modelini Oluşturan İçe-Dönük Avlu Kullanımını Kentsel Açık Alana Yaymak, Kentsel Deneyimlerin Bir Parçası Haline Getirmek, Arakesitler Bulmaktır.”
Kentin tüm enerjisinin toplandığı alanın bu enerjisinin fiziksel, işlevsel ve görsel olarak her yöne (KD-GB VE KB-GD yönlerine, Asi Nehrinin karşısına) aktarılması projenin temel hedefidir. Bu niyetle;
“Kentin Başat Niteleyicisi, Belirleyicisi, Mekânsal ve Kuramsal Bağlayıcısı Durumundaki Asi Nehri”nin alınan kararlarla sınır etkisi arttırmıştır. Proje Asi’ye bağlayıcı ve fırsat sunan zengin karakterini geri kazandırma niyetiyle yeşil dönüşüm önerir. Ayrıca, Asi nehri boyunca olan dükkanlara yeme içme işlevi yüklenmiş, böylece kapalı mekânlardaki işlevler açık mekanlara taşınarak iç ve dış mekan arasındaki sınırlar şeffaflaştırılmıştır.
Hem geçmişte hem de günümüzde “Tarihi Roma Köprüsü” insanın etrafı seyretme, bekleme buluşma gibi birçok sosyal mekan işlevini üstlenmiştir. Sunduğu açık vistalarla özgün bir perspektif sağlayan köprü, sosyal alan oluşturan köprü üstü ve ön alanları, doğal çevrenin topografik yapısıyla uyumlu bir şekilde baskın yaya hatları, kotlanma ve yeşil ile meydanın içine entegre edilmeye çalışılmıştır. Bu durumun bir taraftan meydanın sunduğu sosyal olanakları ve çeşitlilikleri arttırırken diğer taraftan köprüyle özdeşleşen meydan kimliği güçlendirmesi beklenmektedir.
Meydan ve yakın çevresi özellikle kentin doğal topografyası olan dağları nehri ve tarihi yapılarının sunduğu gerek fiziksel gerekse görsel açıdan zengin bir yapıya sahiptir. Bu zenginlikten hem aktif hem de pasif olarak faydalanmak amaçlanmaktadır. Bu nedenle Asi nehri boyunca yeşille ve suyla iç içe bir yaya yolu tasarlanmıştır. Bu yaya yolunda Atatürk Parkının köprüyle birleştiği ve Meclis binası ile köprü arasında oluşturulan yeşil alanlardan Asi Nehrine inen teraslar oluşturulmuştur.
Ayrıca özellikle Asi nehri yakınında yapılan yürüyüşlerde kentin etkili izlendiği bakış noktaları belirlenmiştir. Bu noktaların alt merkezler olarak ele alınarak sunduğu olanaklarla kullanıcının bu alanlarda daha fazla zaman geçirmesi ve kentin özgün görünümlerinin sergilendiği perspektifleri seyretmesini sağlayarak hem Antakya’da yaşayan hem de Antakya’yı ziyaret eden turistin belleğinde güçlü bir imaj oluşturması/ kalıcı olması istenmiştir. Bu nedenle kullanıcılar için kentin öne çıkan “HAFIZA DURAKLARI” belirlenmiş ve desteklenmiştir.
Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması
Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması Sonuçlandı