90'lı yıllarda yaşam alanı olarak tercih edilen kent merkezi dışındaki banliyö tabir edeceğimiz yerleşimler zaman geçtikçe trafik sıkıntısı, kaybolan saatler ve stres yüzünden merkeze dönüşü tekrar gündeme getirdi.
Bu şekilde bir talep ile tasarlanmış olan Trump Towers, İstanbul’un iki yakası arasında önemli bir aktarma noktası ve iş merkezi haline gelen Şişli sınırları içinde, Mecidiyeköy’de bulunuyor.
Yükselen ve alçalan dinamik form, ilhamını ulaşımın kalbi olan, günde 4 milyon kişiyi çeken ve Asya – Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan en işlek trafik arterlerinden birinde olmasından alıyor. Bağımsız gibi görünen iki kütlenin, ortalarındaki daha şeffaf kütle etrafında birbirine zıt yönlerdeki hareketi ile narin bir yapıya kavuşuyor. E5 üzerinde yol alan biri, kuleyi kendi çekirdeği etrafında hareket ediyormuş gibi algılıyor. Ortadaki kütlenin şeffaf olması çekirdek içine doğal ışık alınmasını da sağlıyor.
Trump Towers 23.370 m2 arsa üzerinde 260.000 m2 toplam inşaat alanına sahip 39 katlı konut, 37 katlı ofis kulesi, 12 bodrum katın büyük bölümünde otopark ve alışveriş merkezini içeren karma kullanımlı bir proje. Binanın 250.000 m²‘si betonarme, 10.000 m2‘si çelik karkas olarak tasarlanmış.
Bina ana caddeden 30 m geri çekilerek büyük bir podyum üzerinde yükselen 2 kuleden oluşmakta. Arsadaki 30 m kot farkı sebebiyle alışveriş merkezi, zemin kat seviyesi ve altında oluşturulmuş. Belli bölgelerde dışardan ışık alma imkanı bu şekilde sağlanabilmekte. Kuleler, podyumdan yükselen kolonlar üzerinde cephe geri çekilerek asimetrik biçimde, mümkün mertebe birbirinin önünü kapatmayacak şekilde oturtulmuş. Ön kule konut, arka kule ofis kulesi olarak tasarlanmış.
Trump Towers’ ın inşa edildiği arsanın merkezi konumu göz önüne alınarak alışveriş merkezi girişi ile birlikte bir meydan da tasarlanmış. Meydanın yeni bir buluşma noktası olacağı, aynı zamanda projeye hareket katacağı düşünülmekte. Brüt 76.000 m2‘lik alışveriş merkezi 5 kattan oluşmakta ve podyumla bağlantılı. Podyum üzerindeki yaklaşık 6.000 m2‘lik yeşil teras, restoranlar ve kiosklar konut ve ofis kullanıcılarıyla birlikte herkesin kullanımına açık.
Şehrin en büyük yolcu aktarma merkezlerinden biri olan Mecidiyeköy, otobüs durakları, metro istasyonu ve yeni yapılan metrobüsle birlikte yaya trafiğinin çok yoğun olduğu bir bölge. Proje bu toplu taşıma akslarıyla organik ilişki içinde olan bir transfer merkezi özelliği de taşıyor. Meydanın alışveriş merkeziyle, alışveriş merkezinin transfer merkeziyle ilişkisi projedeki yaya trafiğini güçlü kılıyor. Binanın içinde toplu taşımayı kullanacak ziyaretçilere ayrılmış otobüs, dolmuş, taksi durakları ve otoparklar bulunuyor. Park&Ride adı verilen sistemde özel aracıyla gelenlerin, arabasını otoparka bırakıp isterse binanın içinden de geçerek toplu taşıma araçları ile gideceği yere ulaşması ve bu şekilde trafikteki araç yoğunluğunun azaltılarak toplu taşıma kullanımının arttırılması düşünülüyor.