Sinan Genim 1893 yılında Achille Manoussos tarafından tasarlanan yapının ve restorasyonunun hikayesini anlatıyor:
Beyoğlu ve yakın çevresi her zaman batılıların tercih ettiği, sur içine nazaran daha kozmopolit yerleşme özelliği gösteren bir bölgedir. Yabancı devletlerin Osmanlı İmparatorluğu nezdinde sürekli elçi bulundurma kararından sonra açılan İran elçiliği dışındaki tüm elçilikler Beyoğlu bölgesindedirler. İstanbul’u etkileyen hemen hemen tüm batılı akımlar ilk örneklerini Galata – Beyoğlu bölgesinde verirler. Son dönem sanat akımları, yaşam tarzındaki değişimler hep bu bölgede örneklenmektedir. İlk elektrik, ilk havagazı, ilk tramvay, ilk ve tek tünel, ilk belediye burada yaşam bulur.
XVIII. yüzyıldan itibaren Galata, surların dışına taşarak gelişmeye başlar. Cadde-i Kebir denilen günümüz İstiklal Caddesi Galata surlarından itibaren, Taksim’e doğru ilerlemektedir. Bu caddenin batısında, Haliç’e bakan yamaçta gelişen ikinci bir cadde ise, eski adı Kabristan – Mezarlık sokağı olan Meşrutiyet caddesidir. XIX. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren o günlere kadar tek konaklama yapısı olan hanlar yerlerini otellere terk etmeye başlar. İlk oteller Beyoğlu’nda İstiklal ve Meşrutiyet caddeleri üzerinde yapılır; bu yeni yapıların bilinen ilk örneği Galata’da açılan Hôtel des Quatre Nations’dur. Yaklaşık yedi yıl hizmet veren bu otel, 1848 yılı başlarında satışa çıkarılır. Modern anlamdaki ilk otel ise 1841 yılında Grande Rue de Pera, yani İstiklal caddesi, 463 numarada açılan Hôtel d’Angleterre’dir. Bunu takiben 1849’da Bizans ve Pera Oteli, 1851’de de Hôtel de France açılır. 1855 yılından itibaren de Avrupa standartlarında pek çok otel hizmet vermeye başlar.
Bristol Oteli ile ilgili ilk haber, İstanbul’da Fransızca yayınlanan 5 Ağustos 1892 tarihli Le Moniteur Oriental Gazetesi’nde çıkar; Ermeni-Katolik Patrikliği, Mimar Achille Manoussos’a Bristol Oteli’ni yaptırmaktadır. 1893 yılında açılan bu yapı, 1950’li yıllara kadar prestijli bir otel olarak hizmet verir.
Asmalımescit mahallesi, 303 ada, 59 parsel sayılı, Meşrutiyet caddesinden yüz almakta olan yapı, XIX. yüzyılın son çeyreğinde yapılan bir Manoussos yapısıdır. Binanın ana girişinin sol yanında “A. MANOUSSOS ARCHITECTE” yazısı okunmaktadır. Dönemin genel mimari karakterine uygun olarak tasarlanan yapı, E. Goad tarafından yapılan Aralık 1905 tarihli haritalarda mevcuttur.
Bristol Otel’i zaman içinde yeni otellere karşı rekabet gücünü giderek kaybeder ve kullanım dışı kalır. 1980 yılında Eskişehir Bankası tarafından satın alınan yapı, yalnızca ön cephesi muhafaza edilerek yıkılır ve Esbank Genel Müdürlük Binası olarak Has Mimarlık Bürosu -Hayzuran ve Doğan Hasol- tarafından yeniden inşa edilir. Yönetim binası olarak yeniden planlanan yapıda 1980’li yılların yürürlükteki şartnameleri esas alınarak uygulama yapılmış, planlama kurgusu bir büro binasına uygun olarak çözümlenmiştir. Yapının yenilenmesinden günümüze kadar geçen otuz yıla yakın zaman içinde deprem yönetmeliklerinde iki kez önemli değişiklikler olmuştur. Yapılan incelemeye göre yapının taşıyıcı sisteminde ciddi hasarlar bulunduğu tespit edilmiştir.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından 2002 yılında satın alınan bu iki yapının yeni kurulacak olan Pera Müzesi olarak düzenlenmesi için restore edilmesine karar verilmiştir. Müze, Bristol Otel ile hemen yanındaki beş katlı konut binasının birleştirilmesiyle elde edilen 475 m²’lik taban alanına sahiptir.
Her iki yapının da Meşrutiyet caddesinden yüz alan ön cepheleri gerek mimari karakteristikleri, gerekse yeniden yapımdaki güçlükler nedeniyle esaslı bir onarıma tabi tutularak muhafaza edilmiştir. Bristol Oteli mevcut cephesi yumuşak yöresel taş olup, giriş kapısının her iki yanındaki kolonlar ile birinci kat orta aksındaki balkon korkuluğu mermerden yapılmıştır. Konut binası mevcut cephesi ise zemin kat cephesi dışında sıva ile sonlanmıştır. Her iki yapının da korunması gerekli bir özellik arz etmeyen arka cepheleri, Esbank olarak düzenlenmeleri sırasında yıkılmıştır. Restorasyon aşamasında Meşrutiyet caddesinden itibaren iki kat bodrum yapılması planlandığı için ön cephe caddeye kurulan güçlü bir çelik karkas sisteme asılmış ve cadde kotunun altına yaklaşık sekiz metre kadar inilmiştir.
Planlamanın ana ilkesi olarak iki yapının birleştiği noktaya merdivenlerin, asansörlerin, tuvaletlerin ve tesisat şaftlarının yer aldığı çekirdek yerleştirilmiştir. Böylelikle çekirdeğin her iki yanında 100 m² ve 200 m² olmak üzere iki adet sergi salonu elde edilmiştir.
Projelendirme sırasında karşılaşılan en büyük güçlük, yapının kat yüksekliklerinin yetersizliğidir. Orijinal yapılar, giriş artı dört kat olmak üzere beş katlıdır. Ancak otelin Genel Müdürlük Binası olarak restorasyonu sırasında Meşrutiyet caddesinin yapı yüksekliklerinin zaman içinde 24,5 metre kotuna çıkarılması nedeniyle iki kat ilave edilen yapı toplamda yedi katlı olmuştur. Bu sonradan ilave edilen iki katın kaldırılması düşünülmüşse de, taban alanının küçüklüğü sebebiyle restorasyonun aynı yükseklikte yapılmasına karar verilmiştir. Zemin kat ve birinci kat yükseklikleri orijinal yapı ile aynı tutulmuş, diğer üç kat ise sergi salonlarında yeterli yüksekliği elde edebilmek amacıyla yeni planlamada iki kat olarak inşa edilmiştir. Bu nedenle bugünkü yapı zemin üstünde altı katlıdır.
Birinci bodrum kat 180 kişilik bir oditoryum ile buna hizmet veren bir fuayeden; ikinci bodrum kat ise teknik hacimler ile depo ünitelerinden oluşmaktadır. Zemin katta resepsiyon, mağaza ve Peracafé bulunmaktadır. Ana bina girişinin yol kotundan yüksekte olması nedeniyle bu kapının protokol girişi için kullanılmasına, günlük ziyaret girişinin ise küçük yapıdan yapılmasına karar verilmiştir. Yol kotundan düzayakla ulaşılan bu giriş ile zemin kat kotuna hem merdiven, hem de engelli asansörüyle ulaşılmaktadır.
Yapının bir bölümünün Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu için süresiz sergi salonu, bir bölümünün ise süreli sergi salonu olarak hizmet vermesi amaçlanmıştır. İlk iki katta Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonları’na yer verilmiştir; birinci kattaki büyük salonda “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri”, küçük salonda ise “Kütahya Çini ve Seramikleri” süresiz sergi bölümleri olarak düzenlenmiştir. İkinci katta Oryantalist Resim Koleksiyonu’nun bir parçası olarak Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi’nde uzun süreli tematik sergiler çerçevesinde “İmparatorluk’tan Portreler” başlıklı sergi bulunmaktadır. Diğer üç katta ise çok amaçlı süreli sergi salonları yer almaktadır.