TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi

TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi

TOBB ETÜ Mimarlık Bölümü Öğretim Üyeleri Murat Sönmez ve Nur Çağlar tarafından tasarlanan "TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi" projesi, Ankara'da yer alıyor.

1. Tasarımın Fiziksel Özellikleri ve Tanımı

TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, eski bir tamirhane ve sosyal tesis yapısının bir eğitim mekânına dönüştürülmesiyle ortaya çıkmıştır. 2019 yılında TOBB ETÜ’ye devredilen bu yapılar, 2024’te tamamlanan dönüşüm süreciyle fakülte binasına dönüştürülmüştür. Bu dönüşüm sürecinde, Orman bakanlığa ait tamirhanenin endüstriyel kimliği korunmuş, sosyal tesis binası ise akademisyen çalışma ofislerine uyarlanmıştır. Bu dönüşüm, yalnızca işlev değişikliği değil, mimarlık ve tasarım eğitiminin mekânsal ve pedagojik gereksinimlerine yönelik bütüncül bir yeniden yapılanmayı ifade etmektedir. Böylece, eğitim mekânlarının oluşumuna dair güncel tartışmalara katkı sunan bir model geliştirilmiştir.

Mimarlık, Endüstriyel Tasarım, İçmimarlık ve Görsel iletişim Tasarımı bölümlerinden oluşan TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, 4000 m² eğitim yapısı ve 1500 m² akademik personel çalışma ofislerinden oluşan toplam 5500 m²’lik iki binadan oluşmaktadır. Eğitim bloğunda 16 stüdyo ve derslik ile çeşitli açık çalışma alanları, akademik ofis binasında ise 50 bireysel ofis, 4 bölüm başkanı odası, 1 dekan ve 1 dekan yardımcısı odası, 5 sekreterlik, 1 toplantı odası ve 3 yüksek lisans çalışma/seminer odası bulunmaktadır.

Fakülte binasında, tamirhane ve sosyal tesisin yapısal sistemleri korunarak güçlendirilmiş; mekânsal organizasyon ise yeniden kurgulanmıştır. Bu dönüşüm, fiziksel bir yenilenmenin ötesinde, mimarlık ve tasarım eğitiminin yaklaşımını, ortamını ve pedagojik modelini sorgulayan ve yeniden tanımlayan bir kurguya dönüşmüştür. Böylece mekân, yalnızca bir yapı değil; araştırma, üretim ve etkileşime dayalı bir eğitim ekosistemine evrilmiştir.

2. Tasarım Düşüncesi ve Kavramsal İçeriği

Projede temel kavramsal eksen “tamir” kavramı/olgusu etrafında kurgulanmıştır. Tamir, yalnızca fiziksel onarımı değil; aynı zamanda mekânın, eğitimin ve bilgi üretiminin yeniden yapılandırılmasını sağlayan kuramsal bir çerçeve olarak ele alınmaktadır. Bu çerçevede, dönüşüm; mimari mekânın ve akademik organizasyonun programatik olarak yeniden kurgulanması anlamına gelmektedir. Böylece “tamir”, fiziksel müdahalenin ötesine geçerek, eğitimin, sosyal etkileşimin ve akademik üretimin mekânsal olarak nasıl yeniden düzenlenebileceğine dair teorik bir model önermektedir.

Bu kapsamda, tamir kavramı, yalnızca işlevsel bir yenilenme değil; eğitimin mekânsal ve pedagojik biçimlerinin hem fiziksel hem de epistemolojik düzeyde yeniden tanımlandığı bütüncül bir dönüşüm yaklaşımı olarak tanımlanmıştır. Bu yaklaşım, geleneksel eğitim yapılarının sınırlarını aşan bir kurguyu barındırır; formel ve enformel öğrenme süreçleri iç içe geçerek mimari mekânı eğitimin aktif bir bileşenine dönüştürür. Bu doğrultuda fakülte binasının mekânsal organizasyonu, disiplinler arası etkileşimi destekleyen, kolektif üretimi teşvik eden, esnek ve yeniden üretilebilir, sosyal etkileşimi barındıran bir akademik ortam sunmaktadır. Tamirhane metaforu ise, bilgiyi aktarma, üretme, paylaşma ve dönüştürme süreçlerini barındıran; hem yenilemeyi hem de yeniyi üretmeyi mümkün kılan alternatif bir eğitim mekânı modelini temsil etmektedir. Dolayısıyla tasarlanan Fakülte binasında oluşturulan eğitim alanları, bu yaklaşımın bir uzantısı olarak “açık mekân” olarak tanımlanan bir mekânsal strateji bağlamında tanımlanmış ve tartışılmıştır. Burada açık mekan, tıpkı bir tamirhane gibi, binayı bütüncül tek bir mekan olarak görme yaklaşımını temsil eder; her şeyin iç içe olduğu, farklı işlevlerin iç içe geçtiği, her şeyin birbiriyle ilişkili olduğu, her şeyin göründüğü ve her şeyin bir diğerinin içeriğiyle ilişkili olduğu kapsayıcı mekânsal bir stratejiyi temsil eder.

3. Açık Mekân Kavramı ve Mimarlık / Tasarım Eğitimine Katkı

Tamirhane metaforu eğitim ve öğretim süreçlerini yeniden kurgulayan/tanımlayan mekânsal bir model oluşturulmasına olanak tanımıştır. Böylece akademik üretim ve eğitim mekânlarının dinamik bir sistem içinde dönüşümü sağlanabilmiştir. TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakülte binası, bu dönüşümü “açık mekân” anlayışıyla somutlaştırarak formel ve informel eğitimi bir araya getiren, disiplinler arası ve kolektif bir akademik ekosistem oluşturmuştur. Bu bağlamda, açık mekân, hem mekânsal kurguyu hem de eğitime ait bakışı bir araya getiren bir tasarım stratejisidir. Bilginin üretimi ve paylaşımına dair mekansal bir modeli temsil ederdir. Açık mekan tamir kavramını, pasif bir arka plan olmaktan çıkarıp, öğrenme süreçlerine entegre eden aktif bir bileşene dönüştürmektedir. Sürekli dönüşüm, etkileşim ve kolektif öğrenmeye yönelik olanaklar tanımlayan açık mekân yaklaşımının temel bileşenleri şunlardır;

• Açık Orta / Ortak Mekan ve Açık Amfi: Fakülte binasının kavramsal ve mekânsal odağı, çeperlere yaslanmış stüdyoların ortasında, bir sokak/avlu/galeri gibi işlev gören açık ortak mekândır. Bu mekan, endüstriyel kimliği vurgularken, akademik ve sosyal yaşamı bir araya getiren mekânsal bir kesişim noktası sunmaktadır. Zemin ve 1. katı birleştiren açık amfi, kampüs içinden gelen sokağın fakülte içinde sürekliliğini sağlamaktadır. Farklı ölçeklerde kamusal kullanımlara ev sahipliği yapan bu alan, tamirhane kavramının akademik ve sosyal bağlamdaki mekânsal karşılığıdır.

• Açık Sınıf: Fakültenin kuzey ve güney aksında konumlanan stüdyolar, doğrudan açık ortak mekâna açılmaktadır. Cam duvar sistemleri, atölyeler ile ortak mekân arasında fiziksel ve görsel bütünlük sağlamaktadır. Böylece, eğitim süreçleri kapalı alanlara hapsedilmeden, bütünleşik ve esnek bir öğrenme ortamı yaratılmaktadır.

• Açık Çalışma Alanları: Açık ortak mekânın zemin ve 1. katında yer alan ortak çalışma alanları, üretimi stüdyoların ötesine taşıyan bir stratejinin parçasıdır. Bu yaklaşım, tamir kavramının fiziksel onarımın ötesinde, akademik üretimi mekânsal olarak yeniden kurgulama sürecine katkı sunmaktadır.

• Açık Konstrüksiyon: Açık ortak mekânı ikiye ayıran konstrüksiyon, sergiler, üretimlerin depolanması ve mekânsal organizasyonu sağlarken, akışkan bir çalışma düzeni sunmaktadır. Zemin ve 1. katta konumlanan bu yapı, öğrencilerin üretim süreçlerini görünür kılan bir vitrin işlevi görmektedir.

Tamir kavramı ile mekânsal süreklilik ve dönüşümün ilişkisini gösteren, açık-x temalı fakülte binası, eğitim mekânlarının yeniden tasarlanmasına yönelik alternatif bir yaklaşımın sonucudur. Tamirhane, eğitimi disiplinler arası bir üretim pratiği olarak ele alırken, açık mekân bu sürecin somut karşılığını oluşturmaktadır. Önerilen açık mekân anlayışı, eğitimi mekânın her noktasında gerçekleşebilen bir deneyime dönüştürmektedir. Böylece,

• Öğrenciler ve akademisyenler yalnızca dersliklerde değil, ortak alanlarda da eğitimin aktif bir parçası olmaktadır.

• Bilgi üretimi, yalnızca formel ders anlatımlarıyla değil, karşılaşmalar ve kolektif üretimler yoluyla da gerçekleşmektedir.

• Mekân, salt bir arka plan değil, eğitimi destekleyen ve dönüştüren aktif bir bileşene dönüşmektedir.

Bu mekân, tamir kavramının fiziksel, sosyal ve akademik süreçlerle nasıl bütünleştiğini göstermektedir. Tamirhane, yalnızca onarım değil, eğitimin ve mekânın yeniden programlanmasını sorgulayan bir model sunarken, açık mekân bu dönüşümün esnek ve etkileşim odaklı karşılığıdır. Bu bağlamda, fakülte binası sadece fiziksel bir dönüşüm değil, pedagojik süreçlerin mekânsal olarak yeniden yorumlanmasına yönelik deneysel bir öneridir.

4. Mekânsal Organizasyon ve Yapısal Stratejiler

Endüstriyel bir yapının akademik üretim alanına dönüşümü, sadece fiziksel bir adaptasyon değil, pedagojik ve mekânsal süreçlerin yeniden yapılandırılmasını da kapsamaktadır. Bu doğrultuda:

• Var olan kolon aksları korunarak üç yeni aks eklenmiştir.

• Çelik çatı makasları korunarak, güçlendirilmiş ve görünür hale getirilmiştir.

• Tamirhane işlevine ait “yağ değişim çukuru” ve cephe sistemleri korunarak mimari bellek vurgulanmıştır.

5. Sonuç

TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, endüstriyel bir yapının akademik bir mekâna dönüşümüne dair özgün bir model oluşturmaktadır. Açık mekân kavramı, eğitim süreçlerini kolektif ve esnek hale getiren pedagojik bir model olarak değerlendirilmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın