Arkitera Mimarlık Merkezi olarak 9 Mart'ta İstanbul Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde açılan "New Trends of Architecture in Europe and Asia-Pacific" Sergisi'ne katılan mimarlardan Singapurlu mimar Wong Mun Summ ile sergi ve mimarlık hakkında kısa bir söy
Wong Mun Summ: İstanbul’a uzun seneler önce gelmiştim. Kenti gezip, güzel mimarlık eserlerini görmüştüm. Fakat şimdi geldiğimde, eskiyle bir karşılaştırma yapamıyorum maalesef. Havaalanından gelirken ne görebilirim ki… Fakat İstanbul çok uluslararası bir şehir. Fakat havaalanından gelirken değişimi farketmek oldukça zor. Çünkü bunlar çok ticari projeler. Kentin herhangi bir yerinde saklı kalmış güzel projelerin resimlerini çektim ve bunlar çok Türk mimarisini yansıtıyorlardı.
WMS: Ben modanın trendlerine karşıyım, çünkü bütün trendler çok stilize ve yüzeysel. Bence olumlu olan tek şey, mimarlığın tutarlı bir şekilde sürdürülebilir yönde gelişmesidir. Bu her ülke için doğru bir yaklaşım olacaktır.
WMS: Günümüzde internete baktığımızda mimarlık değişken, yüzeysel ve çok küresel. Fakat coğrafi açıdan bakılacak olursa, farklı iklim yerlerine farklı tip yapılar yapmak zorundasınız. Uzun seneler binalar hep aynı gördüğünde iyi bir sonuç ortaya çıkmıyor. Çünkü bu şekilde yapılan binalar gerçek işlevini yansıtamıyor. Diğer önemli bir konu ise, mimarlık içeriğe önem vermeli. Binanın nerde olduğuna ve nerede konumlanacağına…
WMS: Mimarlığı anlamak uzun seneler gerektirebilir, moda gibi değil. Yaptığımız projelerin anlaşılması için bir 10 yıl geçmesi gerekebilir. Bu nedenle iyi olanı dikte etmek hiç de kolay değil. Bana göre mimarlık, duyarlı ve disiplinli bir formda ve az da olsa kıymetli olabildi. Ayrıca mimarlık, ekolojik anlamda ve sürdürülebilirlik yönünde gelişmelidir. Örneğin İstanbul’a baktığımızda, seneler önce inşa edilmiş binalar var ve bu binalar halen daha varlıklarını sürdürüyorlar. Biz de bunların yanında yeni ve farklı binalar yapacağız. Fakat, bunlara karşı sorumlu ve duyarlı olmak zorundayız.
WMS: Aslında çok spesifik bir şey yok. Fakat Singapur’da çok güzel bir şey var. Singapur bir sergi alanı gibi. Doğu ve batının bir köprüsü konumunda. Çünkü Singapur’da Asya’nın İngilizce konuşan bir halkı var. Çin’de, Hindistan’da Asya dili konuşuluyor. Bu nedenle Singapur’da ürettiğimiz projeler ile doğu ve batı arasında bir köprü oluşturmalıyız.
WMS: İlginç bir şey tabii ki… Bu tür paneller insanların konsantre bir şekilde, dışarıda olan gelişmeleri farketmesini ve anlamasını sağlıyor. Sizin panelinizde bunu ortaya koyuyor. Bu nedenle bu tür etkinliklere katılmak iyi bir şey.
WMS: Evet, çalışmalarımız sadece Singapur’da değil, çevre bölgelerde de oluyor. Tayland, Çin, Hindistan ve Avusturalya’da da işler yapıyoruz. Çalışmalarımız yeniliklerin araştırılmasına yönelik görünse de, çok da stilistik ya da modaya uygun olmayabilir. Fakat biz araştırabileceğimiz yerlerdeki şeylere bakmayı tercih ediyoruz.
WMS: Önerim şu olabilir: Mimarlık hakkında düşünürlerken, egolarını yükseltmeden, geçmişlerine bağlı, sorumluluk sahibi olmaları yönündedir.