T-A-St-Germain Kütüphanesi

ACDF Architecture'ın Kanada'nın Québec eyaletinde tasarladığı T-A-St-Germain Kütüphanesi tamamlandı. Çok yönlü ve dinamik bir yapıya sahip olan kütüphane, sıcak ve sakin ortamı ile rastlantısal karşılaşmaları, etkileşimi, keşifleri teşvik ediyor.

Geleneksel tipolojinin ötesine geçen kütüphane, okuyarak öğrenme metoduna odaklanıyor. 4.830 metrekarelik kültürel tesis, 3 kata yayılan çeşitli programlar sunuyor. Kütüphane içerisinde; 2 çok işlevli salon, bir sergi alanı, bir ortak çalışma alanı, bir yaratıcı stüdyo, bir bilgisayar laboratuvarı, bir kafe, bir teras ve her yaş grubu için ek alanlar yer alıyor.

Yeni sahil koridorunun ilk yapısı

Saint-Hyacinthe şehrinin, tarihi şehir merkezinden kentsel gelişim merkezlerine göçü engellemeye yönelik yapılanma hareketi sonucunda, Saint-Hyacinthe şehir merkezi stratejik bir konum haline geldi. Yamaska Nehri ve Barsalou Köprüsü sınırındaki bu alan, nehrin batı yakasında yaşayan topluluklar için şehir merkezine erişim noktası olarak kullanılıyor.

ACDF, tasarladıkları projeyi, “Yamasaka Nehri ve çevresinin güçlendirilmesine yönelik kentsel dönüşüm projesinin başlangıç noktası” olarak tanımlıyor. Kütüphane, bu tanımdan yola çıkılarak, nehir kıyısındaki 2,5 kilometrelik yaya ve bisiklet yolunun merkezine yerleştirildi.

Sağlıklı bir yapıyı korumak

ACDF ilk olarak, mevcut ofis binasını tanımlayacak avangart bir işlevsel kurgu tasarlamak ve birkaç yıldır boş olan mevcut ofis binasının -yeni bir kültürel tesis yaratmak için- yıkılması ya da dönüştürülmesi yönünde karar vermek üzere görevlendirildi. Mevcut binaları dönüştürme konusundaki tecrübelerinden yararlanan ve çevre adına, mimarların binaları sağlıklı tutmak için her türlü çabayı göstermesi gerektiğine inanan ACDF, mevcut binayı korumanın sürdürülebilirlik açısından önemini göstermeyi başardı.

Dengeli bir yaklaşım

Tasarımcılar, kültürel bir simge tasarlama arzusu ile basit hacimsel birleşimlere odaklandılar. Bu süreçte gösterişli mimari ifadelerden olabildiğince kaçındılar.

Akşam manzarasında belirginleşen beyazımsı cam kaplama eklenti, mekanda zarif bir şekilde öne çıkartıldı. Hacimsel sadelik ve cam kabuk, mevcut binadakilere benzer modüllerle tutarlı bir bütün oluşturdu. Dünyanın karşı karşıya olduğu çevresel zorlukları duyarlı bir şekilde ele alan, dengeli bir entegrasyon ortaya çıktı.

Mevcut binanın büyütülmesi ve aydınlatılması

ACDF, mevcut binanın tüm güçlü ve zayıf yönleriyle muhafaza edilmesini ve yapının tamamlanması adına bir eklenti entegre edilmesini önerdi. Sonrasında mimarlar binanın ölçüleri, geometrisi ve simetrisi gibi mimari özelliklerini öne çıkararak yeni kültürel mekan standartlarına uyarladılar. Kütüphanenin alçak pencerelerini ve kısıtlı açıklıklarını dengelemek adına eklenti; Yamaska Nehri’ne doğru olağanüstü manzara açıklıkları, aydınlık alanlar ve açık hava terasına erişim ile donatıldı.

Çok yönlü ve davetkar bir hacim

Ek bina ile -yeni yaya girişini kültür merkezine ve nehir yakınındaki araç girişine bağlayan- görkemli bir koridor oluşturmak için birbiri üzerinde kayan iki parçaya bölünmüş bir hacim yaratıldı. Çok amaçlı salon içerisinde resepsiyon alanı, etkinlik alanı ve kafe gibi işlevler kurgulanmasıyla kullanıcılar arasındaki etkileşim teşvik edildi. Salonun yatay yapısı ve derinlik etkisi ile davetkar bir atmosfer yaratıldı. Ahşap kaset tavan ile mekanda sıcak ve samimi bir etki yakalandı.

Zemin kata -her biri ana salondan erişilebilen- üç farklı çok amaçlı salon yerleştirildi. Tasarım konsepti, kütüphanenin kapalı olduğu saatlerde medya alanlarının dış mekanda kullanılabilmesine ve lobideki kafenin özel etkinlikler için servis alanı olarak kullanılabilmesine olanak tanıdı. Hacimsel dönüşüm sayesinde bir açık hava terası ve üst hacimde yetişkin koleksiyonları için bir alan oluşturuldu.

Çeşitli iç mekan ambiyansları

Mevcut yapı ile eklentinin kombinasyonu sonucunda birçok farklı mekan elde edildi ve hepsinin ötesinde, her zevke hitap edecek çeşitlilikte ambiyans yaratıldı. Plan kurgusu, her katta merkez çevresinde şekillendirildi. Merkezler ise çalışma ve okuma alanları için raflar ile servis alanlarından oluşturuldu. Dinlenme alanları, mevcut pencerelerin hizası boyunca stratejik olarak konumlandırıldı. Mevcut binanın alçak tavan yüksekliği ve alçak kirişler, daha basık ve insan ölçeğinde olan okuma ve çalışma alanlarının sınırlarını belirledi.

Her üç katta da mevcut yapı ile eklenti arasındaki diyalog, siyah boşluk olarak adlandırılan bir eşik ile yansıtıldı. Monokrom siyah görünümü sayesinde kullanıcılar tarafından kolayca fark edilen boşluk ile dikey sirkülasyonlar bir araya toplandı.

Etiketler

Bir yanıt yazın