Fişekhane’deki Tiedup Concept Store, Lift Studio tarafından tasarlandı.
Proje Açıklama Metninden:
Fişekhane’de, iki katlı ve toplam 130 m²’lik bir cadde mağazasını, Tiedup markası için birçok farklı ürünün sürekli değişkenlik göstererek yer alacağı bir mekana dönüştürmek üzere projelendirdik. Tiedup; kupalar, defterler, giysiler, tabaklar vb. farklı türde malzemelerin satışını yapan ve doğum günleri, brunchlar, akşam yemekleri gibi etkinliklerin düzenleneceği bir mekana ihtiyaç duyan bir marka. Birçok farklı türde nesnenin ve işlevin uyumlu bir şekilde bir arada var olabilmesi sorunsalını, tasarımın öncelikli konusu olarak ele aldık. Tasarıma, işlevleri satış ve etkinlik şeklinde iki kategoriye ayırmakla başladık. Ardından mağazanın her katını bir kategori için kullanmaya karar verdik.
Sergileme, sunma gibi işlevlerin hakim olduğu ticari mekanlarda sergilenen ürünlerin sergilenme biçimleri ticari kaygıları da içerir. Sanat galerileri veya başka sanat mekanları için de bu ilişki belirli bir dereceye kadar geçerli olduğu halde hiçbir zaman birinci sırada değildir. Tam da bu iki farklı ilişkinin sınırlarının arasında bir yerde durmayı tercih ederek, yani İrlandalı sanatçı ve eleştirmen Brian O’Doherty’in ortaya attığı White Cube kavramını göz önünde bulundurarak, günümüzün ticari mekanını tekrar yorumladık. Bu doğrultuda satış katında, mekanın yapısal zaaflarının giderilerek mağazanın dolaşım kurgusunun düzenlenmesi gibi problemleri aşmak üzere tasarımda tek bir duvarın organik formlar ile gerekli işlevleri yerine getirirken, yüzey sürekliliğini sağlayarak akışkan bir mekan hedefledik ve buna paralel olarak markanın renkli objeleri için nötr ve akıcı bir arka plan yüzeyi oluşturduk. Bahsi geçen akışkan yüzeyleri, mağazanın çeperlerini tutan, pastane, raflar, mug wall, oturma birimleri vb. sabit mobilyaları ve teşhir yüzeylerini oluşturan beyaz lake boyalı ahşap yüzeyler ile, ahşap yüzeylerin üstünde benzer organik sınırı takip eden, kendinden aydınlatmalı yarı geçirgen tekstil yüzey kullanılarak kurguladık. Böylece günün farklı saatlerinde mekanın ışık düzeyini düzenleyerek cadde üzerinde görünür kılınmasını sağladık. Zemin düzlemini, tüm bu kurgunun bir bütünleyicisi niteliğinde ele alarak, markanın kurumsal renkleriyle uyumlu, beyaz düşey yüzeylere kontrast oluşturacak tek bir renkle kapladık.
Tavan yüksekliğinin düşük olduğu etkinlik katı hacmini yeme-içme ve dinlenme alanları olarak ikiye ayırdık ve mekanik elemanları gizlemek için dinlenme alanının tavanını kullandık. Geniş bir sofa yerleştirerek bu alanı yalnızca oturma alanı olarak kullandık, tavan ve duvar yüzeylerini aynalarla kaplayarak kullanıcıların mekanı daha ferah algılamalarını hedefledik. Yeme-içme alanının hemen üstünde açtığımız döşeme boşluğu ile bu hacme gün ışığının ulaşmasını ve mekânsal sürekliliğin sağlanmasını sağladık.