Proje Raporu
BAKIRKÖY-LÜ?
Bakırköy, birçok toplumu geçmişten bugüne içinde barındırmasıyla hafızalarda yer almaktadır. Çok kültürlülüğüyle, renkli kimliğiyle belleklerde yer edinmiştir. Bakırköy denilince zihinlerde canlanan bu durum, yarışma alanı içerisinde adeta kendini kanıtlar niteliktedir. Rum ve Ermeni Kilisesi’nin bir aradalığı, alanda biraz ilerledikçe tarihi cami minarelerinin yükselmesi, Bakırköy’ün geçmişten bugüne farklılıklarıyla birlikte var olabildiğinin en önemli göstergelerindendir. Fakat proje alanı bu gözle incelendiğinde; bu renkliliğin, cümbüşün, hoşgörünün, birlikteliğin, günümüz modern yaşantısına kapılıp; içine kapanan, belli sınırlar oluşturan yapılarla çevrildiği göze çarpmaktadır. Herhangi bir yerdeki dini yapılardan farklı olarak, alanın içindeki dini yapılar Bakırköy’deydiler ve bunu unutmuş gibiydiler.
Peki bu sınırlara, bu denli kapanmaya gerek var mıydı?
Tasarımın ana girdisi olarak, alandaki bu sınırlar ele alınmıştır. Sınır kavramı bir duvar olarak işlenmiştir. Gerekli mahremiyet sağlanırken, aynı zamanda sınırlar eritilerek yorumlanmıştır.
Etkinlik noktası tasarımında; Rum kilisesi ile olan arakesitin (sınırın) yorumlanması sonucu, program bu hatta yığılmış ve mekansal bir sınır oluşturulmuştur. Daha sonra program parçalanmış; belli sızmalar, görsel ilişkiler ve geçişler ile sınır eritilmiştir.
Etkinlik noktasında Ebuzziya Caddesi ile Morsümbül Sokak arasında yeşil aks önerilmiştir. Kentin yoğunluğunda bir boşluk tasarlanarak, insanların yavaşlamaları, nefes almaları sağlanmıştır. Boşluk cadde kotundan bir amfi ile Morsümbül Sokak kotuna akmaktadır. Amfi farklı kullanımlar için uygun olup zaman zaman Bakırköy’ün aktivist kimliğiyle sesini duyurduğu toplanmalara, sanat festivallerine, etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Yeşil boşluk ile kilise arakesitinde şekillenen program; teraslar, yırtıklar ve yer yer eriyip mekansallaşan duvarlar ile hafifletilmiş ve yeşil boşluk ile ilişkisi arttırılmaya çalışılmıştır.
Cumhuriyet Meydanı’ndan gelen aksın, denize ulaştığı kısmı boyunca yayalaştırılması önerilmiştir. Etkinlik noktasındaki yeşil boşluk ve dokunun devamı olarak bu aks yeşillendirilmiştir.
Ayrıca bu bölgede sıkça rastlanılan yeraltı çarşıları, günümüzde çok kullanılmasa da, kentsel bellekte güçlü izleri olan mekanlardır. Buradan referansla İstanbul Caddesi yönündeki çarşı girişi yarışma alanına taşınmış ve çarşıda açılan belli yırtıklarla, boşluklarla kotlar arası görsel ilişkiler sağlanmıştır. Ayrıca Ebuzziya Caddesi üzerinde bulunan büfe ve yeme alanları negatif kota alınmıştır. Böylece cadde boyunca yaya sürekliliği sağlanmış aynı zamanda da yeraltı çarşısıyla görsel ilişki devam ettirilmiştir. Revize edilen yer altı çarşısının tekrar canlandırılarak, yaşayan, kullanılan ve yarışma alanını da besleyen bir hal alması öngörülmüştür.
Alanın genelinden çıkan, etkinlik noktasının ana kurgusunu oluşturan “eriyen duvarlar”, yarışma alanı boyunca evrilerek farklı ölçek ve işlevlerde kendilerine yer bulmaktadırlar. Etkinlik noktasının batısından gelen aksı güçlendirmek adına çay bahçesi alanında yönlendirici duvarlara kent belleğinde yer alan açık hava sinemasına dönüşebilecek bir ekran önerilmiştir. Yine bu alanda duvarlar çocuk oyun mobilyalarına dönüşür. Duvarlar yeraltı çarşısında dükkanların cephelerinden fırlayarak caddede meydandan denize kadar kentsel mobilyalar olarak devam ederler. Bu mobilyalar denize doğru eriyerek yer yer döşeme izlerine referans verirler.