Proje Raporu
ÇARŞI
Çarşı geleneği, alışveriş ortak noktasıyla insanları bir araya getirir. Yüzyıllardır cami ve hamamlar ile birlikle çarşılar en büyük iletişim mekanlarıdır. Çarşı, karşılaşmanın ve kültürel üretimin temellendirdiği toplumsal bir şenlik halidir. Bu şenlik durumu esasında toplumu jenere eden bir işleyişe sahiptir.
Bakırköy Demirciler Çarşısı, ustalık, emek ve titizlik gerektiren demircilik uğraşısının modern yaşamın sunduğu kolaylıklara yenilmesiyle bu şenlikli dokusunu kaybetmiştir. Bölgedeki alışveriş kültürünün yakındaki alışveriş merkezlerine kaymasıyla ve ustalık ve el emeği ile icra edilen demircilik mesleğini sürdürmenin çağımıza zorluğu ve el işi demire duyulan talep azlığı ile birlikte bakımsızlaşan ve niteliğini kaybeden çarşının yeniden canlanabilmesi için bölge, çağdaş kamusal dinamikler doğrultusunda ‘çarşıyı yeniden tanımlama’ ihtiyacı duyar.
Yeniden tanımlama, zanaatkarlığın ve üretimin çağdaş bir biçimde yorumlanarak kent hayatına katılması ve kamusal programlarla desteklenmesi ile mümkün olabilir.
Yapı adasının, şu anki durumunda çarşı camiinin oluşturduğu kamusal potansiyeli değerlendirmek bu yeniden tanımlamanın ilk parçasıdır. Ek çarşı binası iki sokağı bağlamasına ve kamusal programlar bulundurmasına rağmen demirciler çarşısıyla ilişkisi zayıftır ve yeterince kamusal odak oluşturamamaktadır.
Bu ek yapının yerine, tescilsiz yapıların kaldırılmasıyla beraber yapı adasının ortasında kentsel bir boşluk oluşturulması bölgede rahatlatıcı bir kamusal alan oluşturur.
Bu alana, mevcut ve geçmişteki üretim geleneğini besleyecek yeni üretim katmanları eklenebilir ve kaldırılan ek cami yapısının kamusal fonksiyonları burada yeniden düzenlenebilir.
Bu tanımlı kentsel boşluk, yeni çarşı tanımının önemli bir parçasıdır. Sokak kotundaki açık- yarı açık alanlar işleve göre dönüşen yani üretilenlerin satıldığı pazar veya etkinlik alanı gibi amaçlar için kullanılırken üst kotta da yeni atölye birimleri ve kütüphane birimiyle kamusallık devam ettirilir.
Bu yeni alana Dantelacı Sokak ve Hamam Sokak’tan direkt erişilebildiği gibi, Hallaç Hüseyin Sokak’taki mevcut çarşı dokusunun içinden geçilerek de erişilir. Bu geçirgenlik dar sokaklarla sınırlı kalan çarşı hacmini geliştirir ve zanaatkarlar için de bu boşluk, ferahlatıcı bir avluya dönüşür. Var olan dükkanların yeniden demirci, diğer zanaat veya sanat atölyeleriyle işlevlendirilebilir.
Kütüphaneye ulaşım için bulunan sirkülasyon ve gözlem kulesi, minareyi çağdaş karakteriyle vurgulayan bir programa dönüşebilir. Bakırköy’ün en eski yapısı olan çarşı caminin özgün minaresini yükseklik olarak geçmeyen gözlem kulesi alanın caddeden fark edilebilirliğini artırır.
Kuleden direkt ulaşılan, alanı çevreleyen ve programları bağlayan koridorların cephelerinde, ürünler sergilenir ve böylece üretimin son halkası mimari bir elemana dönüşür. Bu, aynı zamanda dışarıdan alanın karakterini ifade eden bir vitrin gibi çalışır.