Proje Açıklama Raporu:
MİMARİ KONSEPT
Troya: Zamanın Aynası
Troya tarihe ait bir yer. Katman katman medeniyetlerin izlerine tanıklık ediyor; oluş ve geçiciliğin, kibir ve düşüşün, iktidar ve yıkılışın izlerine.
Dünya Troya ile buluşuyor. Arkeoloji sayesinde. Arkeoloji burada, yerin altında olanlarla ilgileniyor. Kazıyor, eşeliyor, keşfediyor ve açığa çıkarıyor. Arkeoloji geçmişi arıyor, geleceği dönüşmüş geçmişleri. Troya uygarlığı simgeliyor, başarısızlığa uğramış uygarlıkları.
Tarih açığa çıkartılmış durumda. Devasa bir platform ziyaretçileri, bu platformun içerisine kesilmiş alanlarda sergilenen objelere çekiyor. Gizemle parıldayan ve havada süzülüyormuş izlenimi uyandıran bir nesne, uzaktan yaklaşan ziyaretçiye yolu gösteriyor. Her yüzü ayna kaplı kübik bir cisim, çevrenin kontrastlar yaratan zengin ışığını yansıtıyor. Yönü, antik Troya’yı gösteriyor. Bu cisim şekil duygusundan kopartılmış ışıltılı görünümüyle, bir elması andırıyor. Bu kübik cisim, altındaki keşfedilmeyi bekleyen tarihi hazineye işaret etmektedir. Kübik cisme yaklaşıldığında “arkeolojik meydan” olarak algıladığımız bir platforma gelinir.
Bu meydan tematik bir davet olarak anlaşılmalıdır; ve müzenin kapalı olduğu saatlerde de ziyarete açıktır.
Platform adım adım keşfetmeye davet eden farklı yükseklik kademelerine sahiptir ve kübik cismin tersine, tamamen arkeolojik raster düzeninini örnek alır.
Fakat platformun çekirdeği ve çekim merkezi sözkonusu kübik cisimdir. Bu cisim müzenin girişini belirler, gelen ziyaretçilere gölge sağlar, bünyesinde idare ve konferans odalarını barındırır.
Kübik cismin altındaki alçak yarık, giriş işlevi görür. Buradan müzeye ve böylelikle tarihe geçilir. Ferah bir merdivenden aşağı inilirken mekân aşağı doğru açılır; etraftaki zeytinliğin çevrelediği manzara, ziyaretçiyi karşılar. Ziyaretçi arkeolojik keşif katmanına ulaşıncaya kadar aşağı inmek zorundadır. Geniş ve ferah bir sergileme alanı, ziyaretçiyi odanın derinliğine çeker. Mekânı perde duvarlar ve köşebentler şekillendirmekte; ona derinlik ve çok katmanlı bir yapı özelliği vermektedir.
ENERJİ
Betonarme konstrüksiyon sayesinde sıcaklık değişimine kütle itibarıyla yavaş tepki veren bir bina elde edilir. Pencereler güney yönünde minimum düzeyde tutulmuştur, bu nedenle bina için aşırı ısınma riski yoktur. Bunu destekleyen bir unsur, binanın veya platformun bir kısmının toprağa gömülü olmasıdır. Bu bölgede betonarme kompozit yapıdadır.
Bu yöntem kullanıldığında toprak zemin veya duvar bölgelerinde soğutma işlevi görür. Platform, katmanlı bir yapı oluşturma gibi kreatif işlevinin yanı sıra, masif bir tampon işlevi görerek ısı dengesi sağlamak için elverişlidir.
Küp şeklindeki yapı, açıkta kalan konumu ve engelsiz akan hava kütleleri sayesinde konferans mekânlarında gerekli hava değişimini doğal yollarla sağlayabilme özelliğine sahiptir. Odalar için gerekli ek soğutma, ilk önce toprak kanallarından geçirilen havalandırma boruları vasıtasıyla gerçekleştirilir.
Kübik cismin çatısı tamamen fotovoltaik kolektörler ve güneş kolektörleri ile kaplanır. Bunlar binanın enerji gereksinimini destekler.
STRÜKTÜR
Yatırılmış, daha doğrusu toprağa gömülmüş yapı gövdesi masif, katmanlı bir hacim olarak düşünüldü. Betonarme olarak tasarlanan taşıyıcı yapının görünen kısımlarının üzeri, yöreye özgü bir kumtaşı ile kaplıdır. Taşın boyutları, platformun yatay uzanımını vurgulayacak şekilde “uzunlamasına”dır. Taşların yüksekliği ve ön taraftaki bitim noktası birbirinden farklıdır. Bu değişkenlik, cepheden veya yüzey görünüm itibarıyla yer katmanlarına benzer bir görünümdedir.
Platformun üzerinde adeta havada süzülen kübik cisim kafes strüktür şeklinde yapılandırılmıştır. Bu tarz bir yapı, iç mekân esnekliği sunmaktadır. Kübik cismin tüm yüzeyleri yansıtıcı, paslanmaz çelik levhalalarla kaplıdır, bunlar altın renkli anodik kaplamalıdır ve cisme şekil duygusundan kopartılmış sihirli bir görünüm vermeyi amaçlar. Gerekli yerlerde cepheye sıralı delikler açılır, bu tırtıllı delikler, filtrelenmiş ışık etkisi sağlar. Sıralı delikler Troya kabartmalarına işaret eder.