Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan ve inşaatı devam eden kongre merkezi, Konya Selçuklu'da bulunuyor.
Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:
İnsanlık tarihinin ilk yerleşimlerinden biri olan ve faklı medeniyetlerin izlerini barındıran, Anadolu Selçukluları dönemi başta olmak üzere, Mevlana gibi birçok değerli düşün ve kültür hazinesinin izlerini zamanımıza taşıyan tarihi özellikleriyle Konya çağdaş gelişimini ve kültür merkezi olma özelliğini bugün de sürdürmektedir.
Konya Selçuklu Belediyesi için tasarlanan, Konya Selçuklu Kültür ve Kongre Merkezi, çok amaçlı etkinlik alanlarıyla tüm kentli için olduğu gibi şehri ziyaret edenler için de doğal ev sahibi olacaktır. Hava alanı ile kent merkezi arasında ana yol üzerinde yer alan kültür merkezi, konut bölgesine yakınlığının sağladığı yaya erişimi kolaylığı ile de gündelik yaşamın bir parçası olacaktır.
İnsanların barış içerisinde bir arada yaşamasında hoşgörü ve karşılıklı benimsemenin bir aracı olarak kültür yapılarının imgesel bir anlamı vardır. Toplam 24.464 m2 arazi üzerinde 27.000 m2 inşaat alanına sahip olan yapı tek bir çatı altında farklı işlevlere atanmış bağımsız kütlelerin birarada ele alınması yaklaşımıyla, sosyal bütünleşme ve kültürün paylaşımının merkez olduğu bir sinerjiden yararlanacak biçimde tasarlanmıştır.
Açık, yarı-açık ve kapalı fuaye mekanlarını paylaşan 2000 kişi kapasiteli kongre ve 800 kişilik tiyatro salonu ile kutlama ve çeşitli toplantılara ev sahipliği yapacak, gerektiğinde birleşebilecek üç bölümden oluşan toplam 1.000 kişiye ev sahipliği yapacak balo salonunun ana mekanları oluşturduğu kültür merkezi sadece faaliyet olduğu zamanlarla kısıtlı olmayıp, restoran- cafeleri, tematik dükkanları, cep sineması, atolyeleri ve toplantı mekanları ile kentin yoğun olarak kullanılan buluşma ve cazibe noktası olacaktır.
Barındırdığı işleve bağlı olarak farklılaşan yükseklikleriyle ana ve yan fonksiyonlara atanan kütlelerin yanı sıra (9.500 m2) açık otopark alanına ek olarak -8 kotunda 100 araçlık park alanı ayrılmıştır. Zemin altında ayrıca fuayenin devamı, prova odaları ve dekor depolarıyla birlikte mekanik hacimler yer almaktadır.
Cephelerde, aynı zamanda güneş kontrolü için kullanılan motifler ışık gölge oyunlarıyla hareketli bir kurgu sağlamış, bu geometrik form – geleneksel göçebe kültürünün de izlerini taşıyan, Selçuklular’ın Anadolu dokusu ile harmanladığı – mimari mirasının izlerinden yola çıkılarak stilize edilmiştir.
Çatıda bırakılan ışıklıklar özellikle ana hacimler arasında konumlanan fuayelerde gün ışığından optimum yaralanmayı sağlamaktadır.
Çeşitli sosyal ve kültürel nedenlerle vakit geçirmenin yanısıra, kavramsal olarak kentlinin içinden geçmesini amaçlayan bu mekan, aynı zamanda üzerinde bulunduğu anayoldan itibaren açık otopark olarak düzenlenen arka girişine bir pasaj oluşturmaktadır. Alternatif yaya girişleri ve araç girişlerinin de her iki cepheden olmasına izin veren bir yaklaşım düzenlemesiyle erişim kolaylığı arttırılmaktadır. Binanın yaya ve araç için erişim kolaylığının yanısıra önünde bırakılan meydanla kentin tanımlayıcı bir kamusal alanı olması önerilmiş, binanın içine girmeye teşvik eden korunaklı ve aynı zamanda “açık” tavrı cephe üzerinde meydana doğru konumlandırılmış olan elektronik ekranla desteklenmiştir. Etkinliklerin ve programının halka görsel olarak ulaştırılması ilgi arttıracak bir unsur olarak düşünülmüştür.
Kentin kültürel değerleriyle bütünleşen, sosyal rastlaşmalara ve biraraya gelmeye verilen önemi vurgulayan ve toplumun sanatsal ve kültürel yaşantısını ve mirasını simgeleyen bir kimlik taşıması hedeflenen yapı çağdaş mimarlığın Konya şehrindeki öncülerinden olacaktır.