PROJE RAPORU
Elmalılı Hamdi Yazır’ın mezar tasarımında, kendisinin din adamlığı, tercümanlık ve hattatlık özellikleri ile hayatının geçtiği Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemini ve onun bu süreçteki rolünü harmanlayan bir yaklaşımı yansıtmak gözetilmiştir. Bu doğrultuda, alışıldık mezar mimarisinin biçim ve ögelerinin, tasarım kapsamında çağdaş bir yorumla yeniden kurgulanması amaçlanmıştır.
Tasarımının ana hatları belirlenirken, bilindik yalın biçimlerin sınırları dışına çıkılmadan benzerlerinden ayırt edilebilecek bir kütle oluşturmak ilke edinilmiştir. Bu bağlamda mezar gövdesi zeminde içeri çekilmiş, üst kotlara doğru yükseldikçe dört yandan dışa doğru çıkma yapan testere biçimli kesitler aracılığıyla genişletilmiştir. Böylece oluşturulan yaklaşık 2’ye 1 oranına sahip üst gövde, plan bazında iki eş kareye bölünmüştür. Bu birimlerden ayakucunda olanı, toprak dolgulu, üzerinde yeşilliğin bittiği bir havuz olarak tasarlanmıştır. Başucunda yer alan kare birim ise, yatayda ve düşeyde Hamdi Yazır’ın unvanlarını temel alan öge ve bezemelerle düzenlemiştir. Bu kısımda yatayda yer alan birim, dokuz eş kareye bölünmüş, ortaya çıkan yeni şeklin merkezine, çok bilindik ve geleneksel bir mezar ögesi olan bir baştaşı yerleştirilmiştir. Mezar gövdesini biçimlendiren testere kesitli yüzey kurgusu, toprak doldurulacak kısmın çeperinde ve baştaşında yer alacak levhaların çerçevelerinde de benzer anlayışla sürdürülmüştür.
Baştaşının üzerinde yükseldiği düzlem ve bu ögenin dört yüzeyi, Hamdi Yazır’ın Cumhuriyet döneminin başından günümüze kadar hemen herkesçe tanınmasını sağlayan Kur’an-ı Kerim’in Türkçe tefsirini hazırlamış olmasına, bir diğer deyişle ilahiyat ve tercüme bilgisine atıfta bulunacak şekilde düzenlenmiştir. Yatayda baştaşını çevreleyen sekiz kareli yüzey, Kur’an’ın ilk suresi olan ve mezar ziyaretlerinde ölenin ruhu için okunan Fâtiha Suresi’nin orijinal metninde yazıldığı bir levha olarak kullanılmıştır. Yedi ayetten oluşan sure, toplamda sekiz kare içerisine, güney cepheden başlayarak ve saat yönünün tersinde ilerleyerek ve döndürülerek işlenmiştir. Yazı sınırının çevrelediği içteki küçük karelere ise, ilgili ayetin Elmalılı Hamdi Yazır’a ait sadeleştirilmiş Türkçe çevirisi konulmuştur. Aynı anlayış, baştaşının dört yüzeyinde de sürdürülmüştür. Düşey baştaşı yüzeylerine, yine güney cepheden başlamak ve saat yönünün tersinde dönmek koşuluyla, bu sefer Kur’an’ın son sayfasını oluşturan son üç suresi; İhlâs, Felak ve Nâs Sureleri işlenmiştir. Bu levhaların kompozisyonu ise, sol üst köşesinde Hamdi Yazır’ın Türkçe çevirisini içermektedir. Son olarak, ziyaretçileri karşılayan ön (batı) cepheye Elmalılı Hamdi Yazır’ın adı ile doğum ve ölüm tarihleri, ayrıca mevcut mezarda da yer verilmiş Huv’el-bâkî (Baki kalan Allah’tır) yazısı işlenmiştir.
Mezarda orijinal harflerle kullanılan hat, kûfî yazısının üsluplarından biri olup, el-kûfiyyu’l-murabba (ma’kılî, bennâî, satrancî) olarak adlandırılmaktadır. Kareli kûfi olarak dilimize çevrilebilecek bu hat biçimi, oldukça yalın olup, bütün harfleri köşeli ve geometriktir. Eski dönemlerden beri kullanılmasına rağmen, oldukça çağdaş çizgilere sahip bu hat üslubunun seçimiyle, Hamdi Yazır’ın hattatlık yönünü vurgulamak, bununla birlikte yaşadığı dönemde ülkedeki dönüşümlere ve onun bu sürece katkılarına bir referans vermek amaçlanmıştır. Bu nedenlerle, her bir levha, bu hat biçiminin kurallarına harfiyen uyulmak koşuluyla ve yerine özel olarak tasarlanmış/hazırlanmıştır. Bu ögelerin, mezarın diğer kısımlarıyla uyumu da aynı zamanda göz önünde bulundurulmuştur.
Tasarımın ana çizgilerini gösterişsiz kılarak detaylarını ön plana çıkarma yaklaşımını desteklemek için, yapıyı oluşturan tüm ögelerin tek malzemeden yapılması öngörülmüştür. Dayanımı ve kolay biçimlendirilebilmesinin yanında oldukça yalın bir görünüme sahip ve doğal bir malzeme olan beyaz renkli dolomit taşının, bu özellikleriyle her tasarım ögesini olduğu biçimde yansıtacağı düşünülmektedir.
Jüri Raporundan;
Tasarım, oranları ve sade yaklaşımı ile takdir görmüştür. Mezar sahibinin çevirilerinin baş taşında yer alması ve kaligrafik özellikleri beğeni ile karşılanmıştır. Ustalıkla ele alınmış baş taşının oturtulduğu bazanın tasarımı abartılı bulunmuştur. Çevresiyle kurduğu ilişki anlaşılmamıştır.
Proje konusuna getirdiği farklı bakış açısı, özgün ve nitelikli tasarım yaklaşımı, yarışma kültürüne ve güzel sanatların gelişimine yönelik katkısı nedeniyle jüri tarafından Satınalma ile ödüllendirilmiştir.