Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.
SCRA Mimarlık, projeyi anlatıyor:
Apiterapi; arı ve arı ürünlerinin (bal, balmumu, arı poleni, propolis, arı sütü) koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı uygulama yöntemi olarak kullanılması biçimidir.
Zonguldak Apiterapi Merkezi’nde, arı, arıcılık ve arı ürünlerinin tanıtımı, bazı apiterapi uygulamaları ve arı ürünleri ile masaj, bakım gibi uygulamaların yapılması planlanmaktadır. Tesis günü birlik kullanıma olanak sağlayacak donatıların (satış birimi, kafe-restoran, müze-tanıtım-eğitim, uygulamalar) yanı sıra, konaklamaya da olanak veren birbirinden bağımsız çalışan, manzaraya hakim, doğal topoğrafya içerisinde konumlandırılmış 15 adet konut birimi de içermektedir. Açık alanlarda ise çocuk oyun alanları, açık hava spor aktiviteleri alanları (fitness, trekking, bisiklet, yoga, tenis), kamp ve piknik alanları planlanmıştır.
40.386 m² yüzey alanına sahip proje arazisi, Zonguldak İl’inin, Elvanpazarcık Beldesi’nde bulunmaktadır.
Arazinin Kuzey-Güney doğrultusundan geçen orman yolu, arsayı iki parçaya ayırmaktadır. Proje yerleşim kararları verilirken öncelikle yoğun ağaçlı bölgeler tespit edilmiş ve doğaya en az tahribat verilmesi prensibiyle ağaç yoğunluğu olmayan bölgeler yerleşim alanı olarak belirlenmiştir.
Apiterapi Köyü genel tesis yapısı, arazinin kuzey-güney doğrultusuna uzanarak, Arazinin batı tarafından yoldan doğrudan ulaşılabilen bölüme konumlandırılmıştır. Yol kotundan girilen Merkez’in karşılama ve danışma birimleri bir amfi ile arazinin alt kotlarına konumlandırılmış olan Apiterapi Merkezi ve Restoran kotuna bağlanmıştır, bu sayede yapı batıda bulunan dere, manzara ve doğayla doğrudan ilişkili hale gelmiştir.
Apiterapi kabinleri ve kovanlar, arazinin alt kotlarında, dere ve ağaçların arasında konumlandırılarak doğa ile bütünleştirilmiş, yürüyüş yolları, çocuk oyun alanları, spor alanları ve tenis kortları yine coğrafya ile uyumlu bir şekilde dere boyunca konumlandırılmıştır. Yapısal peyzaj öğeleri, bağlamın ruhunu zedelemeyecek şekilde olabildiğince doğal malzemelerden seçilmiş, yabancı türde bir bitkilendirme düşünülmeyip açık alanlarda olabildiğince endemik bitki çeşitliğinin sürdürülmesi ve rehabilitasyonu hedeflenmiştir.
Yapı çeperi bölgenin iklim verileri düşünülerek eğimli yüzeylerden oluşan cephe-çatı’dan oluşturulmuş, yapım kolaylığı ve bölgede tedarik avantajı sebebiyle strüktüründe çelik tercih edilmiştir.
Arazinin doğu tarafında, görece yüksek kotlarda konumlanan konaklama birimleri, birbirlerine manzara ve gün ışığı bakımından engel olmayacak şekilde yerleştirilmiş, iklim koşulları göz önünde tutularak yapı çeperi yine eğimli çatılardan oluşturulmuştur. Ayrıca hem doğal bir malzeme oluşu, hem de su yalıtımı konusundaki avantajları nedeniyle yüzey (çatı-cephe) kaplama malzemesi olarak kayrak taşı tercih edilmiştir.
Arazinin yine doğu tarafında bulunan yoğun ağaçlıklı bölge ise kamp alanı olarak belirlenmiş, çadır ve benzeri sabit olmayan donatılarla günübirlik veya daha uzun süreli konaklamalara ayrılmıştır.