Wupper Köprüsü Ağırbaş & Wienstroer Mimarlık tarafından tasarlandı.
“Ludwig-Rehbock-Anlage” 1930’lardan kalma tarihsel bir park. Yapay göletler, köprüler, yollar ve Cennete Uzanan Merdiven (Stairway to Heaven) ile bu rekreasyon alanı Wupper Nehri’nin bir yanında bulunan yerleşim alanı Frankenberg ile diğer yanındaki Opladen merkezi arasında bir bağlantı oluşturuyor.
Yılların yıprattığı mevcut eski köprü gibi yeni köprünün çevresi yemyeşil. Planlamacılar nehrin her iki yakasını bağlayan köprünün kütlesinin hava koşullarına dayanıklı çelik olmasına ve çevreye hakim renk olan yeşile karşıtlık yaratması amacıyla Kızıl renkte olmasına karar verdi.
Bu tasarım aslında ağırlık ve hafifliğin oyunu, karanlık ve ışığın, kalın ve incenin ve büyük ile küçüğün diyoloğu.
Bu çubuğun statik yüksekliği üzerine oturmak için ideal durumda. Böylece köprü nehir üzerinde bir geçiş yapısı olmaktan çıkıp aynı zamanda dinlenmek için bir bank haline geliyor.
Wupper Nehri’nin orta bölümünün üstündeki köprü 17 metrelik açıklığı geçiyor. Köprünün orta kısmı ve uçlarında çapraz kirişler kapalı bir kutu şeklinde oluşturulmuş. Konsol kirişler alındaki plaka ile çift T kesitli olarak düzenlenmiş.
Kutu kesitinin yüksekliği kademeli olarak artıyor ve yukarı köprü güvertesi üzerinde uzanıyor. Üst taraftaki oturma yüzeyi bir koltuk gibi tasarlanmış. Zemin kaplaması olarak parke seçilmiş. Köprünün ortasındaki köprü güvertesi kendi kendine yetebilen ızgaralardan oluşuyor.
Köprünün kıyıyla buluştuğu alanlar son derece dayanıklı, fazla bakım gerektirmiyor ve aynı zamanda da çok ekonomik. Çeliğin kullanımı köprünün sürdürülebilir olmasını sağlıyor ve yapıyı karakterize ediyor. Hava şartlarına dayanıklı çeliklerin kullanımı için ayrıntılı planlar hazırlandı. Basit bir kurulum ile birlikte prefabrikasyonun bölünmesi, çok yüksek bir üretim ve inşaat kalitesi sağladı.
Yunanlılardan beri sesler ve görünür biçimlerinden oranları arasındaki analoji sadece teorik spekülasyondan ibaret değil. Doğanın matematiksel ve armonik yapısı sağlam bir inanç olmamış durumda. Mimariye uyum sağlayan bu fikri benimseyen bu tasarım altın orana dayanan ve 2012 yılında bu sanatsal inancı sınamayı deniyor.