Proje Raporu
Bizans döneminde kırsal karakteriyle ön planda olan kara suları bölgesi, Osmanlı ve erken Cumhuriyet döneminde yeşil alanların ve su elemanlarının bir arada bulunduğu rekreatif bir bölgeydi. Şehrin yapısal gelişimi sur bölgesini atlayarak devam ettiğinden bu özelliğini uzun yıllar korumuştu. Kentsel gelişim süreci içerisinde çeper karakterini koruyan surlar, bu yönüyle etrafına yerleşen toplulukların karakterini de belirlemiştir. Kent mekanındaki kopukluk, demografik olarak da bu bölgenin kentin geri kalanıyla bütünleşik bir doku kurmasını engellemiştir diyebiliriz. Bizans ve Osmanlı döneminden kalan çok sayıda, önemli birer kent aktörü olabilecek tarihi yapılar bu alan içerisinde kendi potansiyeliyle var olmakta güçlük çekmektedir. Sur bölgesinin morfolojik ve demografik gelişimi bu şekilde özetlenebilir. Bölgenin bir kültürel peyzaj ile mekânsal ve sosyolojik olarak kentin devamıyla bütünleşmesi, tarihi ve kültürel bir odak olarak hem bölgesel hem de daha üst ölçekte tanımlı boşluk alan ihtiyacına cevap vermesi gerekliliği söz konusudur. Çok sayıda tarihsel katmanı bir arada bulunduran bu alan, nitelikli kentsel çevre içerisine alınıp, işlevsel olarak destek kent figürleriyle donatıldığında (küçük yapılar ve nitelikli kent mobilyaları vs.) kendi potansiyelini açığa çıkararak yeniden rekreatif ve kültürel bir kentsel odak bölgeye dönüşecektir.
Barındırdığı tüm bu katmanlı yapısının yansıra alan, günümüzde bir geçiş ve bağlantı bölgesi olarak da kullanılmaktadır. Taşıt hareketinin sınırlandırılmasıyla yaya olarak bu özelliğinin korunacağı öngörülmektedir. Bu yüzden alan tasarımında hareket rotası belli sınırlandırmalar ve yönlendirmelerle korunmuştur. Yaya hareketinin esas alındığı kentsel alan tasarımında, kentlinin teklifsizce kullanacağı bir doğrusal rota mevcuttur. Yaşantı zenginliğini oluşturacak ve sosyal iletişimi güçlendirecek yaya akışının iki yanında sur kapısından başlayarak açık etkinlik alanı, ana meydan, bilgi evi ve diğer küçük yapılar, cami önü meydanları, cephe etkileşim bölgesi içerisinde yarı açık kent donatıları, büfe ve diğer birimler vb. karşılıklı eklemlenerek Gazi Ahmet Paşa Camisi önüne ve oradan Bircan Bağcıoğlu yokuşuna kadar uzanmaktadır. Sıralanan bu kentsel mekânlar, düzlemsel olarak farklı kotlara oturtularak sınırları belirginleştirilmiştir. Kotlar (amfi basamakları ile birlikte), tıpkı kent saçağı, kolonad, ağaç kümeleri, yardımcı kentsel donatılar ve kent mobilyaları gibi sınırlandırıcı olma işlevini üstlenmişlerdir. Ana meydan ve alt meydanlar (kilise önü, cami önü, park, açık etkinlik alanı vb.) bu sınırlandırıcı unsurlarla tanımlanmıştır. Böylece her biri meydan olma özelliğinden ötürü insanların birbirleriyle göz teması kurabileceği, karşıdan gelene selam verebileceği büyüklükter kurgulanabilmiştir.
Yarışma odak alanının yayalaştırılmasından sonra tarihi odakların ve mahallenin taşıt yoğunluğundan tamamen arındırılması gerekliliği göz önünde bulundurularak etkileşim alanı içerisinde 2. etap yayalaştırma planlaması yapılmıştır. Bunu planlarken toplu taşıma ve taşıt sirkülasyonunda bazı iyileştirmelere gidilmiştir.
1.etap yayalaştırılma bölgesinin mevcuttaki İETT rotalarından arındırması amacıyla, ilk etapta hatlara alana girmeden dönüş yolları önerilmiştir. Otobüslerin park-bakım ihtiyacının mevcutta işaretli İETT garajında giderilecek şekilde bu tesisin güçlendirilmesi gerektiği öngörülmüştür.
Tüm alanın araç yoğunluğunun devam eden süreçte azaltılması amacıyla mevcut otobüs rotalarına alternatif toplu taşıma güzergahı olarak Fatih Strateji Planında yer alan kuzey güney aksları boyunca elektrikli toplu taşıma araçlarının devamlı olarak ring yapması, ilaveten bu rotalara belirli zaman dilimlerinde bazı kılcal hatların da eklenmesiyle bütün tarihi yarımada için daha sürdürülebilir bir toplu ulaşım planı uygulanması önerilmiştir.
Bisiklet yolu kara surları boyunca devam ederek Mekânsal Strateji planındaki yarımada bisiklet yollarıyla bağlanacaktır. Ayrıca sürücüler, kültür rotası ile yarışma alanın içerisinde ring yapabilecek, buralarda bisikletlerini park edebileceklerdir.
Mekânsal strateji planına göre yapılması düşünülen millet bahçesinin kara surları boyunca uzanması ve yarışma alanı ile tarihi yarımada içerisindeki noktasal yeşil bölgelerle birleştirilmesi öngörülmüştür. Bu sayede oluşturulan yeşil sistem ve Topkapı Kültür Parkı da yine yarışma projesi ile birbiriyle bağlantı kurabilecektir.
Yarışma alanının tasarımı, hâlihazırda yapılmış veya gerçekleştirilmesi planlanan bütün kentsel projelerde (millet bahçeleri, bisiklet rotaları) vs. uyumlanabilir olup, kentsel sürdürülebilirlik adına strateji planında açıklanan kararlar da meydan morfolojisi kurgularken gözetilmiştir. Mevcut toplu taşıma araçlarının ağırlığından arındırılan alanın toplu taşıma ihtiyacı, strateji planında öngörülen tarihi yarımada üzerindeki kuzey-güney akslarında çalıştırılacak elektrikli araçlarla sağlanabilecektir.
İçinde yer aldığı kentsel kimlik ve içerdiği kültürel miras gözetildiğinde, meydan ve çevresinin kültürel sürekliliği sağlayacak özellikler içermesi önemlidir. Bu anlamda kentsel yaşantının doğası gereği zamanla alanın muhtelif yerlerinde oluşan; ancak mekânsal kimliği zedeleyen kafeler-dükkânlar ayıklanarak bunların yerine çevreyi besleyecek büfeler ve satış-danışma birimleri eklenmiştir.
Meydan, halka açık bir yer olmasının yanında, dış mekân olarak mekân duygusu uyandıracak biçimde belirlenmesi gereken bir yerdir. Organize olmuş karmaşık bir ortamda evin uzantısı gibi hissettirecek kadar tanımlı ve iç içe bir ortam kurulması hedeflenmiştir. Her mevsim gece ve gündüz canlı tutacak çay evi, saçağı, abidevi bir ağaç ile geniş oturma alanı, amfisi vs. insanların daha sık bir arada olabileceği ortam kurmak için yerleştirilmiş kent figürleridir.
Yarışma alanının tamamı ve özellikle açık etkinlik alanı farklı senaryo kurgularıyla (pazar, sergi açık hava sineması vs.) kullanım olanağı taşımaktadır. Bazı tematik düzenlemeler, oluşturulan yüzeylerde projeksiyon ve başka dijital enstalasyonlar ile katılıma dayalı aktif bir rekreasyon alanı kurmak mümkündür.
Bilgi evi, kültür evi, çay evi, bulundukları alt meydanlardar sosyal etkileşimi zenginleştirecek aktivite imkânı sunarken bütün alan için sürdürülebilir bir kullanım organizasyonu oluşmasına katkı sağlamışlardır.
Meydanlarla mevcutta yer alan ağaç kümeleri bütünüyle korunmuş olup, tanımlayıcı ve yönlendirici öge olarak tasarım kararlarına dâhil edilmiştir. Ayrıca fiziksel mekânı ve sosyal ortamı zenginleştirecek ilave ağaçlandırma önerileri proje içerisinde yer almaktadır.
Alanın çoklu mekânsal kurgusu, cephe yenileme çalışması için bina önlerinde bulunan birimlerle uyumlanan parçalı bir sistem kurma fikrini doğurmuştur. Bütün cephenin kapatılmasından ziyade, önceki hallerinin de görünürlüğü sağlanarak bölgenin çok katmanlı yapılaşma sürecine atıfta bulunulmuştur.
Su yönetimi, tasarım kararlarında fiziksel donatı elemanlarının oluşturulmasında ve konumlandırılmasında etkili olmuştur. Saçak ve gölgelik elemanları, taşıyıcı sistemler ve su saksısı ile su yönetimi sağlanmıştır.