arkiZON Mimarlık'ın kurucuları Emin Balkış ve Elvan Çalışkan'la bir söyleşi gerçekleştirdik.
Emin Balkış: Nijerya’da 12 konuttan oluşan yeni bir projemiz var. Mimarlar Workshop’un Akasya projesi var, onun bütün iç mekanlarını biz yapıyoruz. Ataşehir’de, Acıbadem Hastanesi’nin arkasında bir tane ofis binası var, bitmek üzere… Bunların dışında birkaç ay evvel biten, Arkiv’de de yer alan bir apartman projemiz var.
Elvan Çalışkan: Bunların haricinde Aksaray’da (İç Anadolu’da) bir ofis projemizin kaba inşaatı şu an devam ediyor. Şile’deki otel var. Biraz ağır aksak ilerliyor çünkü bu müşterilerin kimisi tanıdık. Çok tercih ettiğimiz veya istediğimiz şekilde, profesyonel mi bilmiyorum ama şimdilik bu şekilde devam ediyor.
EB: Bir satış ofisinin iç mekanıyla da uğraşıyoruz aynı zamanda. Bir apartman projemiz daha var yine İdealtepe’de, uygulaması devam ediyor. Bakü’de ve İran’da Demirdöküm’ün fuar standlarını yaptık. Şimdi de showroomlarını yapacağız.
EÇ: Bütün bayilerini yeniliyorlar. Bir kurumsal kimlik çalışması hazırlatmışlardı, o noktada biz devreye girdik. Bütün Türkiye’deki bayilerini yeni konsepte göre düzenleyip yeniliyorlar. Tüm bayilerin ölçülmesi, yeni konsepte göre adaptasyonun yapılması, sonra da siparişlere göre yenilenmesi işlerini yapıyoruz. Yapılması gereken 200’e yakın bayii var, şu an 80-90 kadarı yapıldı.
EB: Dönem dönem değişiyor, Almanya’da çalıştık, Rusya’da, Azerbaycan’da işler yaptık. Şu an dediğim gibi Nijerya’da bir konut projesi var. Bir de otel için teklif veriyoruz. Yurtdışında her zaman projelerimiz oluyor.
EB: Yarışmanın konusunu, fikrini beğenince ve fırsat buldukça katılmaya çalışıyoruz, yani senede bir defa belki… En son Truva Yarışması’na katıldık, konu çok ilgimizi çekti.
EÇ: Katılmak istiyoruz aslında ama hem geçmişteki tecrübelere bakınca neticelerden çok tatmin olmuyoruz. Hem de iş yoğunluğu oluyor, çok vakit ayıramıyoruz.
EB: Yarışmacı bir ofis değiliz zaten. Bütün ofisin enerjisini kanalize edemiyoruz. Çünkü bekleyen işler var, müşteri bekliyor. Arada derede ne kadar vakit kalırsa, o vakitte bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama tabii tam hakkını bazen veremiyoruz.
Emin Balkış (Fotoğraf: Uğur Ceylan)
EB: İş durumuna göre, kimin vakti olursa…
EÇ: Bütün ofisin kanalize olduğu durumlar olmuyor, hiç olmadı. Birkaç arkadaşla yürüttüğümüz oluyor ama işleri bir kenara bırakıp sadece yarışmaya katıldığımız bir dönem hiç olmadı.
EB: Tasarımları ekibimizle beraber yapmaya çalışıyoruz. Kimi zaman ekibi serbest bırakıyoruz. Onlar yapıyor onun üzerine yorumlarda bulunuyoruz. Kimi zaman biz başlıyoruz, onlar devam ediyor. “İlla bizim yaptığımız olsun,” diye katı bir tavrımız yok. Fikirlere, desteklere her zaman açığız.
EÇ: “İşin başında ilk adını biz koyalım, ilk eskizi biz yapalım sonra da onlar devam ettirsin” şeklinde olmuyor, tersi de olabiliyor. Yeri geldiğinde onlar başlıyor, sonra biz müdahale ediyoruz. Böyle esnek bir ofisiz.
Elvan Çalışkan (Fotoğraf: Uğur Ceylan)
EB: Bu tabii projeden projeye değişiyor. İşlevselliğe çok önem veriyoruz, o yere ait olmasına, aidiyetine önem veriyoruz.
EÇ: Tek bir doğrumuz yok aslında işe başlarken. Bütün o verileri toplayıp, oraya has bir tasarım yapmaya çalışıyoruz. Her seferinde aynı şeyleri dikte etmiyoruz. Modern şeyler çizmeye çalışıyoruz.
EB: Çağın, zamanın projelerini yapmaya çalışıyoruz diyelim.
EB: Zor. Gençler için zor, öyle söyleyeyim.
EÇ: Ama iyiye gidiyor bence.
EB: Herhalde biz de biraz yaşlandık. Yaşlanınca daha iyi oldu diye düşünüyorum. Çünkü insanların parasını harcıyorsunuz bir şekilde, insanların size güvenmesi gerekiyor. Biraz genç olunca her ne kadar siz yapabiliyor olsanız da, karşınızdaki öyle algılayamayabiliyor, öyle bir sıkıntı var. Bizim mesleğimizde yaşla ve tecrübeyle daha iyi oluyor.
EB, EÇ: Çok teşekkür ederiz.