Proje Raporu
Proje Hakkında Genel Bilgi
Günümüz kentleşme uygulamalarının en yıkıcı özelliklerinden biri doğa ile olan karşılaşmalardaki hegemonya mücadelesidir. Doğa-kent, insan-doğa, doğa-kültür, kent-kır; ilişkisi-ikilemi doğaya olan yaklaşımlarımızın da farklılıklarının da göstergesidir. Antroposen çağının baskın türü olarak doğasından uzaklaşmış, çevreye yönelik her türlü inşa eylemini meşru kılan, doğaya karşı çeşitli eylemleri olan insanın rolünü net bir şekilde tanımlar. Sonuç olarak; çevre problemleri, kaynak tüketimi, doğal yaşam döngülerinin bozulması, ekolojik açıdan fakirleşme, yaşam çevrelerinin doğal kimlik değerlerinden yok edilmesi ile yerel ekosistemlerin yapısının değiştirilmesi “ortak değerimiz” olan doğanın korunmasına yönelik zorunlu bir mücadeleyi gerektirir hale gelmektedir. Proje misyonumuz doğa değerlerinin başında gelen ve insan yaşamı için mutlak gerekli olan “suyun” korunması, sürdürülebilir kullanılması ve kaynak kirliliğinin önüne geçilmesini hedeflemektedir. Bu yüzden Küçükçekmece Gölü çeperinin proje alanı seçilmesinde rol oynayan başlıca sebepler yeraltı ve yerüstü su kaynaklarınca zengin ancak bu zenginlikle tehdit altında olması, çeşitli kirliliklerle karşı karşıya kalması ve aynı zamanda gerekli rüzgar ve nem oranına sahip olmasıdır. Çevredeki rüzgar ve nemden su ihtiyacını karşılayan bir sera önerisi geliştirilmiştir.
Tasarım Kurgusu
Rüzgar, nem ve mevcut kaynaklardan elde ettiği suyu, biyomimikriden gelen sistem kurgusuyla birlikte sürdürülebilir bir sera tasarımı oluşturulmuştur. Bu tasarımda insan – doğa – kent ilişkisini güçlendirmek, insana farkındalık yaratmak ve insanı toprakla birleştirmek amaçlanmıştır. Yapı peyzajında gelen kişilerin toprakla bir araya geldiği, ekme-biçme-hasat aşamalarını efektif bir şekilde deneyimleyebildiği alanlar oluşturulmuştur. Küçükçekmece’de var olan endemik türlerin neslinin korunduğu ve çeşitli bitkilerin yetiştirildiği seralar tasarlanmıştır. Seralar döşemelere platformlar şeklinde eklenmiş olup düşey ve yatayda bitki yerleşimi ile mekan içerisinde yeşil dokunun devamlılığının sağlanması amaçlanmıştır. Aynı zamanda bu platformlar mekan içerisinde farklı noktalardan farklı bakışları elde edebileceğimiz boşlukları oluşturacak şekilde yerleştirilmiştir. Tavanlara teknik ihtiyacın yanı sıra toplanan suyun görülebildiği borular ve zeminde insanlarla suyu bir araya getiren havuzcuk yerleştirilmiştir. Terasta ise Küçükçekmece Lagünü çeperi etrafında var olan doğal yaşamı gözlemleyebileceğimiz, aynı zamanda Bathonea Antik Kent arkeoloji çalışmalarının sürdürüldüğü alana da bakış sağlayabileceğimiz seyir alanı oluşturulmuştur. Zemin katta buradaki bitkilerin bakımını sağlayacak kişiler için geçici barınabileceği ve temel ihtiyaçlarını giderebileceği yaşam birimi tasarlanmıştır ve bu yaşam birimine ek olarak gelen ziyaretçilerin de kullanabileceği kolektif bir mutfak kurgusu düşünülmüştür. Çift cidarlı, rüzgar ve nemden su elde eden sistem hakim rüzgar yönü olan kuzeydoğuya yönelecek şekilde yerleştirilmiştir.
Biyomimikri Yaklaşımı
Namib Çölü okyanusa kıyısı olan bir çöldür. Bu ekosistemdeki canlılar, çöl koşullarına göre evrimleşmiştir. Bunlardan biri de namib böceğidir (Stenocara gracilipes). Namib böceği, okyanus üzerinden gelen nemli rüzgara karşı kum tepelerine çıkarak vücudunu 45 derecelik pozisyona getirir. Sonrasında vücut ısısını ortam sıcaklığının altına düşürerek su buharının kabuğunda yoğuşmasını sağlar ve ihtiyacı olan suyu elde eder. Yoğuşan su damlacıkları kabuk üzerinde bulunan hidrofilik kısımlarda birikir, sonrasında buradan hidrofobik yüzeyler aracılığıyla böceğin ağız kısmına yönlendirilir. Bu tasarımda böceğin 45 derecelik duruşu referans alınarak suyu rüzgar ve nemden elde eden çift cidarlı bir sistem kurgusu oluşturulmuştur.
İlk olarak dış cidara suyun nemden ve rüzgardan tutulacağı ve namib böceğinin kabuğunda da yer alan florakarbon bileşeni içeren hidrofilik yarım küreler eklenmiştir. Sonrasında sistemi suyun yoğuşması için gerekli olacak ortam soğukluğunu sağlamak için dış cidara iç cidar ile arasında rüzgar koridoru oluşturacak şekilde açıklıklar açılmıştır. Florakarbon bileşenli hidrofilik yüzeylerde toplanan suyun bitkilere aktarılabilmesi için dış cidardan iç cidara ulaşan oluklar ve iç cidar ile yapı içerisinde bulunan, bu olukların bağlandığı bitkilere ulaşan borular tasarlanmıştır. Bunlara ek olarak rüzgar ve nemden elde edilen suların fazlasının depolandığı havuzcuk tasarlanmıştır.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile İlişkisi
Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedefleri maddelerinden “İklim Eylemi”, “Temiz Su ve Sıhhi Koşullar” maddeleri birincil odak olarak ele alınmıştır. Günümüzde iklim sorunlarından birisi de kuraklıktır. Var olan su kaynakları gitgide azalmaktadır ve gelecek için tehdit oluşturmaktadır. Bu tasarımda canlı yaşamının devamlılığı için önemli olan suyun korunması ve sürdürülebilir kılınması “iklim eylemi” maddesi ile bağdaştırılmıştır. Atmosferik koşullardan elde edilen su ile birlikte alternatif kaynaklar oluşturulması ve mevcut kaynaklara olan ihtiyacın azaltılarak korunması, oluşturulan alternatif kaynakta rüzgar ve nemden elde edilen suyun bitkilere ulaşmadan önce çöktürme havzası, filtreleme ve dezenfeksiyon gibi yöntemlerle arıtımının sağlanması “temiz su ve sıhhi koşullar” maddesiyle bağdaştırılmıştır. “Erişilebilir ve Temiz Enerji”, “Sürdürülebilir Şehirler ve Yaşam Alanları” ve “Sorumlu Tüketim ve Üretim” maddeleri ise ikincil odak olarak ele alınmıştır.
Sürdürülebilirliğe Katkısı
Rüzgar ve nemden elde edilen suyun arıtım aşamasında ilk olarak su içerisindeki istenmeyen ve suya karışmayan maddeler için çöktürme havzası kullanılmıştır. Çöktürme havzasından çıkan sudan gözle görülemeyecek mikrobiyel partikülleri de uzaklaştırabilmek için membran filtre kullanılmıştır. Sonrasında dezenfeksiyon işlemi için ozonlama yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen arıtılmış su bu işlemler için hazırlanan depodan bitkilere aktarımı sağlanmaktadır. Kışın soğutucu kış rüzgarlarını engellemek amacıyla kuzey cephesinde opak levhalarla kesit kalınlılığı artırılmıştır. Güney cephesinde fotovoltaik sistem ile yapı için gerekli olan elektrik üretilmektedir. Güneş panelleri yüzeyde olmakla birlikte güney cephesinin saydam, yarı saydam, opak dengesi göz edilerek cepheye yerleştirilmiştir. Rüzgarın pasif soğutma stratejisinde de yer alması teras açıklığı ve doğu, batı ve güney cephesindeki açıklıklar ile sağlanan çapraz havalandırma sayesinde sağlanmıştır. İçeri giren rüzgâr, sera için gerekli olan yapı içerisindeki nem-buhar dengesinin korunmasını da sağlamaktadır. Genel olarak tasarımda rüzgar, güneş, su gibi doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirliği sağlanması amaçlanmıştır.