PROJE RAPORU
‘’Ama ben onların ölümlü, yanılgan insan,
Geçen ve bir daha geri gelmeyen bir rüzgâr olduklarını unuttum.”
Çünkü unutmak bana göreydi.
Çünkü ben de ölümlüydüm.
Turgut Uyar; modern olana karşı tutumu, topluma karşı eleştirelliği, kalabalıklar içindeki yalnızlığı, alışılmışın dışındalığı, başkaldırısı, bir umut olarak gördüğü mutsuzluğu, çıkmazları ve tüm acemiliğiyle usta bir şair.
Carlos Fuentes’in, İnez’in Sezgisi’nde dediği gibi “hem hatırlamak istediğin şeyler olacak hem de unutmak istediğin ya da unutmaya gerek duyduğun. Hatırlamak ve unutmak kafanda birbirinden ayırması zor iki an haline gelecek” unutmak istediğimiz karşı konulamaz dürtümüze rağmen; ölümü hatırlamalıyız. Hem ölümü hem de ölümlüyü…
Ölümün kesinliğinin bilgisi tüm canlılar arasında yalnızca insanlarda vardır, hayvanlar da ölümü tanır ve bilirler, ama ölüm ve farkındalık arasında insanın kurduğu ilişkiyi kuramazlar. Bu da elbette soyut düşünme gücünün sonuçlarından biridir: Arthur Schopenhauer’in, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya’da dediği gibi; “Yalnızca insan, soyut kavramlar içinde, kendi ölümünün kesinliğini taşır.’’
Bazı somut kavramları soyutlaştırarak ölüme atfetmemiz ve onlardan kaçmamız, örneğin karanlıktan korkmamız, bu sebepledir. Siyah rengi, eskimiş ve yıpranmış olanı ölüme yakıştırırız. Yıkık dökük bir ev gördüğümüzdeki hüznümüz bundandır. Gece çökünce içimizdeki huzursuzluk hissi kaçamadığımız sona yaklaşma duygumuzdandır.
Peki Turgut Uyar’ın ‘’Keskin mavi ve hışırtılı Geyikli geceye’’ geçerek bulduğu huzur nedir?
Somutlaştırarak mesafeli durduğumuz tüm kavramlar modern hayatın birbirinden ayırdığı yaşam ve ölüm imgelerinin bize dayattığı yansımalar mıdır? Öyleyse geceden korkmamız nedendir?
‘’Oysa gece tam yarısıdır bir günün
Ve daha güçlüdür gündüzden’’ der Turgut Uyar.
Doğaya olan özlemi bakidir, modern olanın getirdiği yabancılaşma hissine hiç alışamaz. Şiirlerinde de sık sık bu konuyu işler. Onun için farklı kavramlar arasında herkes tarafından kabul gören çizgiler bulanıklaşır. Kavramlar ve olgular birbiri içine girer birbirinden beslenir.
Uyar birçok olay gibi ölümü de (kendi ölümünü de) şiirlerine konu etmiştir. Ölüm, onun şiirlerinin satır aralarında bazen kendini gizleyemez bir netlikte bazen de belli belirsiz bir mavilikte gösterir kedini.
Bizim mavi giyimlerle güneşlendiğimiz yerde
Dişlerimizin arasında bir çöple güneşlendiğimiz yerde
Ne insan tükenir ne gökyüzü
Bir çift al beygirin çektiği bir kupa geçtiğinde
Ya da yaseminler satılan bir köşe başında akşamüzeri
Yoğun duygularla evrenle karşı karşıya
Kan çirkin değil
Freud, savaş ve ölüm üzerine kitabında ‘’Aslında kişinin kendi ölümünü tahayyül edebilmesi olanaksız bir şeydir ve ne zaman bu yönde bir girişimde bulunacak olsak aslında hala ölüm karşısında bir izleyici olarak kalmayı sürdürdüğümüzü fark ediyoruz’’ der. İnsanoğlunun ölümü hatırlaması ve kendi ölümünü hayal edebilmesi için kendini belirli belirsiz bir mavilikte görmesi gerekir belki de…
Tasarlanan proje Turgut Uyar’ın doğal olana dönme ve çağdaş bireyin sorunlarını yansıtma isteğinden esinlenmiş ve unutulmuş olanı hatırlatmayı amaçlamıştır.
Mavi lekeli yarı yansıtıcı bir yüzeyin ikiye ayırdığı traverten blok bir tarafında Turgut Uyar’ı diğer tarafında ise onun şiirlerini barındırır. İki blok arasında bulunan deforme yansıtıcı yüzey insana kendi siluetini gösterir. Olduğu kişiyi, bulunduğu yeri, ölümün varlığını hatırlatır. Ölüm ve yaşam arasında insan tarafından somutlaştırılan çizgiyi tıpkı kendisinin olduğu gibi deforme edip muğlaklaştırır.
Zemin de ise; mevcut olana müdahile etmeme çabasıyla toprak üzerinde sadece ona ait olan yer, sac bir levha ile işaretlenir.
jüri görüşü:
340 Sıra Numaralı Proje (Satınalma)
Önerinin güçlü metni ve şairin doğal olana dönme çağrısını yalın ve dingin bir anlatımla tasarıma aktarması takdir edilmiştir. Mezara erişim sağlayan merdivenlerin tasarıma dâhil edilmesi ve mekân oluşumuna katkısı olumlu bulunmuştur. İstinat duvarı düzleminde bulunan ve traverten blok olarak oluşturulan yüzeyi ikiye ayırmak üzere yerleştirilen çizgi olumlu bulunmakla beraber aykırı malzeme seçimi sebebi ile eleştirilmiştir. Proje konusuna getirdiği farklı bakış açısı, özgün ve nitelikli tasarım yaklaşımı, yarışma kültürüne ve güzel sanatların gelişimine yönelik katkısı nedeniyle jüri tarafından Satınalma ile ödüllendirilmiştir.