Geçirimli beton halkalardan oluşan bir biyo-çeşitlilik kulesi olan proje Aktan Acar ve Yıldırım Yazganarıkan tarafından tasarlandı.
Tasarımcılar, projeyi anlatıyor:
Beton, dünyada sudan sonra en çok tüketilen maddedir. Küresel olarak, her 30 saniyede bir futbol stadyumunu dolduracak kadar beton kullanılmakta. 30 yıl içinde dünya nüfusunun %68’i betonun çok kullanıldığı çok fazla beton atığın ortaya çıkacağı “süper kentler”de yaşıyor olacak.
Dünya üzerinde üretilen atığın en az %30’unun inşaat ve yıkım atığı olduğu öngörülüyor. Avrupa Birliği’nin (AB) 2016 yılı için inşaat ve yıkım atığı miktarı yaklaşık 374 milyon ton. Bu AB’de üretilen atıklar içinde ağırlık olarak en fazla olan atık türü. 2018 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nde 2.36 milyar ton, Amerika Birleşik Devletleri’nde 600 milyon ton inşaat ve yıkım atığı üretimi olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin yıllık inşaat ve yıkıntı atığı ortalaması ise 4 milyon ton.
Beton yeryüzünün baskın türü haline geldi.
Yapılı çevre ve özellikle beton ile canlı çeşitliliği arasındaki ilişkiyi, iklim değişikliği, ekosistem etkileşim ve hizmetleri bağlamında “yerküre” lehine düzenleyecek bir perspektif kaçınılmaz.
Kentleri bütün türler için daha yaşanabilir hale getirmek; canlı çeşitliliğini destekleyerek iklim değişikliği karşısında daha esnek, sağlıklı ve sürdürülebilir kentsel yaşam alanları oluşturabilmek; betonu yenilikçi biçimlerde ele almak; kentin tüm sakinleri için bir öğrenme ortamı ve yaşantı fırsatı yaratmak için YEŞİL BETON projesini tasarladık. Yeşil Beton, geçirimli beton halkalardan oluşan bir biyo-çeşitlilik kulesi.
Yeşil Beton projesi, Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) tarafından 2019 yılında düzenlenen Yapı Tasarım Yarışması profesyonel kategorisinde 3.lük ödülüne layık görüldü. 2020 yılında ÇEİS’in daveti ile Yeşil Beton projesini yeniden ele aldık ve 80 cm çapında 3 metre yüksekliğinde bir versiyonunu geliştirdik.
Geçirimli Beton ağırlıklı olarak zeminde, yağmur ve kar suyunu toprağa iletmek, sel ve taşkın riskine karşı bir önlem, çevre dostu bir alternatif olarak kullanılıyor. İstinat duvarı olarak da örnekleri mevcut.
Düşeyde bir yapı elemanı – biçimi olarak kullanımı ise bulunmamakta. İçinde agrega, çimento ve su var. İnce malzeme kullanılmadığı için boşluklu yapıda. %15-35 boşluklu yapısı ile geleneksel betona göre %30 daha hafif. Boşluklu yapısı hava ve su geçirimi sağlamakta. Rengi, tanecikli yapısı sayesinde ışığı dağınık yansıtıyor. İçinden geçen havayı serinletiyor. Kentsel ısı adası etkisini azaltıyor. Boşlukları çevresel sesleri yutarak gürültü kontrolüne yardımcı oluyor.
Kule, etrafındaki canlı çeşitliliği için bir çekim alanı oluşturacak. Gelişecek bitkisel yaşam ve mevcut boşluklar farklı canlı türleri, özellikle tozlaştırıcı türler (arılar ve diğer böcek türleri), kuşlar, hatta yarasalar bir cazibe yaratacak. Geçirimli betonun boşluklu yapısı sayesinde, birimler havada taşınan tohum ve sporlara da ev sahipliği yapacak. Bitki kökleri ve dalları zamanla boşlukları dolduracak, geçirimli beton birimler arasında geçiş sağlayarak bir donatı işlevi görecek.
Oluşturacağı etki çemberi giderek genişleyecek, kentin dokusunu, havasını, kokusunu değiştirecek.