Mimarlık ve tasarım firması Lemay, ilk olarak 1956'da açılışı yapılan Montreal Théâtre de Verdure'u yeniden tasarladı.
Antik tiyatro alanı tiyatro ile park, mimari ile peyzaj, yapılı ile doğal arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayan yeni bir 4 mevsim konseptiyle zenginleştirildi. Tiyatronun misyonunu genişleten ve miras kimliğini yeniden teyit eden kapsayıcı ve çoğulcu bir vizyonun rehberliğinde, bu kamusal alan sanat ve kültür tutkunları için mevcut halinden daha açık ve erişilebilir hale getirildi.
La Fontaine Park’ın manzarasını, üzerine açılarak çerçeveleyen Théâtre de Verdure’un mimarisi, hem sahnenin hem de çevredeki yeşil alanın manzarasını genişletiyor. Lemay’in yeni tasarımı, zamansız bir varlığı teşvik edecek şekilde düzenlenmiş farklı kullanımlarla, varlığını su havzasının kıyısından parkın iç kısmına kadar hissettiriyor.
Ziyaretçilerin ve yoldan geçenlerin deneyimlerine katkıda bulunmak üzere tasarlanan yapı, ziyaretçileri hem arazi içini hem de dışıni keşfetmeye davet ediyor. Sonuç olarak ortaya, sanat ve kültür tutkunlarının unutulmaz anlara tanıklık edebilecekleri hareketli bir mekan sunan yeni, yeşil, modern ve canlı bir kamusal alan ortaya çıkmış.
Lemay Kıdemli Ortağı ve projenin Baş Tasarımcısı Eric Pelletier: “Théâtre de Verdure’ye müdahale, ziyaretçilerine mimari, peyzaj ve sanatsal bir deneyim sunmak için inanılmaz bir fırsattı. İkisi arasındaki sınırların bulanıklaştığı bir yaklaşımla proje, peyzajın mimari üzerinden geniş bir senaryosu olarak gelişti.”
Alanın yeniden canlandırılması, bağımsız bir sahne kavramının ötesine geçerek doğayla bütünleşen yeni bir tiyatro mekanı yaratarak herkesin yalnızca Théâtre de Verdure’u değil, aynı zamanda parkını ve havzasını da yeniden keşfetmesine olanak tanıyor. Birinci sınıf bir sahne altyapısıyla tamamlanan mekan, büyük açık hava sanatsal prodüksiyonlarına ev sahipliği yapmaya hazır olup, mekanın koltuklarından veya özel yeşil alandan büyüleyici manzaraya ve olup bitenlere kapılıp giden 2.500 seyirciyi rahatça ağırlayabilir.
Lemay, gösterilerin dışında da alanı her zaman erişilebilir kılmak için yeni girişler oluşturdu ve yaya yolunu havzanın etrafına genişletti. Alçak bir bitki örtüsü dikerek ve gölgeliği koruyarak hem tiyatroya hem de çevredeki parka açılan yeni perspektifler yaratıldı ve tiyatronun görünümden korunması yerine alanın içinde öne çıkması sağlandı.
Bu sembolik alan, yıllar boyunca binlerce ücretsiz gösteriye ev sahipliği yapan tanınmış bir sanat ve kültür merkezidir. Bu yıl itibarıyla her türden sanatçı, dans çalışmalarından kapsamlı orkestra performanslarına, tiyatro gösterilerinden sirk gösterilerine kadar uzanan ücretsiz performanslardan oluşan bir kutlama takvimiyle bir kez daha sahneye çıkıyor.