Trablus Kongre Salonu küresel toplum ile fiziksel bir ilişki kurma iddiasında bulunan ve kendi vatanının ruhunu yansıtan bir yapı.
Libya”daki yoğun kentsel ve mimari hareketin bir sonucu olarak Trablusgarp”ta yenilikçi ve prestijli binalar güçlü ve çağdaş tarzı göstermeye başladı.
Dünya kültürlerine açık, birçok dilin buluştuğu bu Kongre Salonu, yüksek sunumun güçlü bir elemanı, doğal çevrenin dokusunda dünya başkanlarını karşılayan ve temsil ettiği millet için gurur kaynağı olan bir yapı durumunda.
Ormanlarla çevrili dikdörtgen iki katlı “blok” ana giriş tanımlayan geniş bir revak ile metal bir zarfın içine geçerek dış peyzaja açılıyor.
Tasarlanmış bronz hasır uygulamasına sahip yarı saydam çevresel bir “kalkan” iç cam duvarları koruyarak binanın etrafında akıyor. 8 metrelik bir koridor her üç tarafı çevreliyor. Ana bina, 4 metre genişliğindeki bir havuz ve yine 4 metrelik yarı-açık gölgeli dolaşım alanı olarak bırakılmış mekanlara bitişik halde. Tel kafes duvarlar ağaçlardan ilham alınarak yapılmış oyuk desenleri taşıyor ve kontrollü gün ışığının geçişine izin vererek merkezdeki mekana yayıyor.
Cephenin dokusu her yönde binanın yönlendirilişine ve dış ilişkisine bağlı olarak değişiyor. Aynı zamanda hemen bitişiğinde bulunan koru ile uyumunu da koruyor. Doku görsel olarak ağaç dallarının bir uzantısı haliyle ormanlık bir alanın tamamlayıcısı gibi duruyor. Binanın içi gece aydınlatıldığında, ışık cephe boyunca sızarak arka planda yer alan ahşapla birleşiyor.
Çağdaş mimari anlayışa sahip bina her türden teknolojik altyapıya da sahip. İşleviyle birlikte dünya başkanlarının buluşmaları için bir mekan olan bina gücünü henüz belli etmese de mütevazi bir duruşa sahip. Basit, ama işlevsel. Duruluk ve samimiyetiyle kendini ifade ediyor. Çevresiyle uyumu ve gün ışığı, yeşil ve su öğeleri gibi doğal kaynaklardan maksimum yararlanıyor.